Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
"Tarih Musahabeleri Mi'mâr Sinâna dâ'ir" başlıklı kupür
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Kupür
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Yazar/Üreten
Ahmed Refik
Kod
S15094
Tema
Kişi
Konular
Sinan Ağa (Mimar Koca), Mimar Koca Sinan Ağa, Sinan (Mimar), Sinan (Architect), Mimar Sinan, Mimar, Architect, Yeniçeri Ocağı, Janissary Corps, Süleyman I (Sultan), Selim I (Sultan), Acemioğlanları, Janissary Conscripts, Mısır Seferi, Egypt Campaign, Sai Mustafa Çelebi (Şair), Sai Mustafa Çelebi (Poet), Tezkiretü'l-Bünyan (Sai Mustafa Çelebi), Hacı Bektaş Ocağı, Şiir, Poem, Manzume, Rythmic prose, Bağdad Seferi, Baghdad Campaign, İran Seferi, Iran Campaign, Lutfi Paşa, Lutfi Pasha, Van, Acem İsa (Başmimar), Başmimar Acem İsa, Başmimar, Head architect, Kızıl Elma Camii (Estergon), Kızıl Elma Mosque (Esztergom), Şehzade Camii, Şehzade Mosque, Kağıthane Suları, Waters of Kağıthane, Baki (Şair), Baki (Poet), Sıkatuvar, Zigetvar, Szigetvár, Rhodes Campaign, Belgrad Seferi, Belgrade Campaign, Mohaç, Mohács, Başmimar, Head architect, Sinan Ağa (Haseki), Sinan Agha (Sergeant in Imperial Janissary Bodyguards), Büyükçekmece Köprüsü, Bridge of Büyükçekmece, Selimiye Camii, Selimiye Mosque, Süleymaniye Camii, Süleymaniye Mosque
Tür
Kupür
Biçim
Baskı
Dil
Osmanlı Türkçesi
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Transliterasyon
Târîh Musâhabeleri Muharriri: Ahmed Refik Mi’mâr Sinân’a Dâ’ir Onuncu ‘asr-ı hicrînin en mühimm sîmâlarından biri de hiç şübhesiz, Mi’mâr Sinândır. Sinân’ın yaşadığı parlak devrin ‘askerî satvetleri, siyâsî muhabbetleri bugün deverân-ı devr bir mefharet hâtırası hâlinde ruhumuzu telziz eder. Bâkî’nin şi’irleri nasıl ki birer şâh eser hâlinde hâfızamızı tezyîn ederse, Mi’mâr Sinân’ın yüksek deHâsıyla inşâ etdiği câmi’ler, medreseler, hânlar ve hamamlar da pâyidâr birer âbide hâlinde Türklüğün bütün mevcûdiyetini gösterir. Onuncu ‘asr-ı hicrînin servet ve haşmeti, tantana ve mehâbeti nâmına Mi’mâr Sinân’ın eserleri ölmez birer âbidedir. Sinân, esâsen Kayserilidir. Serâya devşirme çocuğu olarak gelmişdir. Mekteb-i ‘irfânî Sultan Ahmed meydânına nâzır, İbrâhîm Paşa serâyıdır. Sinân burada ‘acemî oğlan sıfatıyla çalışdı. Esâsen orası ‘acemî oğlanlar mektebidir. Sinân, mi’mârlık tahsîl etdi. Yavuz Sultan Selîm’in Çaldıran Seferi’nde bulundu. İrân’da Mısır’da dolaşdı. Şark mi’mârîsini zeki bir nazarla tedkîke muvaffak oldu. Kânûnî Sultan Süleymân zemânında ‘acemî oğlanlıkdan kapuya çıkdı. O zemân yigirmi sekiz yaşlarında idi. Genc mi’mâr, Süleymân zemân ile beraber (Rodos)a, (Belgrad)a, gitdi. (Mohac) zaferine