NAKKAŞ BABA TÜRBESİ – Kuzguncuk ile Beylerbeyi arasında sahilden geçen yolun kenarında idi, eskiden açık kabir iken dört duvar üstüne kiremit örtülü çatıdan ibâret türbe, Abdülazizin şeyhülislâmlarından Turşucuzâde Ahmed Muhtar Efendi tarafından yaptırılmıştı; 1953 senesinde yol genişletilir iken kaldırıldı, yatırın kemikleri gerideki mezarlığa nakledildi. Bu işde çalışanların rivâyetine göre Baba Nakkaşın bakiyei izâme iki metro boyunda uzun bir taç üstünde bulunmuş, kemiklerin naklinden sonra bu taşın ne olduğu bilinmiyor. Yeni kabri mezarlık içindeki merdivenli yolun sol tarafındadır, tuğla ve çimento ile yapılmış, ustuvânî baş ve ayak şâhideleri yeşile boyanmıştır; kitâbesi yoktur; etrafına çekilen demir parmaklığın baş ve sol tarındaki kısmı 1953-1960 arasında yok olmuştur ; bu parmaklığın ayak ucuna rastlayan kısmında bir, sağ tarafında da dört kemer vardır. yine demir parmaklık üzerine rabtedilmiş bir mermer plak üzerine türk-lâtin harfleri ile “Yavuz Sultan Selim ricâlinden Nakkaş Baba, 1953” yazılıdır. Semt halkı ağzında dolaşan rivâyete göre kabrin naklinde çalışan bir çocuk rüyâsında Baba Nakkayı görmüş, “Çocuk, gel seni Hicaza götüreyim, gelir misin?” demiş, çocukda kabul etmiş, hicaza gidip gelmişler, Baba Nakkaş: “Bu rüyadır, kimseye bir şey söyleme, söylersen göç e...

NAKKAŞ BABA TÜRBESİ – Kuzguncuk ile Beylerbeyi arasında sahilden geçen yolun kenarında idi, eskiden açık kabir iken dört duvar üstüne kiremit örtülü çatıdan ibâret türbe, Abdülazizin şeyhülislâmlarından Turşucuzâde Ahmed Muhtar Efendi tarafından yaptırılmıştı; 1953 senesinde yol genişletilir iken kaldırıldı, yatırın kemikleri gerideki mezarlığa nakledildi. Bu işde çalışanların rivâyetine göre Baba Nakkaşın bakiyei izâme iki metro boyunda uzun bir taç üstünde bulunmuş, kemiklerin naklinden sonra bu taşın ne olduğu bilinmiyor. Yeni kabri mezarlık içindeki merdivenli yolun sol tarafındadır, tuğla ve çimento ile yapılmış, ustuvânî baş ve ayak şâhideleri yeşile boyanmıştır; kitâbesi yoktur; etrafına çekilen demir parmaklığın baş ve sol tarındaki kısmı 1953-1960 arasında yok olmuştur ; bu parmaklığın ayak ucuna rastlayan kısmında bir, sağ tarafında da dört kemer vardır. yine demir parmaklık üzerine rabtedilmiş bir mermer plak üzerine türk-lâtin harfleri ile “Yavuz Sultan Selim ricâlinden Nakkaş Baba, 1953” yazılıdır. Semt halkı ağzında dolaşan rivâyete göre kabrin naklinde çalışan bir çocuk rüyâsında Baba Nakkayı görmüş, “Çocuk, gel seni Hicaza götüreyim, gelir misin?” demiş, çocukda kabul etmiş, hicaza gidip gelmişler, Baba Nakkaş: “Bu rüyadır, kimseye bir şey söyleme, söylersen göç edesin” demiş; fakat çocuk uyanınca dayanamamış, rüyasını etrafa anlatmış, ve bir kaç gün sonra da ölmüş (1960). Hakkı GÖKTÜRK