NURİ (Arab) – Üsküdarın ayak takımından yarı hâneberduş namlı bir olta balıkcısı ; 1945 ile 1950 arasında yaşı altmışa yaklaşmış,hayatda ve zinde idi;hayatı hakkında başka bilgi edinilemedi.Üsküdarlı Vâsıf Hoca anlatıyor : “Geçende (temmuz 1945) Şemsipaşada meşhur olta balıkcısı Arab Nuriye rastladım.Gaayet iri kömürcü kayaları tutmuş; kendisi yalın ayak pırpırı kılık,aynı kılıkda 14-15 yaşlarında bir de çingene çocuğu bulmuş,yanlarında bir galon şarab,oğlan küçük bir toprak maltızda balık kızartıyor,arada doldurduğu şarab bardağını Nuriye uzatıyor,Nuri de yarıya kadar içerek şopara :– Çak bakalım delikanlı..diyordu.Yanlarında da iri bir tekir kedi.Beni görünce hem sıkıldı,hem sevindi.Kıbtı oğlanı adaşım Nuri Bey takdim ederek : –İşte bu akşam bey de ben,paşa da ben,şu manzaraya bir şey dökdür be Hocam! dedi. “İşret etmem ama kaya balıklarına imrendim,çilingir sofrasının kenarına oturdum,nimete şükrâniye şu kıt’ayı yazıp Nuriye verdim..” Vâsıf Hocanın kıt’ası şudur : Arab Nuri âşık olmuş adaşı bir kıbtiye Kömürcü kayalarnı etmiş ona hediye Dâvet edip hem çilingir sofrasına şoparı Kılçıklar da bisse olmuş yalanan bir kediye