YAPICILAR CEMİYETİ – Meşrutiyetin ilk yıllarında Sultanahmed civarında kur cinsî sapıklar tarafından kurulmuş,çete diyebileceğimiz bir topluluk.Aşağıdaki satırları Çankırılı Hacışeyhoğlu Ahmed KemalBeyin “Garüp İşittiklerim” isimli basılmış hatıralarından alıyoruz ;Ahmed Kemal Bey şaylece anlatıyor : “ 1909 da Sultanahmed civarında Yapıcılar Cemiyeti nâmı ile gayri ahlâkî bir cemiyet teşkil olunduğunu ve genç çocukların başdan çıkarılması için teşkil olunan bue cemiyetin mensublarının muhtelif cezâlar ile mahkûm edildiklerini gazetelerde gazetelerde okumuşdum.Meger tanıdıklarımdan biri de o cemiyetin üyelerindenmiş.Hapisden çıkdıkdan bir süre sonra bir gece onu genc bir çocukla bir kahvehânede otururken gördüm.Yanındaki genc bir arnavud olup adı mehmed ali idi.Ebülhüdâ ya çatmış ve onun vasıtası ile saraya intisab etmiş(hafiye olarak); Ebülhüdâdan her mehram meclisden sonra beş altın aldığını kandi ağzı ile söyledi.Fakat böylerinin sözüne pek inan olmazsada Ebülhüdanın ağaları ve âdetleri hakkında verdiği tafsilât ve bilhassa şeyhin oğlu H.nın : Yakdı dili virânemi yıkdı temelinden diye nazmettiği bir şarkıyı Musullu Hâfız Osmanın nasıl besteleyip meşkettiğini anlatması,kendisinin o tekke ile sıkı bir rabıtası olduğunu gösteriyordu.Piyasaya düşmeyen bu şarkıyı Hafız Osman bize...

YAPICILAR CEMİYETİ – Meşrutiyetin ilk yıllarında Sultanahmed civarında kur cinsî sapıklar tarafından kurulmuş,çete diyebileceğimiz bir topluluk.Aşağıdaki satırları Çankırılı Hacışeyhoğlu Ahmed KemalBeyin “Garüp İşittiklerim” isimli basılmış hatıralarından alıyoruz ;Ahmed Kemal Bey şaylece anlatıyor : “ 1909 da Sultanahmed civarında Yapıcılar Cemiyeti nâmı ile gayri ahlâkî bir cemiyet teşkil olunduğunu ve genç çocukların başdan çıkarılması için teşkil olunan bue cemiyetin mensublarının muhtelif cezâlar ile mahkûm edildiklerini gazetelerde gazetelerde okumuşdum.Meger tanıdıklarımdan biri de o cemiyetin üyelerindenmiş.Hapisden çıkdıkdan bir süre sonra bir gece onu genc bir çocukla bir kahvehânede otururken gördüm.Yanındaki genc bir arnavud olup adı mehmed ali idi.Ebülhüdâ ya çatmış ve onun vasıtası ile saraya intisab etmiş(hafiye olarak); Ebülhüdâdan her mehram meclisden sonra beş altın aldığını kandi ağzı ile söyledi.Fakat böylerinin sözüne pek inan olmazsada Ebülhüdanın ağaları ve âdetleri hakkında verdiği tafsilât ve bilhassa şeyhin oğlu H.nın : Yakdı dili virânemi yıkdı temelinden diye nazmettiği bir şarkıyı Musullu Hâfız Osmanın nasıl besteleyip meşkettiğini anlatması,kendisinin o tekke ile sıkı bir rabıtası olduğunu gösteriyordu.Piyasaya düşmeyen bu şarkıyı Hafız Osman bize de birkaç defa okumuşdu..” Bu çeşid hatıralar için eskiler “Günahı rivâyet edenin boynuna” derlerdi. Bibl.:Hacışeyhoğlu Ahamed kemal,“görüp İşitdiklerim,cild V.