RİZA ( Dede ) - 1890 ile 1895 arasında Sultanhamamı,Bağçekupusu ,Sirkeci ve Hocapaşa taraflarında dolaşan bir muhabbet dellalı ; 35-40 yaşlarında,uzunca boylu,yakışıklı bir adamdı.Gencliğinde mevlevihânelerden birine intisab etmiş,uygunsuzluğu yüzünden kovulmuşdu.Gaayet güzel konuşurdu,edibâne ıstılahlar paralar,sözlerinin arasına beyitler ve kıt'alar katardı.Başında kalıpsız bir fes,üstünün perişanlığını bir mevlevi abası altında gizler,ayaklarında mest kundura ile dolaşırdı.Müşterilerinin çoğu ayak takımından veya taşralı hacıağalardan bir kahvehâneye girer,erbâbını gözünden çakar,yahud kendisi bilindiği için,ya sokulur,ya dâvet edilir,koynundan bir kaç uygunsuz gencin resmini çıkarır,“Elimde şunlar var,kaldırım malı değildir..” der,ve lüzum görürse kendisini : İltifâtın yoksa karıya kıza Derdinin dermanı bu Dede Riza diye kendisini takdim ederdi. Bir hâneberduşdu,Şengül Hamamının külhan odasında barınırdı.Sefâlet içinde ölmüşdür. Bibl.: Polis Servet Efendi,not.