Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
Mustafa (Kasımpaşalı Yemenicigüzeli) article
MUSTAFA (Kasımpaşalı Yemenicigüzeli) - Ondokuzuncu Yüzyıl başlarında yazılmış “Çerkes Rıdvanın Dolapları” isimli meddah hikâyesinin kahramanı.Hikâyede anlatılan vak'a,Onyedinci Yüzyıl ortasında bir anarşi devrine kanlı istibdadı ile son veren Dördüncü Sultan Murad zamanında geçer (B.:Meddah Hikâyeleri,cild ,sayfa ;Murad IV,cild ,Sayfa ).
Hikâyenin özeti şudur :
Güzelliği dillere destan olmuş Yemenici Mustafa 18-19 yaşlarında,gencliğinin en ateşli çağındadır ve güzeliğin de en revnaklı durağındadır.Kalender şâirlerin “Şehrengiz” adını verdikleri manzumelerle övülmüş bütün esnaf güzelleri gibi (B.:Şehrengiz) şâhin başında keçe külâh,çıplak ayaklarında kalyoncu yemenisi olduğu halde ekran ve emsâline uyarak,bıçkın yoluna sapmamış,hanım oynaşlığının câzibesine kapılmamış,bilâkis,ustasının da teşviki ile maarid tahsiline heves etmişdi,ustasının izni ile haftada bir gün Eyyubsultanda cami derslerine giderdi (B.:Hanem oynaşı,cild ,sayfa ),Şeyh Hüsamedini Karamânînin âşıkaane,sâdıkaane ve şâirîne edâlarla verdiği meşhur derslerine.O derslere devamının sebebi de danişmend olmak değil,sadece kalb gözünü açmakdı.
Kasımpaşa bura,sorma neresi ,
Çarşı ortasından akar deresi .
Halkı bıçkın olur,baldırı çıplak ,
Sînesinde tîri müjgân yâresi .
İki sıra dükkânlerde oturmuş ,
Güzelleri süzer çeş...
⇓ Read more...
MUSTAFA (Kasımpaşalı Yemenicigüzeli) - Ondokuzuncu Yüzyıl başlarında yazılmış “Çerkes Rıdvanın Dolapları” isimli meddah hikâyesinin kahramanı.Hikâyede anlatılan vak'a,Onyedinci Yüzyıl ortasında bir anarşi devrine kanlı istibdadı ile son veren Dördüncü Sultan Murad zamanında geçer (B.:Meddah Hikâyeleri,cild ,sayfa ;Murad IV,cild ,Sayfa ).
Hikâyenin özeti şudur :
Güzelliği dillere destan olmuş Yemenici Mustafa 18-19 yaşlarında,gencliğinin en ateşli çağındadır ve güzeliğin de en revnaklı durağındadır.Kalender şâirlerin “Şehrengiz” adını verdikleri manzumelerle övülmüş bütün esnaf güzelleri gibi (B.:Şehrengiz) şâhin başında keçe külâh,çıplak ayaklarında kalyoncu yemenisi olduğu halde ekran ve emsâline uyarak,bıçkın yoluna sapmamış,hanım oynaşlığının câzibesine kapılmamış,bilâkis,ustasının da teşviki ile maarid tahsiline heves etmişdi,ustasının izni ile haftada bir gün Eyyubsultanda cami derslerine giderdi (B.:Hanem oynaşı,cild ,sayfa ),Şeyh Hüsamedini Karamânînin âşıkaane,sâdıkaane ve şâirîne edâlarla verdiği meşhur derslerine.O derslere devamının sebebi de danişmend olmak değil,sadece kalb gözünü açmakdı.
Kasımpaşa bura,sorma neresi ,
Çarşı ortasından akar deresi .
Halkı bıçkın olur,baldırı çıplak ,
Sînesinde tîri müjgân yâresi .
İki sıra dükkânlerde oturmuş ,
Güzelleri süzer çeşmi ne kisi .
Her biri zeberdest milâl ejder,
Kalyoncu yiğitin ciğer pâresi .
