Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Mehmed Ağa (Mimar Sadefkâr) maddesi
MEHMED AGA ( Mimar Sadefkâr ) – Türk sanat tarihinin büyük simalarından, İstanbulda Sultanahmed camiinin mimarı (B.: Sultanahmet Camii).
Doğum tarihi bilinmiyor; sanatkârın şanında çağdaşlarından ve dostlarından Câfer Çelebinin yazdığı “Risalei Mimariye” de nakledilen fıkralara dayanarak 1554-1558 arasında doğmuş olduğu söylenebilir. On yedi ile yirmi yaş arasında, 1575 de bir sene kadar Kanuni Sultan Süleymanın türbesi ile bahçesi bekçileri arasında bulunmuş, oradan has bahçeye alınmıştır. Bu kayıddan da Kastamonu havâlisi halkından olduğu tahmin edilebilir.
Bir gün Hasbahçede musiki meşkeden Enderunu ağalarını görmüş, o genclerin saz çalarak türküler, şarkılar söylemesi kendini cezbetmiş, dersden sonra, koynunda bütün servetini teşkil eden doksan altınını genclerin musiki hocasına vererek: “Size bütün paramı veriyorum... Kaç çeşit saz varsa bana birer tane alınız... Geri kalan da ustalık hakkı olarak sizde kalsın... Ben saz öğrenmek istiyorum” diye yalvarmıştı; ve adı bilinmeyen sâzendeden kısa zaman içinde oldukça bir şeyler öğrenmişti. Fakat gördüğü bir rüyâ üzerine sazendeliği bırakmış, sedefkârlığa, marangozluğa ve mimarlığa heves etmişti ve yine kısa bir zaman içinde sedefkârlıkta hayli hüner sahibi olmuş, Allah vergisi olan yaratıcı sanat dehâsiyle o zamana kadar görülmem...
⇓ Devamını okuyunuz...
MEHMED AGA ( Mimar Sadefkâr ) – Türk sanat tarihinin büyük simalarından, İstanbulda Sultanahmed camiinin mimarı (B.: Sultanahmet Camii).
Doğum tarihi bilinmiyor; sanatkârın şanında çağdaşlarından ve dostlarından Câfer Çelebinin yazdığı “Risalei Mimariye” de nakledilen fıkralara dayanarak 1554-1558 arasında doğmuş olduğu söylenebilir. On yedi ile yirmi yaş arasında, 1575 de bir sene kadar Kanuni Sultan Süleymanın türbesi ile bahçesi bekçileri arasında bulunmuş, oradan has bahçeye alınmıştır. Bu kayıddan da Kastamonu havâlisi halkından olduğu tahmin edilebilir.
Bir gün Hasbahçede musiki meşkeden Enderunu ağalarını görmüş, o genclerin saz çalarak türküler, şarkılar söylemesi kendini cezbetmiş, dersden sonra, koynunda bütün servetini teşkil eden doksan altınını genclerin musiki hocasına vererek: “Size bütün paramı veriyorum... Kaç çeşit saz varsa bana birer tane alınız... Geri kalan da ustalık hakkı olarak sizde kalsın... Ben saz öğrenmek istiyorum” diye yalvarmıştı; ve adı bilinmeyen sâzendeden kısa zaman içinde oldukça bir şeyler öğrenmişti. Fakat gördüğü bir rüyâ üzerine sazendeliği bırakmış, sedefkârlığa, marangozluğa ve mimarlığa heves etmişti ve yine kısa bir zaman içinde sedefkârlıkta hayli hüner sahibi olmuş, Allah vergisi olan yaratıcı sanat dehâsiyle o zamana kadar görülmemiş güzel şeyler yapmağa başlamıştı.
Üçüncü Sultan Muradın ilk saltanat yıllarında herkes tarafından büyük bir hürmet gören Koca Mimar Sinana Ağa sık sık Hasbahçeye gelir, sarayda mimarlığa hevesli gençlerle konuşur, onları sanata teşvik ederdi. Mehmed Ağa da o büyük adamı âdeta vecd içinde dinlerdi. Bir gün çekinerek Koca Mimar Sinan Ağaya bir işini gösterdi, Mimar Sinan fevkalâde beyendi: “Aerin kalfa... görülmemiş bir iş işlemişsin... Şimdi bu senin yaptığını yapan sanatkâr yoktur, niçin güzel bir şey yapıp da Padişahımıza hediye etmezsin; bir lûtuf ve ihsan görürsün” dedi ve sedefkâr Mehmed Ağayı teşvik etti. Genç sanatkâr da Mimar Sinanın teşviki ile bir sene uğraşarak 1589 da sedefli bir rahle işleyerek Üçüncü Murada takdim etti; Padişah rahleye hayran oldu: “Sultanı Kur'anı azime, şehinşâhı fürkaanı kerîme bundan güzel taht olmaz...” dedi ve derhâl sedefkâr Mehmed Ağayı Hasbahçe bekçiliğinden saray kapıcılığına yükseltti: o zamanlar saray kapıcılığı mühim bir mevki idi, Mehmed Ağa bahçe bekçilerinin giydiği acemi oğlanı külahını çıkarmış, başına altın işlemeli üsküf giymişti.
