Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
İlâhî Bey (Deli) maddesi
İLÂHÎ BEY (Deli) – Tarihimizde kanlı bir anarşi devri olan Onyedinci asrın ilk yarısında Anadoluda Seydişehrini zulüm ve ırza namusa tecâvüz şenaatleri ile kasıp kavurmuş bir sipâhi zorbası.Başına eclâf ve erâzili toplamış,şehrin ayan ve estâfını haraca bağlamış,türlü iftirâlarla dilediğini zincire vurdurur,zındana attırır,Deli İlâhî Beyin tehdidi altında Şer'î mahkeme şâhidsiz mahkûmiyet hükümleri verirdi.Zorbanın şerrinden pek çok kişi civar kasabalara kaçıp dağılmış idi.İstanbula gönderilen şikâyetler de,zorbanın rüşvetini yiyenler tarafından cevapsız bırakılıyordu.
Hicrî 1041(1632) yılında Abdünnebi adında birinin teşviki ile Seydişehirlilerden bir kalabalık şikâyet için İstanbula gitti.Rüşvetini yiyenlerden “Korkma gel,kılına hatâ gelmez” diye mektub alan Deli İlâhî Bey de İstanbula gitti.Çıkın altınlar ve hurçlar dolusu hediyeler götürmüşdü,döşeli dayalı bir konak tutarak konağına indi ve hâmilerini ziyaretle altınları ve hediyeleri dağıttı.Birkeç gün sonrada,İlâhî Beyin geldiğini duyan şikâyetcileri,başlarında Abdünnebi Ağa,bir sabah konağını basdılar.Seydişehirde iken kendisine karşı gelen bir yeniçeri neferini başında üsküfü ile çarşıda asdırmışdı,konağı basanların arasında,yoldaşlarının intikamını almak isteyen yeniçeriler de vardı.
Deli İlâhî Bey iri yarı ve gaayet çir...
⇓ Devamını okuyunuz...
İLÂHÎ BEY (Deli) – Tarihimizde kanlı bir anarşi devri olan Onyedinci asrın ilk yarısında Anadoluda Seydişehrini zulüm ve ırza namusa tecâvüz şenaatleri ile kasıp kavurmuş bir sipâhi zorbası.Başına eclâf ve erâzili toplamış,şehrin ayan ve estâfını haraca bağlamış,türlü iftirâlarla dilediğini zincire vurdurur,zındana attırır,Deli İlâhî Beyin tehdidi altında Şer'î mahkeme şâhidsiz mahkûmiyet hükümleri verirdi.Zorbanın şerrinden pek çok kişi civar kasabalara kaçıp dağılmış idi.İstanbula gönderilen şikâyetler de,zorbanın rüşvetini yiyenler tarafından cevapsız bırakılıyordu.
Hicrî 1041(1632) yılında Abdünnebi adında birinin teşviki ile Seydişehirlilerden bir kalabalık şikâyet için İstanbula gitti.Rüşvetini yiyenlerden “Korkma gel,kılına hatâ gelmez” diye mektub alan Deli İlâhî Bey de İstanbula gitti.Çıkın altınlar ve hurçlar dolusu hediyeler götürmüşdü,döşeli dayalı bir konak tutarak konağına indi ve hâmilerini ziyaretle altınları ve hediyeleri dağıttı.Birkeç gün sonrada,İlâhî Beyin geldiğini duyan şikâyetcileri,başlarında Abdünnebi Ağa,bir sabah konağını basdılar.Seydişehirde iken kendisine karşı gelen bir yeniçeri neferini başında üsküfü ile çarşıda asdırmışdı,konağı basanların arasında,yoldaşlarının intikamını almak isteyen yeniçeriler de vardı.
Deli İlâhî Bey iri yarı ve gaayet çirkin bir adamdı.Kahvaltısını yapmış,şarab yerine kullandığı tarçın suyunu içmiş,mahbub bir hizmetkârı çubuğunu hazırlıyordu ki baskıncılar içeri girdiler.Abdünnebi Ağa,bir sedirde yalın ayak,ev kalığında oturan İlâhî Beyin yakasına yapışdı :
- Seninle şer'î dâvamız vardır,kalk,paşa divanına giderid !.. dedi.
Zorbanın adamları korkularından birer köşeye sinip saklanmışlardı.Deli magrur ve müstehzi :
- Nola,gideriz..ama biz tanınmış kişiyiz,önce hareme gideyim,giyineyim..kullarım at eğerlesinler,ata binip sizinle geleyim,böyle yalın ayakla paşa divanına yaya gidilmez..dedi.
Baskıncılar üçyüz kişi kadardı :
- Bire zâlim kaatil..burası atlara binip malımıza,iyâlimize,evlâdımızı musallat olduğun Seydişehri değildir..burası Âliosman tahtı İstanbuldur..sen kimsin ata bineceksin..böyle yalın ayak yürüyeceksin,yürümezsen leşini sürür götürürüz!.. dediler ve konakdan zorla çıkardılar.
Devrin sadırazamı kanlı bir ihtilâlin iş başına getirdiği Topal Receb Paşa idi.Paşa divanında Deli İlâhî Beye sahib çıkan olmadı.Şikâyetcilerin arasında yeniçerilerin bulunması da ayrıca bir korku havası vermişdi.Zorbe sipahi kendisini “Yalandır,iftiradır” gibi laflarla müdafaa etti isede,kendisini kurtaramadı,idama mahkûm oldu,yine öyle yalın ayak Rumeli Hisarına götürüldü,ve gece orada boğuldu,cesedi denize atıldı.Bir kaç gün sonra lâşesi Salıpazarı İskelesine vurdu.Sadık adamlarından Mustafa Beşe adında birisi gizlice çıkartarak Galatada adını tesbit edemediğimiz bir mescidin haziresine defnettirdi.
Bibl.: Naima Tarihi,III.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
I10A001
Tema
Kişi
Konular
İlahi Bey (Deli), Deli İlahi Bey, Seydişehir, Sipahi, Zorba, Cavalryman, Haraç, Extortion, Extortionist, Abdünnebi Ağa, Abdünnebi Agha, Receb Paşa (Topal), Receb Pasha (Lame), Yeniçeri, Janissary, İdam, Execution, Rumeli Hisarı, Rumeli Fortress, Salıpazarı İskelesi, Salıpazarı Pier, Mustafa Beşe, Galata, Tarih (Naima)
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi İl bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo
Bibliyografya Notu
Naima Tarihi, III
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.