Gülle topuk ile nümâyiş gerek ,
Çakır pen esinde hem gaddâresi .
Kaş gözünden gayri,saçından gayri ,
Olmamak gerekdir yüzde kaaresi .
Yemenicigüzeli Mustafa da,saçından,kaşından ve gözünden gayri yüzde karası olmayan bir taze civandı.Cami derslerinden tek arkadaşı,aşarı zengin bir tüccarın oğlu ve güzellikde de dengi Müstecib Çelebi idi,bir kalender şâir şu beyiti de onlar için söylemişdi :
Çift gezmeyiniz sonra nazar eyler isâbet
Bir boyda iki toysunuz Allaha emânet .
Edebli huyları da birbirine benzemekte idi.Zengin Müsteciv Çelebi tıb ilmine merak sarmışdı,onda olan tıb kitabları hekimbaşıda yokdu .
Yemenici Mustafa Eyyubsultana kayıkla gidip gelirken,Defterdarda Cevâhircibaşı Ali Beyin yalısı önünden geçerdi,Ali Beyin de dâri dünyada tek evlâdı bir kızı vardı ve kızın adı da İncili Hanım idi.Yemenicigüzelini gördü ve sevdi.
Yalının önünden kayıkla geçersin
Nerden gelirsin,nereye gidersin
Hanım kızların gönül evinden yanık kokusu geldi mi,o devrin saray gibi yalı ve konaklarında kızdan oğlana nâme götürüb cevab getirecek umabbet ulağı bulmak kolay idi.Cevahirdi Ali Beyin yalısında da bir ebekızı Ayşe Dudu çıkdı,ve “Kızım..dardini bana aç ki dermanı bendedir..” dedi.Güzel kız da derdini açdı.
İzin ver hanım kız hemen sen bana
Varıb görüneyim bir yol oğlana
Yağlı perçeminden tutub eşbehi
Dizinin dibine getirem sana .
Ayşe Dudu dediğini yapdı.Yemenici Mustafanın önce aklını çeldi.Bir sabah yalının önünden kayıkla geçerken kafesin altından bir kız gözü gösterdi.İşte o andan başlayarak Yemenici Mustafa da,kendisine âşık olmuş İncili Hanım için cayır cayır yanmaya başladı.Bindiği kayık Deftardarda Cevahircibaşı Yalısına yaklaşırken yüreği heyecanla çarpıyordu.Kadınla,kızla oynaşmış oğlan değildi.Güzel yüzünü bir utanç kırmezeleğe kaplıyor,Mustafa daha da güzelleşiyordu.Kızdan oğlana nâmeler geliyordu.
Ey rûyi mâhım,gül yüzlü şâhım,
Zülfü kemendim,servi bülendim.
Oğlan da kıza ağız haberleri gönderiyordu.
Ey perî ruhsârım,şeker güftârım ,
Fikrü hayâlım,gülie handânım..
Bir halk türküsü de mustafanın ta yüreğine işliyordu :
Oğlan adın Mustafa,
Gir koynuma sür safâ..
Bu hep böyle bi sürüb gidecekdi ?..İncili Hanımın koynuna girip safasını sürmeyecek miydi ?..Üstüne bir durgunluk çökdü ve ondaki durum değişikliği ilek fark eden de Mustafanın kalb gözünü açmaya çalışan hocası Şeyh Karamânî oldu, “Benim Yemenici Mustafa ya bir nigârı yahud mahbuba tutuldu..akıllı oğlandır,kendisini çabuk toplar,kurtarır ..” dedi.Ama gönül derdini açdığı Müstecib Çelebi çok açık konuşdu, “Mustafam ayağını denk al.. o zengin kızını senin gibi yalın ayaklı,yalın ayaklarıı yarım pabuçlu yemeniciye vermezler..başına belâ olacak bu sevdadan vaz geç ” dedi.Ebekızı Ayşe Dudu ise Mustafaya çok tatlı haberler getiriyordu:“ İncilihanım babasının tek evlâdıdır..kocasını seçmek için irâdesi elindedir..murada ermeleri için babasına ben Mustafamı isterim demesi yeterdi..pek yakında ve helâlinden o güzel kızın koynuna girecek ve safasını sürecekdi..”.
