S20010

Kişi

Süleyman (Karakollukçu), Karakollukçu Süleyman

Belge

El yazısı

Türkçe, Osmanlı Türkçesi

Açık erişim

Kadir Has Üniversitesi

Kâğıt üzerine kurşun kalem

Târîh-i Sâmî Şâkir ve Subhi (A/25) Mu’âhaze-i eşkiyâ-ı mel’anet-karân der-havlî-i câmi’-i şerîf Sultan Bayezid Hân ‘aleyhi’r-rahmeti’l gufrân ve def’-i fitne-i işân Sene-i merkûme (erba’a ve erba’în ve mi’e ve elf) 1144 şehr-i Saferü’l-hayriyenin yigirmi dokuzuncu günü dergâh-ı ‘âlî cebecilerinden beşinci cemâ’atin oda başısı ‘Alî ve Kara Kullukcusu Süleymân Beşiktaş’a ‘azîmet kasdıyla Balıkpazarı İskelesi’nden kayıka süvâr olurlar iken, mezbûrun Süleymân Paşa hânında sâkin altıncı bölüğün sâbıka oda başısı Mustafa nâm kimesnenin odasında akçe kisesi kalub tahsîl ve tefakkudu irâdesiyle karakullukçuyu ircâ’ ve i’âde etdiğinde sür’at ile giderken Kitâbcılar Çarşusu kurbunda Hâseki Hamâmı muhtıbında görür ki on beş nefer erbâb-ı fitne ve fesâd halka bend-i ittihâd olub oturmuşlar mezbûr manzûrları olucak cebr ü ilhâh ile yanlarına da’vet ve dâhil-i encümen-i meşveret idüb esbâb-ı iyâb u zehâbından ba’de’s-su’âl ve el-cevâb ser-meclis-i şekâvetleri olan Cebeci Kürd Bektaş ve (B/25) Yeniçeri Çalık demekle şehîr iki nefer şerîr ü vâcibü’t-tedmir, Karakullukçuyu padâş ve sana sözümüz vardır yoldaş deyü ‘azm-ı râh-ı pür-bim ü telâş ederler esnâ-yı tarîkde def’-i levâ-yı bağy ü fesâd ideceklerin iş’âr ve bu gice vakt-i gurûbda hurûcumuz tasmîm-kerde-i kavl ü karardır deyü ma’fî’z-zamîrlerin ızhâr ile Mahmûd Paşa Câmi’-i harîmî hazîresine geldiklerinde anda dahî çend nefer ve eşhâs-ı dûzah-menâs ma’hûdâne musâhabet üzer olmağın meydân-ı bağy ü şikâkda bunlar ile yek-zebân-ı ittifâk olacaklarını beyân ü miyân-ı ittihâda şedd-i nitâk-i ‘ahd ü peymân etdiklerinden sonra, ol iki la’în kestiği yine mezbûru hem-pâ-yı ma’iyyet idüb Dîvânyolunda Derzî Hasan nâm bergeşte-encâmın dükkânına varırlar üzerindeki odasına çıkdıklarında yedi sekiz nefer-i melâ’în dâ’ire-nişîn olub bunların gelmesine muntazırlar imişler mülâkât ü cem’iyet vâkı’ olacak meğer kim mukaddemâ Yedikulede erâzil ü eşkiyâ-yı debbâğın bagîlerinden ba’zıların dahî bu mâdde de kendüleriyle hem-râz ve ‘abede-i ‘acl-i sâmirî gibi zada-yı gavsâle-i mel’anetlerine dem-sâz ü enbâz etmişler imiş hayyât-ı merkûmu taraflarına fıristâde ü ta’yîn eyledikleri vakitde hâzır u âmâde olmaların tavsiye ve ifâde etdiklerinden sonra içlerinden birisi zîr-i bağlından bir bohca çıkarub der-miyân ve derûnundan on dokuz kıt’a bayrakda şukkâların ihrâc ile pîş-i nihâd-ı refikân idüb birer ikişer tevzî’-i erbâb-ı tuğyan eyledi ba’dehu merkûmun Karakullukçu Süleymânı cebeci odalarına gönderüp yoldaşlannı bu kazıyyeden haberdâr u ta'lîm