MACAROVİÇ KAPTAN – Şirketi Hayriyenin ilk kaptanlarından ;aslı Makedonyalı idi,otuz yıldan fazla,çocukluğunda girdiği yalken gemilerde açık deniz tayfalığı yapmış ve 1869 da kaptanlıkla şirket hizmetine alınlış,otuzaltı sene hizmetten sonra 1905 de emekliye ayrılmışdır.Kaptanlıkda ustalığından başka gemicilerine çok iyi muamelesi ile tanınmışdı.Fakat yelkenli gemi hayatından kalan bir alışkanlıkdan kurtulamamış , yanında daima mahbub bir tayfa bulundururdu,her masrafını cebinden garür ve daima rum pedimu veya palikarlarından seçdiği o mahbu göze batacak tarzda giydirirdi :başında kocaman mavi püsküllü bir fes,uzun bir kordona takılmış olan püskül omuza kadar sarkardı, “Omuzdöven” denilirdi,mavi bezden gömlek ve onun altında,ağır yerde sürünür bir adalı şalvarı bulunur,çorapsız giydirği galata yemenisin ökçesini de topuk nümâyişi içi mutlaka bastırtırdı.Yanında uzun zaman baş tayfalık yapmış Maçkalı Hasan Çavuş,yıllarca sonra Macaroviç Kaptanın ahvâlini Üsküdarlı hak şâiri Vasıf Hocaya şöylece anlatmışdır :“ İyi adamdı,usta gemici idi, kaptanlığı boyunca hiç kaza yapmamışdır.Mahbub perestliği bizi ilgilendirmez,hatta bildikleri halde şirket büyüklerini bile ilgilendirmemişdir. O pedimulardan üçünü gördüm,tanıdım,yaşları yirmiyi bulunca memleketine yollar,yerine yenisini bulurdu, b...

MACAROVİÇ KAPTAN – Şirketi Hayriyenin ilk kaptanlarından ;aslı Makedonyalı idi,otuz yıldan fazla,çocukluğunda girdiği yalken gemilerde açık deniz tayfalığı yapmış ve 1869 da kaptanlıkla şirket hizmetine alınlış,otuzaltı sene hizmetten sonra 1905 de emekliye ayrılmışdır.Kaptanlıkda ustalığından başka gemicilerine çok iyi muamelesi ile tanınmışdı.Fakat yelkenli gemi hayatından kalan bir alışkanlıkdan kurtulamamış , yanında daima mahbub bir tayfa bulundururdu,her masrafını cebinden garür ve daima rum pedimu veya palikarlarından seçdiği o mahbu göze batacak tarzda giydirirdi :başında kocaman mavi püsküllü bir fes,uzun bir kordona takılmış olan püskül omuza kadar sarkardı, “Omuzdöven” denilirdi,mavi bezden gömlek ve onun altında,ağır yerde sürünür bir adalı şalvarı bulunur,çorapsız giydirği galata yemenisin ökçesini de topuk nümâyişi içi mutlaka bastırtırdı.Yanında uzun zaman baş tayfalık yapmış Maçkalı Hasan Çavuş,yıllarca sonra Macaroviç Kaptanın ahvâlini Üsküdarlı hak şâiri Vasıf Hocaya şöylece anlatmışdır :“ İyi adamdı,usta gemici idi, kaptanlığı boyunca hiç kaza yapmamışdır.Mahbub perestliği bizi ilgilendirmez,hatta bildikleri halde şirket büyüklerini bile ilgilendirmemişdir. O pedimulardan üçünü gördüm,tanıdım,yaşları yirmiyi bulunca memleketine yollar,yerine yenisini bulurdu, benim tanıdıklarım şunlardır : Sakızlı Yuvan,Tatavlalı Vangel,Bağçeköylü Kara Lefter.Lefter için hiristiyan çingenedir denilirdi.Arnavudköyünde tepede bir evde otururdu,köpek meselesinden sonra karşı yakada Kuzguncuğa taşındı..”. Köpek meselesini de Abdürrahman Cabir Vada “Boğaziçi Konuşuyor” isimli eserinde şöyle anlatıyor :“ Şirket kaptanlarından Macaroviç çatal sakallı ve pek lâübâli tavırlı adımdı.Daima yanında gezdirdiği seter cinsi köpeğini ,vapurda da kaptan mevkiinde bulundururdu.Ordodoksların Haçı Suyaatma Merasiminde Merasimi Arnavudkayünde eski iskelenin yanında yapılırdı.Bir seferinde tam merasimin yapıldığı sırada Macaroviçin vapuru da iskelede blunuyoru.Kayıklar içinde sırmalı ruhanî cübbesini giymiş papaz,haçı suya atar atmaz,etrafındaki kayıklardan da denize atılanları gören av köpeği kaptan köşkünden denize atladı ve palikarlı geçerek haçı ağzına aldı ,karaya çıkardı ve kaptanın evine doğru koşmaya başladı,peşine takılan halkın velvelesinden büsbütün ürkerek dağlara doğru gitti,gözden kayboldu.Bu sefer rumların nümâyişi Macaroviçe karşı döndü.Her gece vapurunu Bebek Koyundaki şamandıraya bağladıktan sonra tepedeki evine giden kaptan korkusundan bir hafta kadar gemiden karaya çıkamadı gemide yattı..”. Sonra da evini Kuzguncuğa nakeleden Macarovi 1914-1915 arasında hayli yaşlı olarak orada ölmüşdür.