Ayşe Dudu yalan söylemiyordu.Ama hanım kız koca bahsinin babası Ali Bey tarafından açılmasını bekliyordu.Durum bu kıvamda iken sahneye bir Çerkes Rıdvan çıkdı.
Rıdvan Ali Beyin gaayetle makbulü kölesi idi,evlâd gibi büyütülmüşdü ve aşırı sevgi ile şımartılmışdı.
Köle deyüb geçme sakın Rıdvanı
Tığ gibi civelek çerkes civanı
Eller şöyle dursun ayaklarını
Su dökemez inan cennet gilmanı
Konakda yalıda herkes Rıdvana küçükbey derdi ve Ali Beyin onu damad edineceği söylenirdi.Alımlı çalımlı çerkes oğlan da damadlığı kendisine yakıştırmışdı.Ama yalıda ona ehemmiyet vermeyen,yüzüne bile bakmayan,hatâ ondan nefret eden bir kişi vardı ki o da İncili Hanımdı.Rıdvanın da kıza karşı olan duygusu elbet ki sevgi olamazdı.Düşündüğü tek şey Cevahirci başının servetiydi .Gönlü ise kendi cinsinden bir cariyede,Nakşıgül isimli kızda idi,ve kızda Rıdvanı deli gibi seviyordu,fakat beyin sevgili kölesinden yüz bulamıyordu..
Çerkes Rıdvan Yemenici Mustafayı bir tesadif eseri keşfetti.Bir iş için gittiği Eyyubdan dönüyordu.Mustafa da bindiği dolmuş kayığında idi ve yanında oturuyordu. Kayık Cevahircibaşı Yalısının önüne gelince oturuşu,bakışları,yüzünün rengi değişdi.Rıdvan,yalının üst katında denize bakan bir pencerenin kafesinin azıcık kaldırılmış olduğunu,altında da bir çift kız gözünün bulunduğunu gördü.Genc çerkes büluğ çağına girdikden sonra haremden selâmlığa atılmış,müstakil bir uşak odasında yatıyordu ama yalıyı avucunun içi gibi bilirdi,mahud pencere,İncili Hanımın odasının penceresiydi.kafes altındaki gözler de muhakkak küçük hanımındı.
Hiç renk vermeyerek ve yolda Yemenicigüzeli Mustafa ile hiç konuşmayarak Kasımpaşaya kadar gitti,çarşı boyunda,üstündeki bekâr odasında barındığı dükkânını gördü ve çarşılıdan Mustafa hakkında hayli bilgi topladı.Hep iyi şeyler dinledi ise de yine herkes ağız birliği ile “Ama son günlerde değişdi,üstüne bir durgunluk çökdü,gönül derdi çekiyor dediler..” dediler.
Rıdvan yalıya döndükden sonra odasına kapandı,mesele üstünde çok düşündü ve Mustafaya karşı oynayacağı oyunu hazırladı, “İncili Hanımı o yalın ayaklı,yarım pabuçlu yemenici oğlana kaptırırsam bana da Çerkes Rıdvan demesinler..” dedi.Belli idi ki küçük hanım Yemenici güzelini kendisine yar olarak peylemişdi,Güzel oğlan ilim tahsili ile de meşguldü ve muhitinde çok edebli,namuslu genc olarak tanınmış idi.İncili Hanım isterim diye diretirse Ali Bey tek vârisi kızını o yemeniciye vermekde hiç tereddüd etmeyecekdi.Yalıda ise kendisi müstakbel damad gibi görülegelmişdi ve yalı halkından kendisini çekemeyen akranları pek çokdu,onlar da “Ulan Rıdvan,bütün işin kalaymış,biz de seni damad olacak bilirdik..gördün mü Yemenici oğlanı,Kasımpaşadan kalkdı,geldi İncili Hanımımızın koynuna girdi..” dieyeceklerdi.
