SİPAHİPALA ( Kandemir ) - 1958 yılı ağustosunun onyedinci pazartesi günü öğleden sonra sandalına aldığı 30 yaşlarında Elif Gülcen adında genc bir kadın ile 17 yaşındaki oğlu Nusret ile 10 yaşındaki kızı Zelihayı ve 12 yaşında Birsen Kaldemir adında bir komşu kızını öldürüp denize atan 27 yaşında bir sandalcı ;müdhiş cinâyetin işlendiği sandal Salacak İskelesine bağlı 6855 numaralı sandal olduğundan vak'ayı haber veren gazeteler sandalce kandemir hakkında Salacak Canavarı tâbirini kullanmışlardır. K.Sipahipala çok fakir bir âilenin oğlu olarak 1931 de Üsküdarda doğmuşdur.Geçim sıkıntısı ile ilk okulu dördüncü sınıfda terketmişdir.Çocukluğunda yalın ayak yarım pabuçla sokaklarda gazete satmış,daha sonraları yine o hirpâni kılıkla araba sürücülüğü,sandalcılık,balıkcılık yapmışdır. Hiç evlenmemiş,bekâr hayıtı sürmüş,kıdınlara ve içkiye karşı da aşırı düşkünlük göstermiş,hatta müdhiş vak'a günü de Salacak ile Harem iskeleleri arasında çifte kayalar diye anılır mevkideki tahta kayık iskelesinde rakı ve şarab içmiş,kadın ile üç çocuğu sandala o iskeleden almışdır.Önce Kalamış Plajına götürmüş,plajda yıkandıkdan sonra Marmaraya doğru sandal gezisine çıkılmışdır ve zincirleme cinâyetler açıkda işlenmişdir. Vak'adan sonra ortalıkdan kaybolan K.Sipahipala,yukarı boğazda Sarıyer arkalarında ...

SİPAHİPALA ( Kandemir ) - 1958 yılı ağustosunun onyedinci pazartesi günü öğleden sonra sandalına aldığı 30 yaşlarında Elif Gülcen adında genc bir kadın ile 17 yaşındaki oğlu Nusret ile 10 yaşındaki kızı Zelihayı ve 12 yaşında Birsen Kaldemir adında bir komşu kızını öldürüp denize atan 27 yaşında bir sandalcı ;müdhiş cinâyetin işlendiği sandal Salacak İskelesine bağlı 6855 numaralı sandal olduğundan vak'ayı haber veren gazeteler sandalce kandemir hakkında Salacak Canavarı tâbirini kullanmışlardır. K.Sipahipala çok fakir bir âilenin oğlu olarak 1931 de Üsküdarda doğmuşdur.Geçim sıkıntısı ile ilk okulu dördüncü sınıfda terketmişdir.Çocukluğunda yalın ayak yarım pabuçla sokaklarda gazete satmış,daha sonraları yine o hirpâni kılıkla araba sürücülüğü,sandalcılık,balıkcılık yapmışdır. Hiç evlenmemiş,bekâr hayıtı sürmüş,kıdınlara ve içkiye karşı da aşırı düşkünlük göstermiş,hatta müdhiş vak'a günü de Salacak ile Harem iskeleleri arasında çifte kayalar diye anılır mevkideki tahta kayık iskelesinde rakı ve şarab içmiş,kadın ile üç çocuğu sandala o iskeleden almışdır.Önce Kalamış Plajına götürmüş,plajda yıkandıkdan sonra Marmaraya doğru sandal gezisine çıkılmışdır ve zincirleme cinâyetler açıkda işlenmişdir. Vak'adan sonra ortalıkdan kaybolan K.Sipahipala,yukarı boğazda Sarıyer arkalarında Bağçeköyde bir yapıda amelelik yaparken 27 ağustos 1958 de,cinâyetden dokuz gün sonra yakalanmışdır.Gazeteler cinâyeti tafsilâtı ile anlatarak itiraf ettiğini ve vicdan azabı ile intiharı bile düşündüğünü yazmışlardır. Gonca kaatil İstanbul 3.Ağırceza Mahkemesinde uzun süren bir yargılımıdan sonra idama mahkûm olmuş,19 aralık 1962 de İstanbul cezaevi avlusunda asılarak idam edilmişdir. Bu vak'a,kendi çirkin itiraflarına dayanılarak İstanbul basınında çok geniş bir yeralmışdır.Yıllarca sonra bir adlî hatânın işlendiği bile söylenmişdir. Hasan Buruncuk adında üsküdarlı bir halk şâiri de ,eski geleneklere uyarak Elif Gülcanın ağzından bir destan yazmışdır,aşağıdaki kıt'aları oradan alıyoruz: Bir müddet denizde yüzdük eğlendik Vakit akşam oldu d önelim dedik İkiz Kayalardan sandala bindik Ecel gelmiş dördümüz de bîhaber Yirminin üstünde bir genc sandalcı Yaşının icâbı kuvveti acı Hırpâni kıyâfet dağınık saçı Yüzü de görmemiş bir hafta berber Meğer sarhoş imiş o delikanlı Vahşi vahşi bakan gözleri kanlı Akıntıya kaptırınca sandalı Korku aldı üç çocukla beraber Yalın ayak sîne uryan civelek Ablacığım diye elim öperek Nezâket gösterdi o kuduz köpek Nerden bilirdim ki cellâdmış meger Aman dedim biz nereye gideriz Abla korkma dedi şimdi döneriz Volta vurdum akıntılıdır deniz Ol tiyneti mel'un sureti dilber