TR
Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
About
Istanbul Encyclopedia
Reşad Ekrem Koçu
Web Project
Archive
❯
M
❯
M12
Mehmed (Güzel) article
MEHMED ( Güzel ) – Hicrî 1057(M.1647) yılında henüz onbeş yaşında iken hummâya tutularak ölen çok güzel bir çocuk.Bir mahalle mektebine gidermiş,mektebde Mehmed Efendi adındaki hocası kendisine divâne gibi âşık olmuş ve sevdiği çocuğun ve çok temiz bir aşk ile sevdiği çocuğun beklenmeyen ölümünden sonra onun şanında ve mesnevi tarzında millî kütübhânemizde bir benzeri bulunmayan “Nevhatül Uşşâk” adı ile bir eser yazmışdır,büyük bi platonik aşkın hikâyesidir.Tanzimatdan önceki edebiyatımızın en meşhur kitablarından biridir. Muhitinde çok mazbut bir adam ve namuslu bir âile reisi olarak tanınmış Hoca Mehmed Efendi,eserinde mektebinin semtini,güzel talebesinin de kimin oğlu olduğunu söylemiyor,yalnız Mehmedin 25 yaşlarında Mustafa adında gaayetle reşid ve zeki bir ağabeyi olduğundan,onun da çok dilber bir genc olduğunu,Mehmedin yerine onu koyub bağlandığını,teselli aradığını,fakat iki ay sonra onun da ölümü üzerine büsbütün divâneye döndüğünü söylüyor. “Nevhatül Uşşâk” 2040 beyitlik bir eserdir.İlk defa olarak hicrî 1261 yılı sonunda (ağustos 1848) Mehmed Said Efendi adında biri tarafından bastırılmış ve yayınlanmışdır.Aşağıdaki parçaları eserin muhtelif yerlerinden alıyoruz : Mehmedin portresi : ..................... Hüdâ hakkı içün aşuru güzeldir Güzeller içre gaayet bî bedeldir ...
⇓ Read more...
MEHMED ( Güzel ) – Hicrî 1057(M.1647) yılında henüz onbeş yaşında iken hummâya tutularak ölen çok güzel bir çocuk.Bir mahalle mektebine gidermiş,mektebde Mehmed Efendi adındaki hocası kendisine divâne gibi âşık olmuş ve sevdiği çocuğun ve çok temiz bir aşk ile sevdiği çocuğun beklenmeyen ölümünden sonra onun şanında ve mesnevi tarzında millî kütübhânemizde bir benzeri bulunmayan “Nevhatül Uşşâk” adı ile bir eser yazmışdır,büyük bi platonik aşkın hikâyesidir.Tanzimatdan önceki edebiyatımızın en meşhur kitablarından biridir. Muhitinde çok mazbut bir adam ve namuslu bir âile reisi olarak tanınmış Hoca Mehmed Efendi,eserinde mektebinin semtini,güzel talebesinin de kimin oğlu olduğunu söylemiyor,yalnız Mehmedin 25 yaşlarında Mustafa adında gaayetle reşid ve zeki bir ağabeyi olduğundan,onun da çok dilber bir genc olduğunu,Mehmedin yerine onu koyub bağlandığını,teselli aradığını,fakat iki ay sonra onun da ölümü üzerine büsbütün divâneye döndüğünü söylüyor. “Nevhatül Uşşâk” 2040 beyitlik bir eserdir.İlk defa olarak hicrî 1261 yılı sonunda (ağustos 1848) Mehmed Said Efendi adında biri tarafından bastırılmış ve yayınlanmışdır.Aşağıdaki parçaları eserin muhtelif yerlerinden alıyoruz : Mehmedin portresi : ..................... Hüdâ hakkı içün aşuru güzeldir Güzeller içre gaayet bî bedeldir Nedir onda olan ol çeşmü ebrû Nedir onda olan ol anberîn bû Nedir onda olan o yâlü ol bâl Nedir ol ak boyunda ol siyah hal Levendâne nedir ol tarzu üslûb Cihanda var mıdır bir böyle mahbûb Nedir ol oturuşlar ol duruşlar Nedir ol pâdişâhâne revişler ................ Mektebe gelişi : Sabah oldu açıldı çünki mekteb Gelüb sibyan oturdular müretteb Kamudan sonra geldi gördüm ol hûr Boynunda mushafı nûri alânûr .............. Mektebden gidişi : Gözüm ardınca yola baka kaldı Sirişkim seli yola aka kaldı ................ Yürekdeki duygunun gizlice açılması : Hafîce eyledim arzı muhabbet Kaçınmadı benimle etti ülfet Gözüm nûru niçin haz itmesün kim Benim mahkûmum iken oldu hâkim Gönül mülkini şu deklû etti teshir Anın oldu kamu ahvalde tedbir Didim ana bir gün mahfice ey yâr Cenabından bir iki minnetim var ................. Ayak öpme hikâyesi : Dilin bu idi hem arzusu Niyâz ile ideydi pâyi bûsi Didi ol meclisi hüsnün çerâğı Efendi öpmeğe virmem ayağı Didi hâşâ bunu görmem revâ ben Ayağıma yüzünü süresin sen Düşüb sürdüm yüzü pâyine yârin Komadım fırsatın yarına yârin Kolumdan tutub ol dem eyledi zor Elimden ayağın aldı ol hûr ......................... Çocuğun terbiyesinin bozuluşu,serpilip büyümesi,akranı olmayan arkadaşlar ve Hoca Efendinin sözlerinin dinlenmemesi : Anınçün oldu hercâi o mahbûb Nice olmaya Hoca oldu mağlûb Mukayyed olmaz oldu hiç derse Sözün red itmez oldum her ne dirse Dilerse gâhice okurdu dersin Okumazsa nedir çâre ne dersin İrişüb servi kadi oldu bâlâ Cemâli gün begün olmakda âlâ Yiğit oldu yeni yâran buldu Bırakdı eski yâri anmaz oldu Cefâ vü cevrini hadden aşurdu Firâkı âteşi bağrım pişirdi Niçün benden kaçarsın ey gazâlim Niçün gûş eylemezsin hasbihâlim Yeni yâran idindin gibi şâhım Benim ya eskilik midir günâhım Alub aşkını ver gönlüm güzel yâr Yürü kimlerle istersen salun var Heman çok sevdiğim bakdı yüzüme Elem çekdi begaayet bu sözüme Kızardı gül yüzü darlığından Yine haz etmedi ayrıldığından Didi bin nâz ile ol serv endâm Bugün itdim cefâ vü cevri itmâm Kelâmı İzzetin boynuna takdı El öpdü nâz ile yüzüme bakdı .................. Mehmedin hastalığı : Çarşanba günü olmuşdu azad Sürûru zevk ile gitmişdi dilşad Çü perşenbe günü açıldı mekteb Dizildi cümleten sibyan müretteb Ki kuşluk vakti oldu galmedi yâr Hemandem oldu mekteb bâşıma dar Gözüm seğirirdi kulak çınlar idi Derunum içre canıl inler idi Hemandem çıka geldi vâlide yâr Didi oldınız siz haberdar Başım ağrır deyû yatdı o mehrû Gözüne girmedi bu gice uyku Harâretden vücudu yandı tutuşdu Düşüb bîhûş olub kendin unuttu ................... Hocası Mehmed Efendi hastayı ziyârete gelir,hummâ ateşi içinde yanan Mehmed hocasını tanımaz.Birkaç gün sonra da Güzel Mehmedin ölüm haberi gelir.Ne yapacağını şaşıran hoca efendi hemen onun evine koşar ve temiz bir aşk ile delice sevdiği talebesinin nâşini kendi kendisi gaslider ve yine kendi elleriyle techiz ve tekfin eder : Ne çâre aklımı başa getürdüm Varub sevbini üstünden götürdüm Serîr üzre serildi servi nâzım O dem fâş oldu halka gizli râzım Gidüb ebr oldu zâhir mihri rahşan Velî itmiş küsuf ânı perîşan O nûru ittim sütreyle mestûr Mehi mahsuf veş olmaya manzur, Gözümden ebr veş dökdüm dümûğu Hemandem eyledim gasle şürûu Yüzüm sâbun ve rîşim eyledim lîf Olan tâ cismi dildâriyle elîf Serîr üzre döküp kâküllerini Perîşan eyleyüb sünbüllerini Yur idim anı eşki dîdem ile Tarardım şânei müjgânım ile Dönerdim çevre yânın hemçü doolaab Akardı çâhi çeşmimden çıkub âb Gözüm yâşiyle ol cennet nihâlin Sulardım dolaşıp sâğın şimâlin İdüb pervâne veş ol şem'i devran Yakın olmuşdu zîrâ devri hicran Anın gaslettiğimce sağ ve solun Dilerdim bâğı cennet de vüsûlün Şu doklû eyledim gaslinde dikkat Ki kalmadı vücûdum içre kuvvet ................. Hoca efendi Mehmedin büyük kardeşi Mustafayı da gasil ve tekfin etmişdi ki onu da şu beyitde kaydediyor : .................. İdüb techîzü tekfînin o hânın Ki gasl idüb namâzın kıldım ânın Mezarlığın adını yazmıyor,fakat iki kardeşin yan yana defnedildiklerini kaydediyor : ................. Olub ol iki genc yan yana medfûn Kimin olmadı ol dem bağrı pür hûn Lebi deryâde virüb bâşı bâşa Yaturlar iki serv konuşa konuşa İstanbulda deniz kenarı mezarlık yalnız Rumelihisarındadır.Anadoluhisarı mezarlığı da Göksu Deresi kenarındadır ;iki güzel kardeşin bu iki mezarlıkdan birinde medfun olmaları gerekir.Her iki mezarlık dikkatle arandı,Mehmed ile Mustafanın kabirleri bulunamadı. Yine aynı eserden Mehmed ile Mustafa için yazılmış bir mersiye ile Mehmed için iki ölüm tarihi alıyoruz : Ey drigaa