İBRAHİM EFENDİ (Üskdarlı Şeyh) – Hicrî 1226 (M.1811) da Üsküdarda türemiş bir üfürükcü şeyh; müverrih Cevdet Paşanın tarifi ile “Sırrı Vahdet diye şeriata ve akla uymaz saçma sözler söyliyerek bir çok kişiyi igfal ettikden başka nefesi keskin diye şöhret bularak Enderun ağalarına çatmış mürid ve münibleri çoğalmışdı.Has Odalılardan Hüzeyin Ağayı da Ya Hay ve Ya Kahhar ismişeriflerile zikre devam ettirmiş,Hasodalı Hüseyin Ağa da aşırı zikirle çıldırma hâline gelerek bir gün Sünnet Odasının camlarını kırıp parçalar iken tesadif eseri oraya gelen pâdişah tarafından görülmüş ve genc adamın o hâline Üsküdarlı Şeyh İbrahimin telkinlerinin sebeb olduğunu öğrenmişdi”.Bu vak'adan bir kaç gün sonra da tebdili kıyâfetle Çamlıcada şeyhin zâviyesi önüne gitmiş,28 mayıs 1811 bir salı günü idi,zaviyenin önünde bir takım kadın arabaları,kirâ beygirleri görmüşdü,zâviye de kadınlar ve Enderun Ağaları ile dopdoluydu.İkinci Sultan Mahmudun yeniçeri ocağını kaldırma tasarısı ile uğraşdığı yıllardı,ocaklı zorbaların türlü gaaileleri arasında bir de bu şeyh taslaklarıyla yeni bir gaaile karşısında kalacağını anlamış,ve Bâbıâliye “Bu adam şeyh değil bir kallaşdır,İstanbuldan hemen hemen sürgün edilsin” diye bir haber yollamış,üfürükcü,nefesi keskin Şeyh İbrahim de,kendisine kör körüne inanmış çehreli bi...

İBRAHİM EFENDİ (Üskdarlı Şeyh) – Hicrî 1226 (M.1811) da Üsküdarda türemiş bir üfürükcü şeyh; müverrih Cevdet Paşanın tarifi ile “Sırrı Vahdet diye şeriata ve akla uymaz saçma sözler söyliyerek bir çok kişiyi igfal ettikden başka nefesi keskin diye şöhret bularak Enderun ağalarına çatmış mürid ve münibleri çoğalmışdı.Has Odalılardan Hüzeyin Ağayı da Ya Hay ve Ya Kahhar ismişeriflerile zikre devam ettirmiş,Hasodalı Hüseyin Ağa da aşırı zikirle çıldırma hâline gelerek bir gün Sünnet Odasının camlarını kırıp parçalar iken tesadif eseri oraya gelen pâdişah tarafından görülmüş ve genc adamın o hâline Üsküdarlı Şeyh İbrahimin telkinlerinin sebeb olduğunu öğrenmişdi”.Bu vak'adan bir kaç gün sonra da tebdili kıyâfetle Çamlıcada şeyhin zâviyesi önüne gitmiş,28 mayıs 1811 bir salı günü idi,zaviyenin önünde bir takım kadın arabaları,kirâ beygirleri görmüşdü,zâviye de kadınlar ve Enderun Ağaları ile dopdoluydu.İkinci Sultan Mahmudun yeniçeri ocağını kaldırma tasarısı ile uğraşdığı yıllardı,ocaklı zorbaların türlü gaaileleri arasında bir de bu şeyh taslaklarıyla yeni bir gaaile karşısında kalacağını anlamış,ve Bâbıâliye “Bu adam şeyh değil bir kallaşdır,İstanbuldan hemen hemen sürgün edilsin” diye bir haber yollamış,üfürükcü,nefesi keskin Şeyh İbrahim de,kendisine kör körüne inanmış çehreli bir genc müridi ile birlikde Anadoluada mechul bir yere sürgün edilmiş,ve İstanbulda bir daha adı duyulmamışdı.