Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
"Çapkın Seyyid Ağa" başlıklı belge
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
S13079
Tema
Kişi
Konular
Tür
Belge
Biçim
El yazısı
Dil
Osmanlı Türkçesi
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Not
Kâğıt üzerine mürekkep
Transliterasyon
Çapkın Seyyid Ağa Geçen asrın şöhretli mu’allimlerinden ve Rum-ili kadı’askeri pâyeli seçkin ‘ulâmâsından geniş kültür sahibi “ayaklı kütübhâne”lerinden Kethüdâzâde Mehmed ‘Ârif Efendi’nin sevgili uşağı ve oğlanı; ömrü boyunca evlenmemiş efendi hazretlerinin yanına 13 yaşında iken girmiş ve Efendisi ölünceye kadar on sene hidemtinde bulunmuşdu. Büyüdükçe, serpildikçe güzelleşmiş, müşekkil elli ayağı ve dilber yüz nakşî ile büyük adamın gönül tahtının sultanı olmuşdur. Sevgi ile şımarmamış edeb ve terbiyesini ga’ib etmemiş giceleri koynuna girdiği Ârif Efendi’nin dürlü dürlü cilveli oğlanı, gündüzleri o Ârif Efendi’nin karşısında haddini bilen uşağı olmuşdu. Lakabı, kendisinden bahs etdikçe Ârif Efendi’nin dâ’imâ “benim çapkın” demesinden kalmışdı. Kethüdâzâde ‘ilmi ve fazlı kadar nüktedânlığı ve zarafeti ile de meşhûr, ağzından yüzlerce fıkra derlenmiş ve “Kethüdâzâde Menâkıbı” adıyla bir kitâb olmuşdur. Ayrıca mahbûb-dostluğu da biliniyordu, daha doğrusu güzel oğlanlara karşı duyduğu za’afı gizlemeye tenezzül etmezdi. Birgün Ser-‘asker Hızır Paşa’yı ziyârete gitmişdi, Paşa’nın yanında çok güzel bir genç vardı. Paşa: - Hocam efendim, şu güzel çocuğa iltifât et, bir öp!.. demişdi. Efendi’de: - Aman efendim.. Güzeller durub dururken, verilen özenle, emirle öpülmez, insanın içinden gelmeli.. Şu dilber genci öpmek isteğini duyaydım, bir bahâne, yol bulur, siz öp demeden öperdim.. demişdi. Bir gün de komşusu Seyyid içün: - Hoca efendi.. Seyyid bir çapkın oğlan.. Siz gitdikden sonra bütün gün köy içinde rum çocukları ile oynayor.. Onun yerine bir sofî u’şâk alsanız.. deyince Efendi: - Yok.. Yok.. Bana da çapkın lâzım.. Sofî u’şâk tutayım çağırırım namazda, çağırırım namazda, aratırım mescidde.. Ya benim işimi kim görecek.. Çağırdım gelmedi, aradım bulamadım mı meydana çıkınca atıyorum tokadı.. demiş. ‘ Ârif Efendi’nin sonradan tecennün etmiş Hamdi Efendi adında bir kardeşi vardı, ağabeyinin uşağı Seyyid’i severdi ve sırf oğlanı görmek için sık sık Mehmed Ârif Efendi’nin evine gelirdi. Bir gün Seyyid’i öpöüş, oğlanın da serkeşliği tutmuş, Hamdi Efendi’ye bir tokat atmış. Hamdi Efendi’nin Seyyid’e karşı olan ‘aşk ile tecennün etdiği ve şu güzel gazeli mecnûn iken Seyyid için yazdığı söylenir: Kûyi yâre şitâb var dilde Yine bîr ıztırâb var dilde Nüshası varidât-ı hikmettir Şerh olunmaz kitâb var dilde Kâse-i dil nola şikest olsa b-ı tiğ-i itâb var dilde Bir beyâban-ı bî-nihayettir Nice yer yer serâb var dilde Hamdiyâ şahî mülket-i hüsne Heves-i intisab var dilde
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.