ZEKİ MEHMED AĞA (Tanburi) – Geçen asır başlarında ünlü bir musikişinas , saraydan yetişmişdi,aslının nereli olduğu,doğum tarihi ve ölüm tarihleri tesbit edilemedi. Aralarında şahsi bir husumet olacak ki, Hafız İlyas efendi, “Vekaayii Letâifi Ederun” adını verdi meshur saray vekaayinâmesinde devrinin seçkin şöhretlerinden tanburi Zeki Mehmed Ağa hakkında kalemini çok haşin, hattâ mütecaviz kullanmıştır. Bu sanatkâr hakkında oğlu Osman Bey münasebetile iki fıkra naklediyor; 1240 Zilkadesinin yirmisekizinci Cumartesi günü ( 14 Temmuz 1825) İkinci Mahmud Çinili köşke gider; bir şarkı okunacak olur, Zekt Mehmed Ağa oğlu Osmanın sedası âlâ olduğunu medh ve sena ederek : “Şu şarkıyı bizim mahdum okusa” diye rica eder. Bu takdime bir baba için hoş gelmeyecek mânalar verip alay edenler olur, Hafız İlyasın “Mezhebi geniş herif” dediği Zeki Mehmed Ağa oralara ilişik etmeyip: – Bizim rızkımız çalıp çağırmak iledir! diye israr eder; ve çocuğun sedası hanende edası olmamakla beraber, babasını gücendirmemek için Osman Beyi Saray hanendeleri arasına alırlar. 1241 Recebinin onüçüncü Çarşamba günü de (21 Şubat 1826) Topkapusu Sarayında şöyle bir sahne geçer: O tarihte henüz dört yaşında bulunan Şehzade Abdülmecid Efendinin hanende ve rakkas çocuklardan mürekkep bir maiyeti vardır.. Şehzadeyi eğlen...

ZEKİ MEHMED AĞA (Tanburi) – Geçen asır başlarında ünlü bir musikişinas , saraydan yetişmişdi,aslının nereli olduğu,doğum tarihi ve ölüm tarihleri tesbit edilemedi. Aralarında şahsi bir husumet olacak ki, Hafız İlyas efendi, “Vekaayii Letâifi Ederun” adını verdi meshur saray vekaayinâmesinde devrinin seçkin şöhretlerinden tanburi Zeki Mehmed Ağa hakkında kalemini çok haşin, hattâ mütecaviz kullanmıştır. Bu sanatkâr hakkında oğlu Osman Bey münasebetile iki fıkra naklediyor; 1240 Zilkadesinin yirmisekizinci Cumartesi günü ( 14 Temmuz 1825) İkinci Mahmud Çinili köşke gider; bir şarkı okunacak olur, Zekt Mehmed Ağa oğlu Osmanın sedası âlâ olduğunu medh ve sena ederek : “Şu şarkıyı bizim mahdum okusa” diye rica eder. Bu takdime bir baba için hoş gelmeyecek mânalar verip alay edenler olur, Hafız İlyasın “Mezhebi geniş herif” dediği Zeki Mehmed Ağa oralara ilişik etmeyip: – Bizim rızkımız çalıp çağırmak iledir! diye israr eder; ve çocuğun sedası hanende edası olmamakla beraber, babasını gücendirmemek için Osman Beyi Saray hanendeleri arasına alırlar. 1241 Recebinin onüçüncü Çarşamba günü de (21 Şubat 1826) Topkapusu Sarayında şöyle bir sahne geçer: O tarihte henüz dört yaşında bulunan Şehzade Abdülmecid Efendinin hanende ve rakkas çocuklardan mürekkep bir maiyeti vardır.. Şehzadeyi eğlendirmek için her hüner bu çocuklarda tamam olmuştur.. Bu çocuklardan bir çengi kolu teşkil edilir. Tanburî Zeki Mehmed Ağa bu sefer de oğlu Osman Beyin çengibaşı olmasını ister.. Fakat ricası reddedilir.. Tabir Hafız Ilyasındır, Osman Beyin “Ebi bî edebi gayri müeddebi” bundan fevkalâde müteessir olur.. Çocuklar kolunun çengi başılığı Âkif Beye, ikinci çengilik Osman Beye, üçüncü çengilik Merkezzadeye verilir, çocuk çengilerin sonuncusu da Sofalımın oğlu Hurşide verilir. “ İşbu dört adet rakkası bî menendii dilpesend” telli pullu çengi entarilerile meydana çıktığında, çengilik Âkif Beyin “Mezide izzü sânı” , Osman Beyin “Şu’lei şem’i şerârei tugyanı”,Merkezzadenin “Küşayişi gonce dihan”i” Hurşid çocuğun da “ Biçilmiş kaftanı” olur.