RÛHİ ÇELEBİ – Onaltıncı Yüzyıl şâirlerinden,çok genc yaşında ölmüşdür ; aşırı derecede güzelliği ile şöhret bulmuş,şuerâ tezkirelerinde şâirliğinden ziyâde güzelliği övülmüşdür.Sehi Bey şunları yazıyor : “ Müftü Ali Çelebinin oğludur,ismi Fâzıldır,İstanbulda doğmuşdur.Allah,tebâreke ve tealâ hüsün iklîmine sultan ve kişveri cemâle hâkan yaratmış ; hüsni cemâl efrûzu gökdeki güneşedek tutar,ve hilâl ebrûsu mâhi neve parmak basardı.Bahârı ömrü gülzârı hüsnünün kemâle erdiğini görmeden servi hirâmânı sarsarı ecel bâdı sarsarı ecel yol bulub cemâli gülşeninin gülleri henüz nevresîde iken pejmürde olub İstanbulda fevt oldu.Medresede dânişmend olduğunda da tâze civandı.Hulki lutfuna nihâyet,tatlı sözüne gaayet yok idi.Âfitâbı âlemtâb bir mahbuba alâka eyledi ki kendisinin müsâhibi hemdemi ve mûnisi kadîmi bir yâri vefâdar idi.O yâri Kâbe seferine niyyet ve hicaz yoluna azîmet ettiğinde Rûhi Çelebi bu beyiti söylemişdir : Aceb mi dünyâda bî nûr olursa çeşmi hunbârım Ki bensiz Kâbeye gitti benim ol şâhi hûbânım “ Şu beyit de onundur : Hercâi dilrübânın uşşâkına vefası Hafta ortasına varmaz ak akçesine benzer..”. Kastamonulu Lâtifi de şunları yazıyor : “ Müftü Ali Çelebinin mahdum zâdesi ve âfitâbı cemâli tâbendesinin zeman bendesi ve zemin üfkendesi idi.Mâhi cemâli bedri münir gibi k...

RÛHİ ÇELEBİ – Onaltıncı Yüzyıl şâirlerinden,çok genc yaşında ölmüşdür ; aşırı derecede güzelliği ile şöhret bulmuş,şuerâ tezkirelerinde şâirliğinden ziyâde güzelliği övülmüşdür.Sehi Bey şunları yazıyor : “ Müftü Ali Çelebinin oğludur,ismi Fâzıldır,İstanbulda doğmuşdur.Allah,tebâreke ve tealâ hüsün iklîmine sultan ve kişveri cemâle hâkan yaratmış ; hüsni cemâl efrûzu gökdeki güneşedek tutar,ve hilâl ebrûsu mâhi neve parmak basardı.Bahârı ömrü gülzârı hüsnünün kemâle erdiğini görmeden servi hirâmânı sarsarı ecel bâdı sarsarı ecel yol bulub cemâli gülşeninin gülleri henüz nevresîde iken pejmürde olub İstanbulda fevt oldu.Medresede dânişmend olduğunda da tâze civandı.Hulki lutfuna nihâyet,tatlı sözüne gaayet yok idi.Âfitâbı âlemtâb bir mahbuba alâka eyledi ki kendisinin müsâhibi hemdemi ve mûnisi kadîmi bir yâri vefâdar idi.O yâri Kâbe seferine niyyet ve hicaz yoluna azîmet ettiğinde Rûhi Çelebi bu beyiti söylemişdir : Aceb mi dünyâda bî nûr olursa çeşmi hunbârım Ki bensiz Kâbeye gitti benim ol şâhi hûbânım “ Şu beyit de onundur : Hercâi dilrübânın uşşâkına vefası Hafta ortasına varmaz ak akçesine benzer..”. Kastamonulu Lâtifi de şunları yazıyor : “ Müftü Ali Çelebinin mahdum zâdesi ve âfitâbı cemâli tâbendesinin zeman bendesi ve zemin üfkendesi idi.Mâhi cemâli bedri münir gibi kemâlin bulmuş iken şemsi vücudu gurûb etti.Eger çarhı bîaman cemal ve kemâli riâyet ideydi ol mehemühmet ve zaman ecelden aman vireydi zâtinde letâfet gaayetde ve tab'ında zerâfet nihâyetde idi..”.