Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ABDİ (Yusufçavuşzade)
Cevri Çelebi hikâyesinin kahramanlarından ve İstanbul nevcivan tiplerinden; Dördüncü Murad zamanında fevkalâde güzel bir delikanlıdır, bir gün babasının konağında pencere önünde otururken, konağın karşısında Mehmet Çelebinin berber dükkânında bulunan Cevri Çelebi kendisine âşık olur, bin altın vererek Abdinin resmini yaptırır ve o resme bakarak avunmağa çalışır. Kırkıncı gün, konaktan bir feryadü figan yükselir, Yusuf Çavuş ölmüştür, Cevri Çelebi konağa koşar, bu acı gününde Abdinin itimat ve sevgisini kazanmağa muvaffak olur, ona bir mürebbi ve hâmi arkadaş seçilir ve konağın selâmlığına yerleşir ve yoliyle Abdiye bütün duygularını açarak dostane bir karşılık görür. Bir gün Yusufçavuşzade Cevri Çelebiye: “Âşıklık halinde ne ile eğlenirdin?” diye sorar; Çelebi, “Sizin tasvirinizi yaptırdım, anınla eğlenirdim” der. Abdi resmi ister, bakar; “Doğrusu ben bu kadar dilber isem bana tahammül olunmaz” der; fakat resmin arkasını çevirince, âfet gibi bir kız tasviri görür: Bir nazenin ki on üç, on dört yaşında, devlet tacı başında, kudret kalemi kaşında; kaşlar yaya benzer, cemal aya benzer, kirpiği ok, dudağı ebru, burun çekme, ağız hokka, dişler inci; bir karış gerdan, püskürme benler, memeler taze turunç gibi, göğüs endam aynası, topuğuna bir fiske vursan üç gün üç gece titrer..
Güzel ...
⇓ Devamını okuyunuz...
Cevri Çelebi hikâyesinin kahramanlarından ve İstanbul nevcivan tiplerinden; Dördüncü Murad zamanında fevkalâde güzel bir delikanlıdır, bir gün babasının konağında pencere önünde otururken, konağın karşısında Mehmet Çelebinin berber dükkânında bulunan Cevri Çelebi kendisine âşık olur, bin altın vererek Abdinin resmini yaptırır ve o resme bakarak avunmağa çalışır. Kırkıncı gün, konaktan bir feryadü figan yükselir, Yusuf Çavuş ölmüştür, Cevri Çelebi konağa koşar, bu acı gününde Abdinin itimat ve sevgisini kazanmağa muvaffak olur, ona bir mürebbi ve hâmi arkadaş seçilir ve konağın selâmlığına yerleşir ve yoliyle Abdiye bütün duygularını açarak dostane bir karşılık görür. Bir gün Yusufçavuşzade Cevri Çelebiye: “Âşıklık halinde ne ile eğlenirdin?” diye sorar; Çelebi, “Sizin tasvirinizi yaptırdım, anınla eğlenirdim” der. Abdi resmi ister, bakar; “Doğrusu ben bu kadar dilber isem bana tahammül olunmaz” der; fakat resmin arkasını çevirince, âfet gibi bir kız tasviri görür: Bir nazenin ki on üç, on dört yaşında, devlet tacı başında, kudret kalemi kaşında; kaşlar yaya benzer, cemal aya benzer, kirpiği ok, dudağı ebru, burun çekme, ağız hokka, dişler inci; bir karış gerdan, püskürme benler, memeler taze turunç gibi, göğüs endam aynası, topuğuna bir fiske vursan üç gün üç gece titrer..
Güzel Abdinin aklı başından gider: “Cevrim!.. Ben bu tasvirin sahibini ya bulurum, ya bu yolda helâk olurum” der, kendisine bu kızı bulmasını, buluncaya kadar da yüzünü göremiyeceğini söyliyerek odasına kapanır, yemekten içmekten kesilir. Zavallı Cevri Çelebi de evine dönüp odasına kapanır, kırk gün ağlar, uyku kendisine haram olur, ağzına bir lokma taam koymaz. Her ikisinin de anaları telâş edip kabahati biribrine atarlar, bir taraftan da tasvirin sahibi olan kızı ararlar, ve nihayet bin dert ile bulurlar, bu dünya güzeli: Tüccar Mahmudun kızı Rukiye Banûdur. Tanrı misafiri olarak eve girerler, gece yatısına kalırlar ve bir fırsat kollayıp Rukiye Banûya Yusufçavuşzade Abdinin resmini gösterirler.. Kız deli divane olur: “Aman kadın, şunu benim ile müşerref eyle” der. Abdi ile Cevriye müjdeler gider, her ikisi de ayağa kalkabilmek için üç gün beslenir. Abdiyi bir çengi kızı kıyafetine sokarlar, Rukiye de anasını kandırıp konaktan yalıya tebdilihava için üç gün izin alır. Koçuda Çavuşzade ile buluşur, arabanın kapaklarını kapayıp Çavuşzadenin başından yaşmağı atıp: “Efendim Abdi gayri sabra mecalim kalmadı” diye sarmaşdolaş olurlar, gûya bal ile kaymak bir yere karışır, turfanda gül gibi birbirlerini koklamaktan öpmeğe elleri değmez. İskeleye varırlar, yedi çifte ile yalıya geçerler, yalı bahçesinin ortasındaki köşkte ne dillerle tarif ve ne kalemlerle tahrir olunur zevkü safalar ederler. Cevri Çelebi de yalıya davet edilir. Fakat bir gece Bostancıbaşı yalıyı basar, cümlesini vezir divanına götürür. Rukiye Bânu Çavuşzade ile başgöz edilir; Cevri Çelebiye de bir kız verilip düğün dernek ile muratlarına kavuşurlar.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM010056
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 1, sayfalar 21-22
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.