MUSTAFA (Ablasıgüzel) – 1885 ile 1890 arasında namlı tulumbacılardan yük arabası sürücüsü bir delikanlı,Kocamustafapaşa (Sünbülefendi) sandığı uşaklarından idi.Rumeli muhâcirlerinden 19-20 yaşlarında pehlivan yapılı zeberdest yiğitti.O tarafların kesimi cebken ve potoru ile, levendâne reftârı, bıçkın çalımı, soyunup da sandık sırığı altına girdiği zaman pırpırılık albenisi de güzellik nakşına ayrıca revnak, tumturak verirdi. Fukarâdan, zenginden, kenarın yosmalarından konakların haspalarına kadar vurgunları, ters dönmüş fesleğin saksısına benzeyen dalfesinin altındaki kâkülleri teli kadar çoktu. Fakat, yalın ayaklı yarım pabuçlu yük arabası sürücüsü olduğu halde gayet edepli, nâmslu, beş vakit namazında, ağzına içkinin katrası düşmemiş, elmas parçası çocuktu. Ablasıgüzel o meşhûri enâm Kendi ablasından güzel Mustafam Şehbâzü şehlevend gencin irisi Bin şâhi hûbâna bedel Mustafam Cebîni pâkinde nûri imânı Her fiilinde tutar emri Kur'ânı Hoş tutar uluyu,sibyan,akrânı, Tuna yalısından güzel Mustafam Yolunu şaşırmadı,para ve hediyeye kapılmadı,taşdan kavak gibi alnı ak dimdik kaldı,nihâyet küffü akrânı bir bağçıvanın gül goncası kızı ile evlendi ki,Mustafanın adı Şâzimend olan güzel ablası da o bağçıvanın kardeşinin karısı idi,vâlide merhum tarafından akrabâmız olurlardı. Vâsıf Hİ...

MUSTAFA (Ablasıgüzel) – 1885 ile 1890 arasında namlı tulumbacılardan yük arabası sürücüsü bir delikanlı,Kocamustafapaşa (Sünbülefendi) sandığı uşaklarından idi.Rumeli muhâcirlerinden 19-20 yaşlarında pehlivan yapılı zeberdest yiğitti.O tarafların kesimi cebken ve potoru ile, levendâne reftârı, bıçkın çalımı, soyunup da sandık sırığı altına girdiği zaman pırpırılık albenisi de güzellik nakşına ayrıca revnak, tumturak verirdi. Fukarâdan, zenginden, kenarın yosmalarından konakların haspalarına kadar vurgunları, ters dönmüş fesleğin saksısına benzeyen dalfesinin altındaki kâkülleri teli kadar çoktu. Fakat, yalın ayaklı yarım pabuçlu yük arabası sürücüsü olduğu halde gayet edepli, nâmslu, beş vakit namazında, ağzına içkinin katrası düşmemiş, elmas parçası çocuktu. Ablasıgüzel o meşhûri enâm Kendi ablasından güzel Mustafam Şehbâzü şehlevend gencin irisi Bin şâhi hûbâna bedel Mustafam Cebîni pâkinde nûri imânı Her fiilinde tutar emri Kur'ânı Hoş tutar uluyu,sibyan,akrânı, Tuna yalısından güzel Mustafam Yolunu şaşırmadı,para ve hediyeye kapılmadı,taşdan kavak gibi alnı ak dimdik kaldı,nihâyet küffü akrânı bir bağçıvanın gül goncası kızı ile evlendi ki,Mustafanın adı Şâzimend olan güzel ablası da o bağçıvanın kardeşinin karısı idi,vâlide merhum tarafından akrabâmız olurlardı. Vâsıf HİÇ