1589 senesine kadar geçen sekiz sene içinde muhtelif resmî vazifelerle Mısıra, Arnavudluğa, Bosnaya, Macaristana gitti, Bütün Tuna boyunu dolaştı, Kırıma gitti. Anadolunun birçok yerini gezdi, bu seyahatlerde görgüsü, bilgisi zenginleşti. 1597 de İstanbulda su nazırı oldu 1607 de de Osmanlı İmparatorluğunun baş mimarı Ser Mimaranı Hassa tayin edildi; yaşı: 49-53 arasında idi, bu suretle gayesine kavuşmuş olan büyük sanatkâr 1609 da şaheseri olan Sultanahmed camiinin yapısına başladı.
Altı minaresile bu büyük ve güzel cami, cihanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbulun görünüşüne yeni bir ihtişam verecekti, İstanbulun üzerinde asîl Türk damgalarından biri olacaktı; Türk yapı sanatının son büyük hamlelerinden birini teşkil edecekti. Etrafındaki medreseleri ve camiin bânisi olan Birinci Ahmedin türbesini olgun bir zevkin eseri bir plân içinde toplayan Mimar Mehmed Ağa camiin içini de harikulâde tezyin etmişti. Bilhassa çini tezyinatına çok ehemmiyet vermiş, duvarları, kubbeyi tutan fil ayaklarını onyedinci yüzyıl başının Türk çiniciliğinin birer nefisesi olan büyük panolarla adetâ bir cennet bahçesi haline getirmişti; ve nihayet camie kendi nezâreti altında yapılan ve bir sanat hârikası olan bir minber koymuştu; ve bütün güzelliklerin görülmesi için de camiin içine bol bir ışık vermişti.
Risâlei Mimâriye müellifi Câfer Çelebi, Sultanahmed camiini yaptığı sıralarda ziyaretine gittiği büyük mimarı şöylece tasvir ediyor: “Mehmed Ağa, camiin şadırvanı önüne bir seccâde serdirmiş, ama kendisi üzerinde oturmaz, bir kuruca yer bulup oturmuştu; sol elinde bir arşın, sağ elinde de tespih vardı, durmadan tespih çeker, zikrederdi ve etrafındaki ustaları gözden geçirirdi; işini ihmal edeni görürse elindeki arsını sallıyarak: “Bre işleyin” diye bağırırdı; ve arada kalkıp camii şerifi dolaşırdı.
Camin yapısı 1616 da, 7 sene içinde tamamlandı.
Bu büyük sanatkârın ölüm tarihini de tesbit edemedik.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Kupür, Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
M13B014
Tema
Kişi
Konular
Mehmed Ağa (Mimar Sadefkâr), Mehmet Ağa (Mimar Sedefkâr), Mimar Sadefkâr Mehmed Ağa, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa, Mimar, Architect, Sultan Ahmed Camii, Sultan Ahmed Mosque, Sultanahmet Camii, Sultanahmet Mosque, Blue Mosque, Cafer Çelebi, Risale-i Mimariyye (Cafer Efendi), Süleyman I (Sultan), Sinan (Mimar), Mimar Sinan, Mimar, Architect, Murad III (Sultan), Mısır, Egypt, Arnavutluk, Albania, Bosna, Bosnia, Kırım, Crimea, İstanbul Su Nazırı, Water Minister of Istanbul, Çini, Glazed tile
Tür
Kupür, Belge
Biçim
Baskı, Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Mehmed Ağa-Mehmed Ata bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine tükenmez kalem ve daktilo. Kupürler kâğıda yapıştırılıp, kupürün üzerinde tükenmez kalemle düzeltmeler yapılmıştır.
Bakınız Notu
Sultanahmet Camii
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Kupür, Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.