SÜLEYMAN (Kanbur) – Geçen asır başlarında yaşamış,Galata ve havâlisinde türlü rezâletleri ile tanınmış gaayetle cür'etkâr külhanbeyi tıynetli bir adam;aslında Galata Mahkemei Şer'iyesi vekaayi başkâtibi idi ;kurnaz,dilbaz,ve aynı zamanda zarif bir mecliz adamı idi,her yeni Galata Kadısına hulûl etmesini bilmiş ve memuriyetinde uzun zaman kalmışdı.Bir ticâret merkezi olub halkının çoğunluğunu gayri müslimlerle ecnebiler teşkil eden Galatada büyük ticâret dâvâlarıda şahsına menfaatler sağlamasını bilmiş,mühim bir servet sahibi olmuşdu.Devrin vak'anüvisi Şânîzâde Atâullah Efendi bu adamın ahvâlinden bahsederken :“ Kimseden korkmaz,çekinmez,geceleri tebdili kıyâfet ederek silâhlanır,eşkiyâ kılığına girer,zenpârelik ve gulâmpârelik yollarına düşer,gayri müslimlerin ve firenklerin,köçek oğlanların evlerinde kapanır,oralarda ve meyhânelerde işret eder,her türlü fisik ve fücuru irtikâb ederdi ” diyor. Galata müslümanları bir kaç defa Bâbıâliye şikâyetde bulunmuş,Kanbur Süleyman azledilip sürgüne gönderilmiş,fakat her seferinde Galatanın zengin gayri müslimleri ve frenkleri nin recâ ve şefaatleriyle af edilerek memuriyetine iâde edilmişdi.Hicrî 1233 (1817-1818) de sürgün edildiği Kıbrısdaki Magose'den elçilerin recâsı ile kurtulub dönmüşdü. Fındıklı Camiinin arkasındaki tepe üstünde saray...

SÜLEYMAN (Kanbur) – Geçen asır başlarında yaşamış,Galata ve havâlisinde türlü rezâletleri ile tanınmış gaayetle cür'etkâr külhanbeyi tıynetli bir adam;aslında Galata Mahkemei Şer'iyesi vekaayi başkâtibi idi ;kurnaz,dilbaz,ve aynı zamanda zarif bir mecliz adamı idi,her yeni Galata Kadısına hulûl etmesini bilmiş ve memuriyetinde uzun zaman kalmışdı.Bir ticâret merkezi olub halkının çoğunluğunu gayri müslimlerle ecnebiler teşkil eden Galatada büyük ticâret dâvâlarıda şahsına menfaatler sağlamasını bilmiş,mühim bir servet sahibi olmuşdu.Devrin vak'anüvisi Şânîzâde Atâullah Efendi bu adamın ahvâlinden bahsederken :“ Kimseden korkmaz,çekinmez,geceleri tebdili kıyâfet ederek silâhlanır,eşkiyâ kılığına girer,zenpârelik ve gulâmpârelik yollarına düşer,gayri müslimlerin ve firenklerin,köçek oğlanların evlerinde kapanır,oralarda ve meyhânelerde işret eder,her türlü fisik ve fücuru irtikâb ederdi ” diyor. Galata müslümanları bir kaç defa Bâbıâliye şikâyetde bulunmuş,Kanbur Süleyman azledilip sürgüne gönderilmiş,fakat her seferinde Galatanın zengin gayri müslimleri ve frenkleri nin recâ ve şefaatleriyle af edilerek memuriyetine iâde edilmişdi.Hicrî 1233 (1817-1818) de sürgün edildiği Kıbrısdaki Magose'den elçilerin recâsı ile kurtulub dönmüşdü. Fındıklı Camiinin arkasındaki tepe üstünde saray misâli bir konak yaptırmış idi.Oraya her gece Galatanın hayta ve erazil güruhunu toplar,cinsî sapık delikanlılarla işret eder,saz sesleri ve sarhoş heyheyleri etrâfı tutardı.Kış gecelerinde de İstanbulun an'anevî helva gecelerini ihyâ etmişdi,fakat o toplantıların şetâretine edebî bir hava yerine mahbubların şânında uçkur havaları katmışdı. Kıbrısdan dönüşünde, 1817-1818 arasında İstanbulda büyüklü küçüklü pek çok yangın oldu.Halk o ateş âfetlerini ahlaksızlığın çoğalmasından bildi ;ahlâksızlıkdan bahsedilince de ilk hatıra gelen Kanbur Süleyman oldu.11 şevval 1233 (14 ağustos 1818) büyük Kadırga Yangınından sonra halkın gökleri tutan şikâyeti üzerine İstanbulun her tarafında uygunsuz ve ahlâksızlara karşı şiddetli tedbirler alınmasına karar verildi.O arada ,“Bana şu kötülüğü yapdı” diye şahsından tek şikâyetci olmadığı halde halk diline düşmüş olan Kanbur Süleymanın vücudunun ortadan kaldırılması Bostancıbaşı Ağaya emredildi.O da işini sessizce görebilmek için, Topcubaşı Ağanın Kanbur Sülaymanla olan şahsî dostluğundan istifâde etti.Topcubaşıda Kanbur Süleymanı bir gece Beşiktaşda Karabali İskelesi yanında deniz kenarında bir bostana dâvet etti.Bostanda kurulmuş bir işret sofrası başında muhabbet ederken Bostancıbaşı meclisi basdı,Kanbur Süleyman boğularakm cesedi denize atıldı.