Bütün gece gözlerne uyku girmeyen şöyle bir dolab hazırladı,işini,İncili Hanımı dile düşürmeden hal edecekdi,ve kendisine çılgın gibi âşık câriye Nakşıgülü maşa gibi kullanacakdı.
Kızı tenha bir köşeye çeken Rıdvan,ona,hazırladığı tuzakdaki rolünü şöylece öğretti :
- Bana kavuşmanın yolu dediklerimi yapmakdır..şimdi iyi dinle..
- ...
- Bey beni damad edinmek ister..ben küçük hanımı sevmem,seni severim,ama Ali Beyin kölesiyim,emrinden dışarı da çıkamam..
- ...
- Dün öğrendimki İncili Hanımın Yemenici Mustafa adında bir oynaşı varmış..
- ...
- Sen falan gece İncili Hanım olacaksın..odan alt katdadır,deniz tarafındadır,pencereyi açık bırakır isen kayıkla yalıya gelecek bir adamı kolayca içeri alırsın.
- ...
- O gece Yemenici Mustafa sözde İncili Hanım çağırmış gibi yalıya gelecek ve sen ona karşı İncili Hanım olub oğlanı odana alacaksın,sonra şamdanın mumunu söndürüp kaçarsın..ben de oğlanı senin odanda basarım,küçük hanımın ipliği pazara çıkar,bey de artık bana damadlık teklif edemez,bey den azadlık kâğıdımı aldım mı senide isterim,verir..murada ereriz..
Nakşıgül,Rıdvan ateşe bas dese basacak derecede âşıkdı,teklifini düşünmeden kabul etti .
Çerkes Rıdvan İncili Hanımın ağzından bir nâme yazdı ve iskele boyunda sürü sürü dolaşan kopuklardan bir oğlanla Yemenici Mustafaya yolladı.Küçük hanımın artık sabrı tükenmişdi,falan gece delikanlıyıkla yalı altına bekliyordu.Yalının alt katında bir cariye odasının penceresinden yüz yüze konuşacaklardı.Oğlanı Kasımpaşadan alıp getirecek kayığı da kendisi gönderecekdi.
Rıdvan yalı halkından da dört beş kişi buldu ve onlara da şu iğrenç yalanı attı:“Haremde Nakşigül ismindeki cariye bazı geceler odasına Kasımpaşadan kayıkla gelen bir nevcivan oğlanı pencereden alıyordu.Kahbeyi yarınki gece basalım..gören olsa câriye demez İncili Hanım dile düşerdi. ”.
Yemenicigüzeli cariyenin oynaşı olarak baskın verince İncili Hanım Mustafadan nefret edecekdi.Rıdvan kayıkcıların hayta takımından birini bulmak da zor değildi, o adamla,onu peşin onu da ertesi gün alınmak üzere yirmi altına pazarlık etti. Yemenicigüzeli Mustafa denilen delikanlıyı gece yarısına doğru Kasımpaşadan alacak ve Defterdar Cevahircibaşı Yalısına getirecekdi,sessiz hırsız küreği çekerek ve fener yakmayarak.Aslında gece böyle bir yolculuk yasakdı ve yakalanırsa çok tehlikeliydi,yakalanırsa asarlardı adamı.Oğlan açık pencereden yalıya girince kayıkcı onun ayakları altından sıvışıp gidecekdi.
İftira ve düzen dolabı Rıdvanın istediği gibi döndü.O yolların erbabı olmayan Yemenicigüzeli Mustafa gece kayıkla yalıya geldi,ve gelirken İncili Hanımın emrine uyduğunu sanıyordu.Nakşıgül açık pencerede idi ve sözde İncili Hanım olmuşdu,“Gel Mustafam,seni pencereden alıyım,kollarımla sarayım,beni sevdiğine inanayım..” gibi laflar etti.
