NAHİLBEND MESCİDİ – Halk ağzında Hasanağa Camii de denilir;eskiden kendi adına nisbetle Nahilbend diye mahallesi vardı,1934 Beledye Şehir Rehberi haritasında İshakpaşa Mahallesi sınırı içindedir,kapusu da Nahilbend Sokağındadır. Hadikatülcevamiin verdiği malûmata göre bânisi Hacı Hasan Ağa,İkinci Bayazıdın sadırazamlarından Çandarlı İbrahim Paşanın adamlarından olub bir ara silâhdarlığını da yapmış,İdris köşkünde müstakil türbede medfun imiş;eski düğünlerde,düğün alaylarındaki nahil-nakıl'in mucidi de bu zât imiş ; Onyedinci asır sonu ile Onsekizinci asır birinci yarısının seçkin ulemasından reisülkurra Yusufzade Mehmed Efendi ile oğlu Buhar şârihi Abdullah Efendi bu mescidde imamlık yapmışlar :mescidin minberini Onsekizinci asır sadırazamlarından Sürmeli Ali Paşa koydurtmuş. Bu satırların yazıldığı sırada Nahilbend Mescidi bir harabe halinde idi,İstanbulun bu parçasını mahveden İshakpaşa yangınında yanmış,dört kâgir dıvar halinde kalmış,maili inhidam olan minaresi de son yıllarda kaidesine kadar yıktırılmıştır.Nahilbend Sokağı üzerinde olan küçük ön avlusu ile son cemaat yerinde,üç dört yoksul aile kulubecikler yaparak yerleşmişlerdi.Mescidin dört dıvar içi de,minare yanındaki bir pencere kapuya tahvil edilmek suretile bir yıkıcı tarafından enkaz deposu olarak kullanılmakta idi,...

NAHİLBEND MESCİDİ – Halk ağzında Hasanağa Camii de denilir;eskiden kendi adına nisbetle Nahilbend diye mahallesi vardı,1934 Beledye Şehir Rehberi haritasında İshakpaşa Mahallesi sınırı içindedir,kapusu da Nahilbend Sokağındadır. Hadikatülcevamiin verdiği malûmata göre bânisi Hacı Hasan Ağa,İkinci Bayazıdın sadırazamlarından Çandarlı İbrahim Paşanın adamlarından olub bir ara silâhdarlığını da yapmış,İdris köşkünde müstakil türbede medfun imiş;eski düğünlerde,düğün alaylarındaki nahil-nakıl'in mucidi de bu zât imiş ; Onyedinci asır sonu ile Onsekizinci asır birinci yarısının seçkin ulemasından reisülkurra Yusufzade Mehmed Efendi ile oğlu Buhar şârihi Abdullah Efendi bu mescidde imamlık yapmışlar :mescidin minberini Onsekizinci asır sadırazamlarından Sürmeli Ali Paşa koydurtmuş. Bu satırların yazıldığı sırada Nahilbend Mescidi bir harabe halinde idi,İstanbulun bu parçasını mahveden İshakpaşa yangınında yanmış,dört kâgir dıvar halinde kalmış,maili inhidam olan minaresi de son yıllarda kaidesine kadar yıktırılmıştır.Nahilbend Sokağı üzerinde olan küçük ön avlusu ile son cemaat yerinde,üç dört yoksul aile kulubecikler yaparak yerleşmişlerdi.Mescidin dört dıvar içi de,minare yanındaki bir pencere kapuya tahvil edilmek suretile bir yıkıcı tarafından enkaz deposu olarak kullanılmakta idi,arkadaki mezarlık da,bir evin bağçesi gibi idi. Evkafca kadro harici edilen Nahilbend Mescidi ,adı tesbit edilemeyen bir rum bakkala satılmış olup bu satırların yazıldığı sırada onun mülkü bulunuyordu. Eylül,1947 Bibl.:HC,I ;REK ve ME,Gn.