EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
8. Cilt: Çir-Diş
DİREKLERARASINDA UŞAKLAR KAHVEHÂNESİ
Şehzâdebaşı Caddesinin Direklerarası adını taşıdığı geçen asrın ikinci yarısında açılmış ne zaman kapandığını tesbit edemediğimiz bir kahvehânedir. Bu ansiklopedinin aziz dostlarından olmuş merhun Bermed Muhtar Alus bize şu notları tevdî edmiştir: (Vezneciler tarafından gelndiğine göre) Letâfet Apartımanını geçdikten sonra ya ikinci ya üçüncü dükkân uşakların kahvehânesi. Hepsi Anadolunun Kastamonu vilâyeti halkından, içlerinde Sivaslıda var. Şâbıemred genç irisinden dörtkaşlısına, kırsakllısına kadar. Mintanlar yama yama üstüne, yırtksız, ya topuk yahud başparmak çıkmamış tek çorab göremezsin. Sâir günlerde civar konaklardakiler gelir, Cuma günleri ise Yeşilköyden Çamlıcaya, Üsküdardan kalk Beykoza, Salıpazarından tut Büyükdere, Sarıyere kadar konak yalılarda kapulanmış bütün uşaklar orada. Köyünden gelmiş de kapulanmak isteyenler de orada. Çoğu hısım akrabâ, amıca dayı oğlu, birinin anası öbürünün teyzesi halası. Hemşehri, komşu köyünden, iki dere üç bayır aşırı yerden. “İskambil, tavla, domino gibi oyunlar yok, tütün kahve tiryâkisi olan da yok. Gelsin çay. Birbirine ikram yok, hepsi meteliğinin hesabını tutar, nasıl tutmasın ki onbeşinde tüysüz oğlanların köyünde bir karısı vardır ve İstanbul gurbetine çıkdıktan yedi sekiz ay sonra bir çocuğunun doğduğu haberi gelmiştir. Âşar...
⇓ Devamını okuyunuz...
Şehzâdebaşı Caddesinin Direklerarası adını taşıdığı geçen asrın ikinci yarısında açılmış ne zaman kapandığını tesbit edemediğimiz bir kahvehânedir. Bu ansiklopedinin aziz dostlarından olmuş merhun Bermed Muhtar Alus bize şu notları tevdî edmiştir: (Vezneciler tarafından gelndiğine göre) Letâfet Apartımanını geçdikten sonra ya ikinci ya üçüncü dükkân uşakların kahvehânesi. Hepsi Anadolunun Kastamonu vilâyeti halkından, içlerinde Sivaslıda var. Şâbıemred genç irisinden dörtkaşlısına, kırsakllısına kadar. Mintanlar yama yama üstüne, yırtksız, ya topuk yahud başparmak çıkmamış tek çorab göremezsin. Sâir günlerde civar konaklardakiler gelir, Cuma günleri ise Yeşilköyden Çamlıcaya, Üsküdardan kalk Beykoza, Salıpazarından tut Büyükdere, Sarıyere kadar konak yalılarda kapulanmış bütün uşaklar orada. Köyünden gelmiş de kapulanmak isteyenler de orada. Çoğu hısım akrabâ, amıca dayı oğlu, birinin anası öbürünün teyzesi halası. Hemşehri, komşu köyünden, iki dere üç bayır aşırı yerden. “İskambil, tavla, domino gibi oyunlar yok, tütün kahve tiryâkisi olan da yok. Gelsin çay. Birbirine ikram yok, hepsi meteliğinin hesabını tutar, nasıl tutmasın ki onbeşinde tüysüz oğlanların köyünde bir karısı vardır ve İstanbul gurbetine çıkdıktan yedi sekiz ay sonra bir çocuğunun doğduğu haberi gelmiştir. Âşar borcu, yol vergisi, ölen öküzün yerine alınacak yenisinin parası, candarmanın âidatı hep buradan gidecek...” (S.M.Alus). “Görüp işittiklerim” ismi ile çok kıymetli hâtıralar yazmış olan ve 1943 ile 1945 arasında İstanbul Ansiklopedisi ile muhaberede bulunmuş Çankırılı Hacı Şeyhoğlu Ahmed Kemal Bey ise bu uşaklar kahvehânesinin Sermed Muhtardan çok farklı târif ediyor : “Bir nevi uşak esnafı loncası idi. Benim bildiğim sıralar, 1890-1895 arası, Kargılı Hüseyin Ağa adındaki kahveci gaayet