Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
Mâcuncu Çırağı article
“ MÂCUNCU ÇIRAĞI ” - İlk defa 1800 ile 1850 arasında Meddah Şükrü Efendi tarafından söylendiğini tahmin ettiğimiz bir meddah hikâyesi.
Anadoludan, eli ayağı düzgün, kaşı gözü yerinde bir delikanlı, iş bulmak için İstanbula gelmiş.. Bir gün Yenicami önünde başı boş dolaşırken karşısına bir adam çıkmış:
- Delikanlı ne dolaşıyorsun böyle? diye sormuş, genç de:
- Taşradan geldim, iş arıyorum! demiş.
- Ne iş bilirsin?
- Hiç bir iş bilmem, ne gösterirlerse yaparım.
- Gel öyleyse benimle beraber.. Açıkgöz bir çocuğa benziyorsun, sözün sohbetin hoş, kaşın gözün yerinde, elin ayağın düzgün.. İnşallah söz dinler, iş öğrenir, para kazanırsın!
Delikanlıyı berbere, hamama sokmuş, sırtına bir kat temiz uruba, ayağına bir çift yemeni almış, dükkânına götürüp başına gayet süslü bir tabla içinde bir macun hokkası ve kızarmış lokumlar verip ikindiye doğru Süleymaniyede Şeyhülislâm kapısı civârında Tiryaki Çarşısı başına götürmüş:
-Şimdi tablanı şuraya koy, bir kenara çekil.. Seyret, benden nakış al! demiş..
Delikanlı bir köşeye çekilip seyretmiş.. Ustası olacak adam çubuğunu tellendirip tablanın başında bağdaş kurmuş oturur, müşteriler de lâf etmeyip bir lokum alıp macuna batırdıktan sonra tablanın yanındaki çanağa parasını bırakır giderler.. Bir saat sürmez, lokumlar ve macun tükenip para çanağı ...
⇓ Read more...
“ MÂCUNCU ÇIRAĞI ” - İlk defa 1800 ile 1850 arasında Meddah Şükrü Efendi tarafından söylendiğini tahmin ettiğimiz bir meddah hikâyesi.
Anadoludan, eli ayağı düzgün, kaşı gözü yerinde bir delikanlı, iş bulmak için İstanbula gelmiş.. Bir gün Yenicami önünde başı boş dolaşırken karşısına bir adam çıkmış:
- Delikanlı ne dolaşıyorsun böyle? diye sormuş, genç de:
- Taşradan geldim, iş arıyorum! demiş.
- Ne iş bilirsin?
- Hiç bir iş bilmem, ne gösterirlerse yaparım.
- Gel öyleyse benimle beraber.. Açıkgöz bir çocuğa benziyorsun, sözün sohbetin hoş, kaşın gözün yerinde, elin ayağın düzgün.. İnşallah söz dinler, iş öğrenir, para kazanırsın!
Delikanlıyı berbere, hamama sokmuş, sırtına bir kat temiz uruba, ayağına bir çift yemeni almış, dükkânına götürüp başına gayet süslü bir tabla içinde bir macun hokkası ve kızarmış lokumlar verip ikindiye doğru Süleymaniyede Şeyhülislâm kapısı civârında Tiryaki Çarşısı başına götürmüş:
-Şimdi tablanı şuraya koy, bir kenara çekil.. Seyret, benden nakış al! demiş..
Delikanlı bir köşeye çekilip seyretmiş.. Ustası olacak adam çubuğunu tellendirip tablanın başında bağdaş kurmuş oturur, müşteriler de lâf etmeyip bir lokum alıp macuna batırdıktan sonra tablanın yanındaki çanağa parasını bırakır giderler.. Bir saat sürmez, lokumlar ve macun tükenip para çanağı ağzına beraber dolup ustası: “Hak berekât!..” diye kalkmış.. berâber dükkâna dönmüşler..
Üç gün bu suretle gidip gelmişler, dördüncü gün ustası:
- Gördün ya oğlum, demiş, tartîsı, terazisi, pazarlığı, gürültüsü yok! Müşterimin vereceği paralar belli, benim yaptığım gibi yapacaksın.. Tablayı koyup oturacaksın..
- Başüstüne ustacığım!
- Yalnız bir nasihatim var.. Ne lokumdan yiyeceksin.. Ne de macundan tadacaksın!..