Toy oğlan pencereden yalıya girerken ayaklarının altındaki kayık,hırsız küreği ile sessizce kaydı ve karanlığa karışıp göztden kayboldu.O sıradadır ki Rıdvanın pusudaki adamları “Cariyenin zanparasını yakaladık” diyerek Nakşigülün odasına doldular ve Yemenici Mustafayı yakaladılar.Rıdvanın çevirdiği dolapda maşa gibi kullanıldığı kız neye uğradığını anlayamadı,koçmasına mani olan Rıdvan:“Sakın ağzını açma,işi bana bırak..” dedi.
Baskın gürültüsü bütün yalı halkını ayağa kaldırmışdı.Rıdvan Ali Beyin yanına koşdu,İncili Hanım da oraya geldi.Çerkes köle: “Cariyelerden Nakşigül kahbesi Kasımpaşadan kayıkla gelen Yemenici Mustafa adında bir kopuk oğlanı geceleri odasına alırmış..efenndi namusu korur benleriniz o kopuğu bu gece Nakşıgülün odasında basmışlar..ferman sizin,ne yapalım..” dedi.
Cevâhircibaşı yalısındaki baskın vak'asını birer tezkire ile Sübaşı Ağaya ve Tersâne Baş Çavuşuna bildirdi,çerkes câriye kahbeler ve borçlular mahbushânesi olan Babacâfer Zındanına ,oğlan da en azgın kaatillerin yattığı Tersâne Zındanına atıldı.Nakşıgül sorguya çekildiğinde Rıdvanın tenbihi üzere ağzını açmadı,konuşmadı,“Sükût ikrardır” denildi.Yemenici Mustafa ise yalan söyledi,câriye ile bir aydan fazladır sevişdiği anlattı,ve İncili Hanımın adından bahsetmedi.
İncili Hanım ise baskını duyduğunda:“Vay nankör oğlan..ben onun ateşi ile yanarken meger o câriye ile işi bu mertebeye getirmiş..yalının önünden kayık ile geçerken mestâne bakışları bana değil Nakşıgül kahbesine imiş dedi.” dedi.Ve Yemenici Mustafaya olan aşkı nefrete çevrildi.
Vak'a İstanbulda pek çabuk yayılmışdı.Tersâne zındanında Mustafayı ilk görmeye gelen yemenici ustaları ile Hocası Şeyh Hüsameddin Karamanî olmuşdu.O hak ve cemal âşıkı şâir adam Mustafanın bir oyuna geldiğini tahmin ediyor,fakat sır düğümünü çözemiyordu.Aslında o düğümü,hocasını yüzüne bile bakmaya utanan Mustafa da çözememişdir.Tek arkadaşı Müstecib Çelebiden de bir mektub aldı:“ Ey benim ders arkadaşım Yemenici Güzeli Mustafam..metin ol,ben seni zındanda bırakmam..görmeye gelemedim ise pâdişahımız hazretlerinin hizmetinde olmamdır..” diye.
Dördüncü Sultan Murad gece gündüz içerdi.Nihâyet o günlerde hastalanmış,yatağa düşmüşdü.Hekimler derdinin ne olduğunu bilemediler.Karnı şişmiş,ateşi yükselmiş,nabzı da çok sık atıyordu.Tıb meraklısı genc kitablarını açmış ve nihâyet bir kitabda pâdişahın derdinin adını bulmuşdu,hastalık çok içki kullanmasından gelmiş “Teşemmuu Kebedî”,kara ciğerin mumlaşması(Siraz) idi.Çok tehlikelikeliydi,bilinen tek ilâcı da “Anberiye Suyu” idi.Anberiye,Hindistanda Himalaya Dağlarının en yüksek tepelerinde yetişen yosun cinsinden bir bitki idi,Müstecib Çelebinin ecza dolabında azıcık vardı.Hemen saraya koşdu ve pâdişahın gözdesi silâhdar Mustafa Paşayı gördü,onun aracılığı ile,en ağır sorumluluğu üzerine alarak,pâdişaha anberiye suyunu içirdi.Tedavisi üç gün üç gece sürdü,Sultan Muradın yanından hiç ayrılmadı,ve üçünü gün hasta pâdişah ayağa kalkdı ve delikanlıya “Dile benden ne dilersen” diye sorduğunda Müstecib Çelebi :“Ferman ettiğin için arzediyorum..senden dileğim Tersâne Zındanında yatan Yemenici Mustafa ile Babacafer Zındanına atılmış Cevâhircibaşı Ali Beyin cariyesini huzuruna getirtib dâvâların kendin bak..” dedi.
