MUSTAFA ( Kassamkâtibizâde Ebrûli ) - Geçen asrın ilk yarısında yaşamış Kemahlı ermeni halk şâiri Âşık Ferhâdînin (B.:Ferhâdî,Kemahlı Âşık) ermeni harfleri ile türkce olarak kaleme aldığı “Hûbânı Cânım İstanbul” isimli risâlesinde medhettiği on iki nefer nevcivandan biri ; aşağıdaki satırları hicrî 1253 yılı sonunda (milâdî 1838) yazılmış o risâleden alıyoruz : “Ol şehbâzı dilbaz Ebrûli Mustafa ki zamanımızda Üsküdar şehrinin güzelleri arasında bir dânedir,pederi muhteremi kassamkâtibi Şekûr Efendidir ki gaayetle müsin ve mahdûm pâkîze dahi âteşîn meşreb olub Mısrâ Garib gönül ister eğlence oynaş “Duymuş ki eyyâmı sayfda mecmai hûban Salacak sâhili deryâsıdır,nice civanlar anda uryan olub deryâya dalub şinâverlik iderler.Ebrûli Mustafa dahi varub soyunub nîlgûn fûtesini beline bağlanub ol gürûhi nâzenîne katılmış ,bir kaddi şemşâd ve kendi gibi nâşâd fetâ görmüş ki mühmel dilberânın serveri olub nâmı Satılmış,sanma kim yabana atılmış,tadı tadılmış ,altı ayda bir görür berberi,geysûleri omuz başları berâberi,rûyi dilberinde duman duman har,baldırı çıplak bostanda ırgad;Ebrûli Mustafa işte demiş yâri gaarımı şimdi buldum demişdir ki Kıt'a Bıçkınları açar mühmel kıyâfet Şeyh köçeği sankim yanaşma âfet Sûi zanla şübhe ham ervâhındır Hikmeti şebabdır muhabbet ülfet Mâni Geçer yar ...

MUSTAFA ( Kassamkâtibizâde Ebrûli ) - Geçen asrın ilk yarısında yaşamış Kemahlı ermeni halk şâiri Âşık Ferhâdînin (B.:Ferhâdî,Kemahlı Âşık) ermeni harfleri ile türkce olarak kaleme aldığı “Hûbânı Cânım İstanbul” isimli risâlesinde medhettiği on iki nefer nevcivandan biri ; aşağıdaki satırları hicrî 1253 yılı sonunda (milâdî 1838) yazılmış o risâleden alıyoruz : “Ol şehbâzı dilbaz Ebrûli Mustafa ki zamanımızda Üsküdar şehrinin güzelleri arasında bir dânedir,pederi muhteremi kassamkâtibi Şekûr Efendidir ki gaayetle müsin ve mahdûm pâkîze dahi âteşîn meşreb olub Mısrâ Garib gönül ister eğlence oynaş “Duymuş ki eyyâmı sayfda mecmai hûban Salacak sâhili deryâsıdır,nice civanlar anda uryan olub deryâya dalub şinâverlik iderler.Ebrûli Mustafa dahi varub soyunub nîlgûn fûtesini beline bağlanub ol gürûhi nâzenîne katılmış ,bir kaddi şemşâd ve kendi gibi nâşâd fetâ görmüş ki mühmel dilberânın serveri olub nâmı Satılmış,sanma kim yabana atılmış,tadı tadılmış ,altı ayda bir görür berberi,geysûleri omuz başları berâberi,rûyi dilberinde duman duman har,baldırı çıplak bostanda ırgad;Ebrûli Mustafa işte demiş yâri gaarımı şimdi buldum demişdir ki Kıt'a Bıçkınları açar mühmel kıyâfet Şeyh köçeği sankim yanaşma âfet Sûi zanla şübhe ham ervâhındır Hikmeti şebabdır muhabbet ülfet Mâni Geçer yar gel geç gönül geçer yar Bir Ebrûli Mustafam var selâm vermez geçer yar Bilmez nâzü cilve ancak şebâbetde geçer yar ”. Bedros NİŞANYA