- Peki ustacığım! Sayende karnım tok, sırtım pek..
Dördüncü gün Tiryaki Çarşısının köşesine çırak oğlan yalnız gitmiş.. Ustasının yaptığı gibi yapmış.. Malûm müşteriler gelmişler.. Delikanlının yüzüne bile bakmamışlar, bir söz etmeyip lokum ve macun alıp paralarını verip gitmişler.. Ve böylece günler, haftalar gelip geçmeğe başlamış.. Günlerde birgün çocuk tablada bir lokumun arttığını görmüş, şeytan da hazır ve nâzır imiş.. Ustam nereden farkedecek diye lokumla macun hokkasıni sıyırıp ağzına atmış, boş tablayı da başına olıp dükkânın yolunu tutmuş.. Tam dükkâna yaklaştığı sıra, karşısına dünya güzeli gibi bir küçük bey çıkmış:
Başında âlâ Hind şalı, sırtında topuklarına kadar samur kürk, ayağında sahtiyan çizmelerin nalçası gümüşten, belde mücevher kabzalı hançer, parmaklarda zümrüd ve Felemenk yüzükler..
- Çocuk ! Sen ne iş yaparsın, ne alıp, ne satarsın? demiş
- İşte efendim ustam macun yapar, ben de satarım..
- Buraya İstanbul derler.. Taşı toprağı altun derler.. Senin gibi eli ayağı düzgün, kaşı gözü yerinde bir çocuk başında lokum tablası yalın ayak yarım pabucu sokak sokak dolaşmak olur mu?! Benimle gel bakayım!
- Senin ne işin vardır ki beyim?
- Benim işim saz ve söz, iyşu işret, zevku safâdır!..
- Ya bu tabla ne olacak?
- Kaç paralıktır ki.. Bırakıver şuraya.
Şeytan da kulağına fıslamış:
- Dükkân şuracıkta.. Kaybolacak değil ya!
Çocuk tablayı bırakmış;
- Ben de seninle gelirim beyim! demiş.
Macuncu çırağı küçük beyin peşine takılmış. Dereden tepeden konuşup sahile inmişler, üç çifte bir kayığa binmişler, bir mükellef yalıya çıkmışlar.. Cennet gibi bir bahçe.. Bahçede mermerden bir havuz, havuzun ortasında billûr bir köşk.. Köşkün içinde içki sofrası kurulmuş.. Bir köşede türlü sazlar.. Küçük bey bir atlas mindere oturup kucağına tanburunu alınca macuncu çırağı:
- O nedir ki beyim?. diye sormuş.
- Sazi tanbur.
Çocuk havuzu göstermiş:
- Bunun adı nedir beyim?
- Âbı billûr!..
- Ya bu girdiğimiz yer neresidir?
- Köşkü nûr!
Küçük bey sofradan iki kadeh alıp birini macuncu çırağına uzatmış:
- Bunlar nedir ki beyim?
- Gülgüli bâde!
Lâl dudaklarının üstündeki karanfil bıyıkları yeni yeni terlemeğe başlamış olan küçük beyin yanağında bir ben varmış:
- O nedir ki beyim?
- Mercâni dâne!
- Beyim, ya senin yanakların ne diye parıl parıl parlıyor?
- Güneşten zerre!.
- Öpsem olmaz mı bir kerre!
Küçük bey macuncu çırağının yüzüne öyle bir tokat aşketmiş ki çırak oğlanın gözünde şimşekler çakıp yere yıkılmış. Bir de gözünü açıp bakmış ki; ne mercan dane, ne küçük bey, ne köşkü nûr, ne âbı billûr var.. Lokum tablası devrilmiş, macun hokkası kırılmış.. Kendisi de Tiryaki Çarşısındaki köşe başında, bir uyuz köpeğe sarılmış yatmaktadır.. Tokadı atan da ustası:
- Yürü kerata dükkâna!..
Fatma KOÇU
Theme
Folklore
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
Creator
Fatma Koçu
Identifier
M1A007
Theme
Folklore
Subject
Type
Clipping, Document
Format
Print, Handwriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text written for the Ma-Mad chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Clippings are glued to paper. Article title and corrections are written with pen.
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Folklore
Contributor
Type
Clipping, Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.