şâhid oldu. Hatta kendi de (tezkeretü’l-bünyân)da diyor ki: Olub yeniçeri çektim cefâyı Piyâde eyledim nice gazaya Yolumla, san’atımla, hidmetimle Dahî akrân içinde gayretimle Duruştum tâ ki tıfliyet çağından Yetişdim Hacı Bektaş ocağından Süleymân Kânûnî’nin şark seferinde, (Van) gölünde ‘asker nakli içün gemiler inşâ eden, Mi’mâr Sinândı. Sinân’ın gençliğinde, bütün inşâ’âtı ‘askerliğe müte’allıkdır. Boğdan seferinde bütün köprüleri Mi’mâr Sinan inşâ etmişdi. Sinân’ın ‘askerî mi’mârlığı 942 senesine kadar devâm etdi. O târîhde Hassa Mi’mârı Acem Ali vefât edince, sadr-ı â’zâm Lutfî Paşa: - Mi’mâr, haseki olan Sinan Subaşı olmak gerekdir. Buna kâdir bir kimsedir. dedi. Mi’mâr Sinân, o târîhden i’tibâren hassa mi’mârı oldu. Macaristan’da câmi’e tahvîl olunan kiliselerin zarîf minberlerle tezyîn etdi. Evliya Çelebi (cild 6, s. 266) diyor ki: «Süleymân Hân... câmi’i dahî dirlik hâlinde temâşâ buyurub dirler ki: Ah bu kubbe-i kül endâma mu’âdil ve münâsib ve nazîre tarzında bir mihrâb-ı musenna’ ve minber-i murassa’ olsa. Bu nutk-ı der ü bâr sâdır olunca Koca Mi’mâr Sinân ser-bezmîn idüb der ki: İnşallah padişahımın himmet-i ‘âliyesiyle öyle bir mihrâb ve minber ve mahfel-i mü’ezzinân ve kürsî-i va’az edeyim ki seyyahân-ı cihân görmemiş olalar. Süleyman Hân İstolni Belgrad gazâsına gidüb gelince görür ki bir mihrâb ve bir minber yapılmış ki diller ile ta’bîr olunmaz, hele Koca Sinân padişâhlara mahsûs öyle bir mahfel-i münîf yapmış ki makdûr-ı beşer değildir» Bu câmi’, Estergon’daki Kızıl Elma câmi’iydi. Mi’mâr Sinân (950)de Şehzâde Câmi’ine başladı. Beş senede hitâma erdirdi. Dahâ sonra, Kağıdhâne taraflarından «’ilm-i hendese tarîkince» İstanbul’a su getirmeye muvaffak oldu. Su kemerlerini gâyet muntazam bir sûretde inşâ etdi (962). İnşâât 971 senesinde hitâma erdi; «dört yüz kere yüz bin altmış üç akçe» sarf olundu. ‘Ayn-i zemânda su kemerleri de bitdi. İstanbul’a Kağıdhâne sularının getirilmesi mühim bir hâdise idi. Kırk çeşme suyu, işte bu sulardı. Bu muvaffakiyetden Sultân Süleymân da memnûn olmuş, Mi’mâr Sinân’ı huzûruna çağırarak şu sözleri söylemişdi: - Benim maksûdum, bu su her mahalleye revâne ola. Çeşme binâ olacak yerde kâbiliyet olmayan yüksek yerlerde taşlı kuyular ola ki su içine uğraya, tâ kîm her yerde pîr ü za’yıf ve tûl hâtûnlar, uşacık oğlancıklar destiler ve bardaklarile doldurup devâm-ı devletime du’â eyleyeler. Mi’mâr Sinân 956’da Süleymaniye Câmi’inin inşâsına başlamışdı. 