eyledikleri vech ile orta sofa ta’bîr eyledikleri mahale ahşâma karîb cem’ ü izhâr eylemek üzere tenbîh ve ısrar eylediler mezbûr dahî ibtidâ kendü ortasına gelüb güzerân iden müzâkerâtı ve vâkı’ olan keyfiyâtı görüb bildiği gibi çorbacı ve ahçısına ihbâr ü ifhâm anlarda cebeci başıya i’lâm edicek fî’l-hâl asdıkâ-yı zâbitandan merkûm ile ma’a bir kaç kimesneye tebdîl şekl ü câme itdürüb tahrîk-i silsile-i müfâsid idecek şîtâtîni [şeyâtînî?] buldukları mahallerde mü’âheze etmelerin sipâriş eyledükden sonra sadr-ı â’zam hazretlerine ve yeniçeri ağasına ‘ale’l-‘acele bu vakı’a-ı garîbe-i hâ’ilenin mâverâ-yı perde-i fezâdan rû-nümâ oldığın ‘arz ü inhâ eyledi Evvelâ Derzî Hasan ile İsmâ’il nâm şa’î ma’der be-hatâ ahz olunub cevâblarında serdengeçti ağalarından Salyâneci Lâz Süleymân teftîş-i eşkiyâ içün me’mûren Trabzona gitmek üzere olmağla bir kaç güne dek onunla gidecek idik dükkân-ı mezbûrda cem’iyet ü müşâveremiz bu idi deyü mütelâşitâne kelimât-ı bî-me’âl ile izhâr-ı kemâl infi’âl etmeleriyle Lâz-ı mesfûr oldığı yerden vezîr-i â’zam huzûruna ihzâr olunub istintâk u istihbâr olundukda (beyit) İnkâr olur mü’eyyid ikrârı kâzibin Sekrâne vaz’ı şâhid yedd remset şaribeyn (Nesir) medlûlünce evzâ’ ü etvâr-ı fitne-nümâ ve emârât-ı beşere ve güftâr-ı nâ-becâsından sû-i hâline istidlâl olunmağın zecr ü ta’nîf ile habs ü tevkîf olunması fermân olundı Yeniçeri Ağası dahî kavl ile kabil-i gurûbda câmi’-i merkûm havlîsini basdıkda ahşâm namâzı vaktinde râyet efrâz-ı hurûc ü isyân olmak kasdıyla bayrak kıt’aları derûn-i ceyblerinde mevcûd-ı pinhân on sekiz nefer ehl-i tuğyân ahz olunub bundan mâ’adâ ekser Lâz-ı arbede-sâz ü fitne-bâz ve Arnavud-i runûd ‘anûd tâ’ifesinden olub mukaddem zuhûr iden vakı’alardan bakıyyetü’s-süyûf olan nice melâ’în-i bî-dînin cezâ-yı sezâları tertibiyle kârları gümâşte-i şimşîr kazâ-te’sîr-i kahr-i kahramanî ve ihâle-bend-i kemend-i ‘adil ü siyâset (26A) cihân-bânî kılındı Kara Kullukcu Süleymânın şecere-i nevreste-i bağ-i sadâkati müsmir ü ‘âlî ve mevâ’id-i simât say’ ü himmeti ni’âm-ı kesire-i tevfik-i perverdigârî ile lebrîz ü mâlî olub necm-i siyâh-tâl’îiltisâb-ı envâr-ı kâmyâbî ile matla-ı fevz ü sa'âdetden lâmî’ ü sâti olunmağın, avâtıf-ı aliyye-i pâdişâhî ve inâyet-i celîle-i zıllullâhîden bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn yevmî doksan akçe tekâ'üdlük sadaka ve ihsân ve beşinci bölüğün odabaşısı Elhâc Halil’in gerek bu husûsâ ve gerek sâ’ir ocak hidemâtına mesâ’î-i külliyesi sebkât itmekle merkuma dahî yüz yigirmi akçe ve oda-yı mezbûr aşçısı olan Elhâc Süleyman’a doksan akçe ile bâ-fermân-ı âlî tekâ’üdlük ‘inâyet buyuruldu.

İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.