Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Oflaz (Orhan) maddesi
OFLAZ ( Orhan ) – 1948 de onbeş onaltı yaşlarında hâneberduş bir çocuk.Şerire bir üvey ananın türlü iftiralarından,ve o kadının laflarına uyarak kendisine barbarca zülmeden babasından kurtulmak için evinden kaçmış,ilk gece barındığı yer de o tarihde hâneberduşlar arasında “Deniz Palas” diye anılan ve zamanımızda mevcud olmayan Sirkecideki eski araba vapuru iskelesinin altındaki kalaslar arasındaki in gibi boşluklar olmuşdu (B.: Deniz Palas,cild 8,sayfa 1460).
Evini terk ettiğinde orta okulun son sınıfında bulunuyordu ve sınıfının çalışkan bir öğrencisi idi.
Aşağıdaki satırları o tarihde iskele baş mamuru olan paşabağçeli Baki Bey merhumun bir notundan alıyoruz. Aydın bir kişi olan Baki Bey,türk darbı meselleri üzerine alfabetik bir eser hazırlıyordu :“ Orhan Oflazı ilk görüşümde sevdim ve bizim iskelenin serserileri arasına düşmüş olmasına çok üzüldüm.Çocuğa şarab ve cıgara içiriyorlardı.Bu kötü alışkanlıkların kendisini ne kadar korkunç bir zillete kadar sürükleyeceğini uzun uzun ve açıkca anlattım,dikkatle dinledi ve çok kısa bir cevab verdi,biliyorum,gözümle gördüm dedi. Oflaza bir iş karşılığı para verebilmek için hazırlamakda olduğum kitabımda,müsveddelerimi düzgün yazı ile yazmasını istedim. İskele altındaki hâneberduşlar arasında Oflazın akranı Ali Pazvand adında bir çocuk...
⇓ Devamını okuyunuz...
OFLAZ ( Orhan ) – 1948 de onbeş onaltı yaşlarında hâneberduş bir çocuk.Şerire bir üvey ananın türlü iftiralarından,ve o kadının laflarına uyarak kendisine barbarca zülmeden babasından kurtulmak için evinden kaçmış,ilk gece barındığı yer de o tarihde hâneberduşlar arasında “Deniz Palas” diye anılan ve zamanımızda mevcud olmayan Sirkecideki eski araba vapuru iskelesinin altındaki kalaslar arasındaki in gibi boşluklar olmuşdu (B.: Deniz Palas,cild 8,sayfa 1460).
Evini terk ettiğinde orta okulun son sınıfında bulunuyordu ve sınıfının çalışkan bir öğrencisi idi.
Aşağıdaki satırları o tarihde iskele baş mamuru olan paşabağçeli Baki Bey merhumun bir notundan alıyoruz. Aydın bir kişi olan Baki Bey,türk darbı meselleri üzerine alfabetik bir eser hazırlıyordu :“ Orhan Oflazı ilk görüşümde sevdim ve bizim iskelenin serserileri arasına düşmüş olmasına çok üzüldüm.Çocuğa şarab ve cıgara içiriyorlardı.Bu kötü alışkanlıkların kendisini ne kadar korkunç bir zillete kadar sürükleyeceğini uzun uzun ve açıkca anlattım,dikkatle dinledi ve çok kısa bir cevab verdi,biliyorum,gözümle gördüm dedi. Oflaza bir iş karşılığı para verebilmek için hazırlamakda olduğum kitabımda,müsveddelerimi düzgün yazı ile yazmasını istedim. İskele altındaki hâneberduşlar arasında Oflazın akranı Ali Pazvand adında bir çocuk daha varde,bu sefer yakın arkadaş olan iki çocuk ,birbiri ile yarışırcasına kendi hayat hikâyelerini yazmaya başladılar.O konuda da hayat hikâyeleri hiç bir şey gizlemiyerek bütün doğruluğu,çıplaklığı ile yazmalarını tavsiye ettim..”.
Orhan Oflazı hâneberduşlukdan askerliği kurtardı.Askerliğini bahriyede yapdı.Sıkı disiplin altında bambaşka bir genc oldu.Terhisinde İstanbulda büyük matbaanın baskı kısmına işci olarak girdi.İlk işlerinden biri de mahkeme kararı ile adını ve soyadını değişdirmek oldu.
Paşabağçeli Baki Beyi daima rahmetle hatırlayan Orhan Oflaz hayat hikâyesini yazmaya devam ediyordu.Sirkecide temiz bir otelde bekâr hayatı sürmekte idi.Hayat hikâyesini en küçük bir sansüre tabi tutmayarak bir kitab halinde yayınlamak kafasında sabit bir fikir hâlinde idi.Aşağıdaki satırları o muazzam otobiyografinin ilk sayfalarından alıyoruz :
“ Beni hâneberduşluğa hâneberduşluk batağına iten müfteri üvey anamın bir fahişe olduğunu evimize gelmesinden iki yıl sonra öğrendim,babamın evde bulunmadığı bir gün,çıplak ayaklı hırpânî bir sandalcıyı içeri almış ,benim gördüğümü anlayınca da,orospu oyunlarile beni evden uzaklaştırmaya çalışmışdı,o sandalcının bana alâkası varmış,evimizin etrafında benim için dolaşıyormuş,ben de sık sık evden çıkıp onunla dolaşıyormuşum, onunla hamamlara gidiyormuşum.Babam bu iftiraya körkörüne inandı,bayıltıncaya kadar dayak attı ve beni evden kovdu.