Babacafer Zındanının kadınlar kısmında fâhişeler arasına konmuş olan Nakşıgül'ü ziyârete yalnız Ebekızı Ayşe Dudu geliyoru.Muhabbet ulağı kadın,yalıdaki baskın vak'asının iç yüzünü öğrenmek için kızı kurnazca sorguya çekiyor,fakat çerkes kızı konuşmuyordu.
Defterdardaki yalıda da hummâlı bir düğün hazırlığı başlamışdı,sevgili kölesi Rıdvanın sadakatini mükâfatlandırmak için Ali Bey kızı İncili Hanımı ona veriyordu. Kızına sorduğu zaman “Rıdvanı istemem,ben yemenici Mustafa adındaki genci seviyorum..” dememişdi.
Babacafer Zındanına son gidişinde çerkes kızına bu düğün hazırlığı haberini verdiğinde kızın dili açıldı ve baskın vak'asının iç yüzünü olduğu gib anlattı.Ve Ayşe Dudu kızdan öğrendiklerini hemen Müstecib Çelebiye ulaştırdı.
Sarayda Sultan Muradın huzurunda bir divan kuruldu.Yemenici Mustafa ile Nakşıgül zındandan alınıp divana getirildiler.Köle Rıdvan ile İncili Hanımda yalıdan alınıp getirildi.Yemenici Mustafayı gece Kasımpaşadan alıp yalıya getiren kayıkcı ve Rıdvanın İncili Hanım ağzından yazıp Mustafaya gönderdiği sahte mektubu dâvet mektubunu toy delikanlıya ulaştıran kasımpaşalı kopuk bulundu.Soruşturmalar ve yüzleştirmeler sonunda Çerkes Rıdvanın çevirdiği dolap.
Cevahircibaşı kızı İncili Hanımı pâdişahın emri ile Yemenici Mustafaya verdi. Köle rıdvan cellâda verildi.Nakşıgüle münasib bir koca bulundu.Müstecib Çelebi anberiye toplamak için Hindistan yolunu tuttu.Yemenicigüzeli Mustafa ayrıca Sultan Muradın has nedimleri arasına alındı.
Usta bir meddah bu hikâyeyi,maniler,türküler ve destanlarla süsleyerek bir haftada anlatırmış (B.:Babacafer Zındanı,cild 4,sayfa 1733 ;Emir Çelebi,Hekimbaşı,cild 9,sayfa 5089 ).
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
Identifier
M33A035
Theme
Person
Subject
Mustafa (Kasımpaşalı Yemenicigüzeli), Kasımpaşalı Yemenicigüzeli Mustafa, Çerkes Rıdvanın Dolapları, Cons of Çerkes Rıdvan, Meddah, Public storyteller, Hikaye, Story, Murad IV (Sultan), Yemenici Mustafa, Şehrengiz, Şeyh Hüsameddin Karamani, Eyüp Sultan, İncili Hanım, Cevahirci Ali Bey, Ayşe Dudu, Çerkes Rıdvan, Nakşıgül, Eyüp, Cevahircibaşı, Baba Cafer Zindanı, Baba Cafer Dungeon, İzmir Çelebi, Hekimbaşılık, Hekimbaşı
Type
Document
Format
Typewriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text written for the Mustafa chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Typewriting on paper
See Also Note
Meddah Hikâyeleri; Murad IV; Şehrengiz; Hanem oynaşı; Babacafer Zındanı, cild 4, sayfa 1733; Emir Çelebi (Hekimbaşı), cild 9, sayfa 5089
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.