vekarlı, okur yazar altmışlık bir adamdı. Uşak arayanlar ona müracaat ederlerdi. Hazır, boşda bir genc yok ise, mekub yazar, sûreti mahsûsada bir delikanlı getirtirdi. O tarihlerde konaklardaki uşakların çoğunun kefili o idi. Gaayet büyük, fevkalâde temiz, kahve çubuk takımları beyleri paşaları ağırlayacak kadar düzgün olan kahvehânenin arkasında dayma merdivenle çıkılır şirvan denilen bir yer vardı ki orada da hemen dâima kapulanmamış beş altı delikanlıyı yatırırdı. Kendisi de orada yatar kalkardı. Misâfir edip koruduğu gençlerde iş buluncaya kadar kahvehânede çıraklık ederlerdi; Hüseyin Ağa ayrıca çırak kullanmazdı. Uşaklar efendilerinin şeref ve haysiyetlerini temsil ettikler için, bilhassa Cuma günleri buraya gelenlerin hepsinin üstübaşı, pırıl pırıl, gaayet düzgündü. Kimi memleketinin kılık kıyâfetinde, kimi dalfesli, setire pantalonlu, şehrî delikanlı kisvesinde, hatta kıravat bağlayanları bile vardı. Haysiyetlerine fazla düşkün devletliler, uşaklarına Cuma günü kahvehâne harclığı olarak ayrıca beş on kuruş para verirdi ve: - Kahvehânede arkadaşlarına ikramda bulunsun!... diye de tenbih ettirirdi. Sultan Abdülhamidin nâfia nazırı meşhur mûsikişinas bestekâr Mahmud Celâleddin Paşanın Hurşid adında gaayetle makbul ve mahbub bir genc idi, Boyabatlı idi, her perşenbe akşamı paşanın kendi eliyle verdiği kahvehâne harclığı tam bir altındı. Hurşid Ağa bu kahvehânede bir şehzâde gibi karşılanır, itibar görür, yine paşanın tenbihi ile her hafta sekiz on uşak arkadaşını Direklerarasında bir tiyatroya götürürdü. (B.: Hurşid Ağa, Boyabadlı)” (Ahmed Kemal, Not). Üsküdarlı Halk Şâiri Tophâne ketebesinden Âşık Râzi de bu Uşaklar Kahvehânesini kalenderhhâne bir manzüme ile tasvir etmişdir : Kahve değil bura hüsün pazarı Değmesün kem gözün aman nazarı Kimi kapulanmış kimi avara Anadol hâkinin yüz gül izarı Şehbâzü şehlevend tâze fetâlar Altunbaş samurkaş dürri yektâlar Topuklu perçemli benli gamzeli Şakîrler kervânı muhabbet talar Hemşehri âguuşi perverdeleri Hepsinin bir gönül tahtıdır yeri Mihrâbı aşk olmuş pâyi birinin Birinin misâli zemzemdir teri Lâübâli cünbüş sohbetleri hoş Seyriden anları içmeden serhoş Göz cilâsı gönül sefâsı âşık Her cum’a uşaklar kahvesine koş Kimi ağasının ciğerpâresi Kimi hanımının dilde yâresi Kimi kâhyasının can yoldaşıdır Kâbetül uşşâkdır gözün karesi Ne özge temâşâ dilrübâ âhenk Kılık kıyâfetler cümle rengârenk Dallı güllü mintan çiçekli çorab Gülistanda san gül goncadan hevenk Kimi külâh eğmiş tâki ebrûye Rengi şafak vurmuş bir tâze rûye Kimi sîne küşa hem pâ bürehne Yâ hey çekmek gerek sâki bî mûye Poturun cebkenin albenisi var Kimini açmışdır elîfî şalvar Kuşakda letâfet yelekde çalım Âyîne sîneler mâkesi envâr Kimi dalfeslidir edâsı şehrî Kâkülü avrupa kesmiş berberi Küçkbeye taklid boyun bağı var Nevcivanlık şânı ne yapsa yeri Yağlı ballı ülfet zânû bezânû Mevzût muhabbet nigârü bânû Kimi işâretle yalın ayağın Dir ki hanım öper koklar be bunu Direklerarası bura efendim Şöhreti hak imiş gaayet beğendim Hele Uşakların Kahvehânesi Ke enne mâşuklar tekkesi didim
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM081058
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 8, sayfalar 4604-4605
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK