SÂNÎ – Asıl adı Yusufdur ,Onbeşinci Yüzyıl sonlarında güzelliği ile İstanbulun büyük şöhretlerinden olmuş genc bir şâir.Aslı Anadolu tarafından olib kasabası bilinmiyor.İkinci Sultan Bayazıd devrinin sonlarında medrese tahsilini tamamlamak üzere İstanbula gelmişdi ,Kastamonulu Lâtifi :“ adı Yusuf idi,ismi ve güzelliği cihetinden Hazreti Yusufun vârisi olmuş,belki Hazreti Yusufdan sonra Nakkaaşı Fıtret kudreti hükmü ile o güzellikde bir tasvir daha resmetmişdi.Bundan ötürü Yusufu Sânî diye anıldı,kendisi de şiir ile uğraşmaya başlayınca Sânî mahlasını kullandı,şiire karşı büyük bir istidâdı vardı..” diyor. Lâtifi tezkiresine şu kıt'asını almışdır : Dilrübâlar dilâ benim nemdir Nûri dîdem sürûri sînemdir Âlemin gaayeti elemdir bil Âdemin âhiri de bir demdir.. Genc ve güzel bir şâir şenî bir cinâyetin kurbânı oldu ;medresedeki arkadaşlarından biriyle pek samimi dost olduğunu kıskanan diger bir arkadaşı tarafından bıçaklanarak öldürüldü ,kaatil de teessüründen intihar etti. Bibl.: Lâtifî ,Şuerâ Tezkiresi.