Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
"Şemsiye, Şemsiyeciler" başlıklı belge
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Yazar/Üreten
Münir Süleyman Çapanoğlu
Kod
SS8051
Tema
Folklor
Konular
Tür
Belge
Biçim
El yazısı
Dil
Türkçe, Osmanlı Türkçesi
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Not
Kâğıt üzerine mürekkep ve kurşun kalem
Transliterasyon
şemsiye, şemsiyeciler – Bir zamanlar İstanbul’da şemsiye kullanmayan pek nâdirdi. Hele kâdınların şemsiye kullanmaları eskimeyen bir moda olmuşdu. Kâdınlar, şemsiyeyi modaya uymak, yağmur ve güneşden kendilerini korumak kayık [...] başka bir de silâh gibi kullanırlardı. Yolda giderken lâf atan, çimdikleyen, elleriyle münâsebetsizliklerde bulunan bir tâkım hayâsız insânlara şemsiye ile mukâbele ederler, şemsiyelerini kafalarında kırarlardı. «Şemsiye, şemsiyeye geldi» sözü kadınların aralarında yapdıkları kavgalarda kullanılan bir ta’bîrdi. O yıllarda, İstanbul’da şemsiye hırsızları da çokdu. Bunların fa’âliyet sahaları vapurlar, birahâneler ve kırâ’athânelerdi. Bu işi meslek (!) edinenler doğrudan doğruya şemsiyeleri çalmazlardı. Vapurda, şemsiyesi yeni bir yolcunun yanına oturarak, kendilerinin eski, kırık, yamalı şemsiyeleri ile değişdirirlerdi. Gazino, birâhâne ve bunlara benzer yerlerde (vestiyer) olmadığı için müşteriler, şemsiyelerini duvarlardaki çengellere asarlardı. Açık gözlü, kendilerinin yırtık, demirleri çarpılmış şemsiyelerini bunların yanlarına asarlar, bir yanlışlığa getirerek iyicesinden birini alub şavuşurlardı. Mübadele etmeden «kalk gidelim!» edenlerde çokdu. Şemsiye hakkında bir çok beyitler, şi’irler ve vecîzeler söylenmişdir. En güzel şudur: «Şemsiye, iyi gün dostu gibidir; ona muhtac olduğunuz zeman yanınızda bulunmaz» Hocam şâ’ir Mehmed Celâl, şemsiye hakkında şunları yazıyor: «güneş ve yağmurdan muhafaza için kullanılır. Penbeleri gelincik beyazları çiçeklerine, beyazları kelebeklere benzerler. Penbelerinden süzülen al ziyâ, güzel yüzleri bir verd-i ateşine benzetir. Güzel eller arasında kanadlarını açar; rüzgara karşı mütemâyil bir kuş gibidir. Ateşli nefeslerin harâretine ma’rûzdur. Ol [...] elinde gûyâ şemsiyesi verd-i âla benzer.» Münîr Süleymân Çapanoğlu
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.