“Evden kovuluşumu ve Deniz Palas denilen serseriler inine düşüşümü olduğu gibi yazıyorum.8 temmuz 1948 perşenbe günü idi,mahalle arkadaşlarımla top oynamışdım,o eve dönüşümde gazabından deliye dönmüş babamla karşılaşdım.Önce biraz geç kaldığım için sandım.Bunca emeğim haram olsun,ekmeğim gözlerine dursun diye başlayarak namussuz evlâd dedi ve en ağır,çirkin sıfatlarla küfretti( burada beş çirkin sıfat yazılmıştır).Neye uğradamı bilemedim,Üvey anamın bana attığı çamuru o zaman bilse idim kendimi belki koruya bilirdim.Evimiz Fatihde Dervişali Mahallesinde idi.Üvey bütün mahalleyi dolaşmış,babama benim için söylediklerini herkese yaymış.
“ Topdan dönüşümüzde bir komşu kadının yanımdaki ğluna,konuşma o çocukla,kötü imiş dediğini kulağımla duymuşdum.Dayakdan sonra babam beni yalın ayak başı açık evden kovdu.Mahallemizden deli gibi ayrıldım.Cebimde beş kuruşum yokdu.Önce kendimi denize atıp intiharı düşündüm.Sirkeciye gittim ve Arabavapuru İskelesinde bir hâne berduş adama rastladı,otuzbeş yaşlarında kadardı,o gece öğrendim,adı Mustafa idi,arkadaşları Bahriyeli diyorlardı.Bana çok yakınlık gösterdi.Sıcak kanlı ve çok güzel adamdı.İçimde ona karşı bir sevgi duydum,başıma geleni anlattım,hatta canıma kıymak niyetimi de söyledim.Boş ver dedi,hayat tatlıdır,bizim gibi berduşlar için bile tatlıdır,sen de tatlı çocuksun,gel bu gece benim misafirim ol dedi,ve beni Sirkecide Doktor denilen bir şarabcıya götürdü,bana ilk defa olarak şarab içirdi,cıgara içirdi,sarhoş oldum ve beni oradan alıp Deniz Palas'a götürdü ve o geceyi orada onun yanında geçirdim.Benim gibi birkaç çocuk daha vardı.Zaten sarhoşdum ,sıkılmayı,utanmayı attım.Daha gün iyice doğmamışdı ki,ana doğması çıplak,denize girdik,yüzdük,yıkandık.
“ Evden kovulalı bir ay oldu,şaraba,cıgaraya,her şeye iyice alışdım.Deniz Palasda bana Bahriyelinin Oflaz diyorlar.Arada bir başka yerlerde de,bilhassa Galatada mavunaların,sandalların içinde,Tophânede sabancı hamamlarında,en sık olarak da Kılıçalipaşa Hamamında.Mustafa Ağabey bana hiç hesab sormuyor.
“ Günler aylar ne çabuk geçiyor,evden kovulalı iki sene olmuş,1951 temmuzunda beni asker kaçağı olarak yakaladılar.Nüfus kâğıdım yok,polislere durumu anlattım ve babamla üvey anamın Fatihden bilinmeyen bir yere gittiklerini o zaman öğrendim.Askerlik şubesinde bahriye sınıfına ayrıldım.Bugünlerde ya Kasımpaşaya ya Gölcüğe gideceğim.Bahriyelinin Oflaz,Bahriyeli Oflaz olacak.Haydi hayırlısı .
“ Fahişe üvey anamın namusuma çaldığı çamuru zamanında öğrenmiş olsaydım onu belki bıçaklar,öldürümdüm ve ben de hapishânelerde çürürdüm.Ya şimdi rastlasam ? Yüzüne tükürmeye bile tenezzül etmem.
“ Terhisimden sonra üç kişiyi aradım.Paşabağçeli Baki Beyi.Ölmüş,beni bir baba gibi sevmiş olan o muhterem adama çok yandım.Benim de meğim geçmiş olan kitabını tamamlayabildi mi ?.. Bahriyeli Mustafa Ağabeyim kaybolmuş.Deniz Palasdaki en yakın arkadaşım Ali Pazvındı bir tesadif eseri bir basın evinde işci olarak buldum ve beni de aynı matbaaya aldı,iş sahibi yapdı...”
Yukardaki satırlar Orhan Oflazın hatıra defterinden çok kısaltılarak alınmışdır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
O1C001
Tema
Kişi
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Oba-Oğuz bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo
Bakınız Notu
Deniz Palas, cild 8, sayfa 1460
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.