964’de câmi’inin inşâsı hitâma erdi. Mecmû’ mesârif 896380 flori ya’nî 537 yük 82900 akçe idi. Mi’mâr Sinân câmi’in ahtârını Kanûnî Sultan Süleymân’a teslîm itdiği zemân, pek memnûn oldu. Koca Mi’mâra: - Bu binâ eylediğin beytullahsıdk ü sefa ve du’â ile sen açmak oladır. dedi. Mi’mâr Sinân, Süleymâniye Câmi’inden başka, İstanbul’da ve Rum-ili’nde bir çok câmi’ler, medreseler, türbeler ve hamâmlar inşâ etdi. O sırada, oldukça ihtiyârlamışdı. Altmış dokuz yaşlarında idi. Hatta Süleymaniye Câmi’i bitüb de, Sultan Süleymân: - Feth-i bâb-ı câmi’ye elyâk-ı ahrâ kim ola? - Padişahım... Mi’mâr Ağa bendeniz bir pîr-‘azîzdir. cevâbını almışdı. Çekmece Köprüsü’nü inşâ eden de Mi’mâr Sinândı (973). Sigetvar Seferi esnâsında başlanan köprü, padişâhın gazâ yollarında vefâtını müte’âkib ikmâl edildi. Bu şerefe de Süleymân Kânûnî’nin oğlu İkinci Sultan Selîm nâ’il oldu. Köprünün inşâsına 114 yük ve 73853 akçe sarf edildi. Mi’mâr Sinân, yeni padişâha yeni bir câmi’ inşâsına teşebbüs etdi. Fakat bu ma’bed, (Edirne)de inşâ olunacakdı. Fi’l-hakîka, Sultan Selîm Câmi’i, Koca Mi’mâr Sinân’ın pîrlik zemânında şâh eserini vücûda getirdi. Mi’mâr Sinân bu câmi’ içün kendi şöyle diyor: «Ayasofya kubbesi gibi kubbe devlet-i islâmiyede binâ olunmamışdır deyü kefere-i fecerenin mi’mâr geçinenleri müslümanlara galebemiz vardır derler imiş. Ol kadar kubbe doğurmak gâyet müşkildir dedikleri bu hakîrin kalbinde kalmışdır. Mezbûr câmi’i binâsında himmet idüb ba’venullah-ı te’alî sâye-i Sultan Selîm Hânda ezhâr-ı kudret idüb bu kubbenin Ayasofya kubbesinden altı zirâ’ kadîn ve dört zirâ’ derinliğin ziyâde eyledim». Mi’mâr Sinân müddet-i hayâtında 81 câmi’, 51 mescid, 55 medrese, 21 dârü’l-kurâ’, 13 ‘imâret, 2 darü’ş-şifâ, 7 su kemeri, 8 köprü, 18 kervânserây, 6 mahzen, 33 serây, 35 hamâm, 17 türbe, sebil ve sâ’ire inşâ etdi. Bütün bu inşâât fenne muvaffak ve gâyet san’atkârâne idi. İnşâ etdiği mebânînin planlarını bi’z-zât çizerdi. Selî-i Sânî zemânında, Topkapu serâyında bir oda yapılacağı zemân, onun böyle planını çizmiş, pâdişâha takdîm etmiş ve memnûniyeti mûcib olmuşdur. Buna dâ’ir Mi’mâr Sinân’a gönderilen hükmün sûreti şudur: «Mi’mâr başına hüküm ki bundan akdem hükm gönderilüb mahrûse-i İstanbul’da vâkı’ olan serây-ı ‘amiremde münâsib mahalde oda binâ olunmak fermân-ı hümâyûnum olmağın serây-ı ‘âmirem ağası ma’rifetiyle zikr olunan odanın resmin idüb göndermişsin. O resim makbûl-i şerîfim olmağın buyurdum ki vech ü münâsib gördüğün yerde resim olunan üslûb üzere müste’cilen bir müstahkim oda binâ itdürüb ama gâyet mükellef olmayub isrâf ve itlâf etdirmeyesin» (fî 16 Şa’bân 975). Mi’mâr Sinân’ın târîh-i vefâtı 996’dır. türbesinin üzerindeki târîh şudur: Geçdi bu demde ciândan pîr Mi’mâr Sinân
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Kupür
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.