İBRÂHİM (Yemenici Küçük) – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında yaşamış ve tulumbacı yemenisi dikmekdeki merak ve hüneri ile şöhret bulmuş bir sanatkârdır ;İstanbulda geneler arasında tulumbacılığın pek revacda bulunduğu o devirde yüzlüce delikanlının ayağına ripâriş üzerine yemeni dikmişdir ; beyzâde,paşazâde, balıkcı, kayıkcı, arabacı müşterisini ayırd etmez, alacağı parayı düşünmez, sanatının inceliklerini, ustalığının hünerini bileği, topuğu, tabanı, parmakları kusursuz güzel ayaklara dikdiği yemenilerde gösterir idi ; tulumbacılığa hevesli ve ayakları güzel fakir, XXXXX garib genclere, meşhur yemenilerini hediye pir aşkına bağış diker, bağışlardı ; iri kıyım bir oğlan ayağına böylece özene bezene dikdiği bir çift tulumbacı yemenisi bir gün tartılmış, 32,5 dirhem gelmişdi ; koşarlı uşaklı ayakların şânına lâyık tüy gibi hafif yemenilerdi. Şöhretinin İstanbulu tutduğu 1890 ile 1900 arasında 40-45 yaşlarında idi, hoş sohbet, gaayetle terbiyeli, okur yazar, hattâ edebî zevki olan bir sanatkârdı Münevver ahbablarına da Dükkânı Fatihde Çeşmemeydanında idi ; münevver ahbablarına rica etmiş, divanlardan ayak öpme ayak öpme üzerine beyitler toplatmış, onları hattatlara yazdırıp levhala dükkânını bu levhalarla donatmışdı. Kendi ağzından şu kıt'ayı da devrin yazı üstadlarından Şâm...

İBRÂHİM (Yemenici Küçük) – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında yaşamış ve tulumbacı yemenisi dikmekdeki merak ve hüneri ile şöhret bulmuş bir sanatkârdır ;İstanbulda geneler arasında tulumbacılığın pek revacda bulunduğu o devirde yüzlüce delikanlının ayağına ripâriş üzerine yemeni dikmişdir ; beyzâde,paşazâde, balıkcı, kayıkcı, arabacı müşterisini ayırd etmez, alacağı parayı düşünmez, sanatının inceliklerini, ustalığının hünerini bileği, topuğu, tabanı, parmakları kusursuz güzel ayaklara dikdiği yemenilerde gösterir idi ; tulumbacılığa hevesli ve ayakları güzel fakir, XXXXX garib genclere, meşhur yemenilerini hediye pir aşkına bağış diker, bağışlardı ; iri kıyım bir oğlan ayağına böylece özene bezene dikdiği bir çift tulumbacı yemenisi bir gün tartılmış, 32,5 dirhem gelmişdi ; koşarlı uşaklı ayakların şânına lâyık tüy gibi hafif yemenilerdi. Şöhretinin İstanbulu tutduğu 1890 ile 1900 arasında 40-45 yaşlarında idi, hoş sohbet, gaayetle terbiyeli, okur yazar, hattâ edebî zevki olan bir sanatkârdı Münevver ahbablarına da Dükkânı Fatihde Çeşmemeydanında idi ; münevver ahbablarına rica etmiş, divanlardan ayak öpme ayak öpme üzerine beyitler toplatmış, onları hattatlara yazdırıp levhala dükkânını bu levhalarla donatmışdı. Kendi ağzından şu kıt'ayı da devrin yazı üstadlarından Şâmi Efendiye yazdırıp bir kapu karşısındaki duvara asmışdı: Osman Cemal KAYGILI