netti gör yine bu dehri bîvefâ Bir budak üzre iki gül bitmişdi pür sefâ Uğrayub bâdi hazâna eylediler ihtifâ Kani mahbûbum Muhammed kani dostum Mustafâ Ol iki çeşmi gazâli saydidüb şîri ecel Kalbi ehibbâyi fırâk itdi pür hûnü kesel Rûzü şeb âh ü enîn île bunu dirsem mahel Kani mahbûbum Muhammed kani dostum Mustafâ Bîrisi onbeş yaşında ruhleri gülzâr idi Bîri yirmibeşinde rûyi sünbülzâr idi Bîri dil eğlencesi bîri müsâhib yâr idi Kani mahbûbun Muhammed kani dostum Mustafâ Biri hurşîdim birisi mâhi tâbânım idi Biri şâkirdim hem oğlum biri yârânım idi Birisi cânım idi hem biri cânânım idi Kani mahbûbum Muhammed kani dostum Mustafâ Mehmedin ölümüne tarih Hâcesi didi anın mevtine bu tarihi Rûhi Muhammed çün (içün) okuyalım fâtihe Mehmedin ölüm yılı olan 1057 yi bulmak için “içün” kelimesini “çün” şeklinde yazmak zarureti vardır. Mehmedin ölümüne mücevher tarih Mûnisi ola Hazreti Kur'an Yâri gaarı ola kabr içre ulûm Bâ nekad harfi târih oldu Nahli tâze Mehmedim merhum” 1057 Nevhatül Uşşâ şu satırlarla sona eriyor : “Hakkaa bir mahbûbi cihan ve mergunbi cenan gûyâki hûrii cinan bir nevresîde civan idi kim kemâli Hüsünle mümtâz ve hayli hûban içre serafrâz ve gönül kapmakda bir şehbâzı pür nâz idi kim nazîri âlem içre azdan az idi.Husûsâ bu dâîi derdmendin ferzendi ercümendi makaamında bir dilberi husmendi ve şehlevendi dilpe sendi idi,drigaz ve hayfâ bu dünyâi bîvefâ bağı civânı ve servi çemeni zindegânı gül lebi letâfet ve meyvei dirahti zerâfet ve berki şâhsârı tarâyeti bâdi hazâna ve sarsarı bî amûna dûş olub mürgi cânı azîzi fezâyi inse ve hümâyi rûhi lâtâfi havâyi kudse pervâz idüb sîlâbı mûsibeti ve nîrvânı hasreti ve cemâli iştiyâkının kürbeti dîdeleri giryân ve sîneleri sûzân ve ciğerleri büryân ve akılları hayrân ve serleri sergerdân ve sabırları perîşân eyleyüb Kıt'a Deriğ ol servi rânâya Yıkıldı pernigûn oldu Deriğ ol mâhi garrâya Küsûf irüb fenâ buldu “ İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn.Hazreti Rabbül Âlemîn ol mahbûbi meh cebîhi Firdevsi Berrînde hûri ayn ile hemnişin idüb rahmet nîmetiyle ziyâfet ve magfiret şerbetiyle şekaayet ve rizâsı kabâsiyle taltîf ve likaası ziyâsı ile müşerref eyliye Âmin yâ Rabbül âlemîn ve yâ Ekremül Ekremîn ”. Nevhatül Uşşâk İstanbulda en yüksek edebî mahfillerde uzun kış gecelerinde okunur ve erbâbı kalemden konu komşu da konaklara :“Buturun.. bu gece Navhatül uşşâk okunacak”diye dâvet edilirdi.Dinleyenlerden hiç kimsenin kafasından ve yüreğinden en küçük bir kötü düşünce geçmezdi.Türk toplumunun,aşk yolunda samimi ve temiz itiraflar karşısında asîl bir hoş görürlüğü vardı. Bahâ KÂHYAOĞLU
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Article Title
MEHMED (GÜZEL)
Creator
Bahâ Kâhyaoğlu
Identifier
M12A026
Theme
Person
Subject
Mehmed (Güzel), Güzel Mehmed, Humma, Fever, Mehmed Efendi, Nevhatü'l-Uşşak, Hoca Mehmed Efendi, Mehmed Said Efendi, Mezarlık, Cemetery, Rumelihisarı, Rumeli Hisarı, Rumelian Fortress, Anadoluhisarı Mezarlığı, Anadoluhisarı Cemetery, Göksu Deresi, Göksu Creek, Mersiye, Elegy, Mesnevi, Divan, Baha Kahyaoğlu
Type
Document
Format
Typewriting, Handwriting
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Text prepared for Mehmed chapter of Istanbul Encyclopedia
Note
Typewriting on paper. Some of the text and stanzas are glued to the document. Print notes are written with pen on the document.
Bibliography Note
Nevhatü'l-Uşşâk
Provenance
Istanbul Encyclopedia Archive has been opened to access in cooperation with Kadir Has University and Salt.
Theme
Person
Contributor
Type
Document
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
In collaboration with  
Rights Statement
Cookie Policy
LPPD