Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
DİREKLERARASI
Şehzâdebaşı Caddesinin bir parçasının eski adı; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Direklerarası, Şehzâdebaşı Caddesinin Onaltımart Şehidleri Caddesi ile Dede Efendi Caddesinin kavuşak noktaları arasında kalan parçası idi. (1934 B.Ş.R. Pafta 4/40 ve 50); yola adını veren, Vezneciler tarafından gelindiğine göre sağ koldaki kâgir dükkânların önündeki bodura mermer sütünlar üzerinde uzanan bir revak idi, yaya kaldırımı, bu sütunlar arasından, revak altından geçerdi.
Geçen asır sonlarında da İstanbul’un gönül oynaşları, alış verişlerinin en faal pazarı, piyasa yeri olmuştu. Bilhassa Ramazan aylarında Direklerarası pek curcunalı bir hayhat yaşardı. Unutmamalıdır ki İstanbul’un ilk tiyatroları ilk sinemaları da Direklararasında idi; bu yolun Kahvehâne ve Çayhâneleri de pek meşhurdu.
Selim Nüzhet Gerçek 1942 yılında bir “Ramazan Müsahabesi” makallesinde şunları yazıyor:
“Direklerarası yıkılalıberi her sene biraz daha sönükleşen Direklerarası eskiden, bilhassa Ramazan gelince, İstanbul’un neş’e kaynağı oldu; tiyatrolar biraz tamir görür, bunlara, salaştan, yenileri ilâve edilirdi. Hayalhânei Osmânî, Eğlencehânei Osmânî, Handehânei Osmânî gibi muhtelif isimler taşılan dar koridorlu, dar localı, dar koltuklu, dar sandalyeli bu muhtelif tiyatrolar bu bir ay zarfında dolup dolup boşalırlardı...
⇓ Devamını okuyunuz...
Şehzâdebaşı Caddesinin bir parçasının eski adı; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Direklerarası, Şehzâdebaşı Caddesinin Onaltımart Şehidleri Caddesi ile Dede Efendi Caddesinin kavuşak noktaları arasında kalan parçası idi. (1934 B.Ş.R. Pafta 4/40 ve 50); yola adını veren, Vezneciler tarafından gelindiğine göre sağ koldaki kâgir dükkânların önündeki bodura mermer sütünlar üzerinde uzanan bir revak idi, yaya kaldırımı, bu sütunlar arasından, revak altından geçerdi.
Geçen asır sonlarında da İstanbul’un gönül oynaşları, alış verişlerinin en faal pazarı, piyasa yeri olmuştu. Bilhassa Ramazan aylarında Direklerarası pek curcunalı bir hayhat yaşardı. Unutmamalıdır ki İstanbul’un ilk tiyatroları ilk sinemaları da Direklararasında idi; bu yolun Kahvehâne ve Çayhâneleri de pek meşhurdu.
Selim Nüzhet Gerçek 1942 yılında bir “Ramazan Müsahabesi” makallesinde şunları yazıyor:
“Direklerarası yıkılalıberi her sene biraz daha sönükleşen Direklerarası eskiden, bilhassa Ramazan gelince, İstanbul’un neş’e kaynağı oldu; tiyatrolar biraz tamir görür, bunlara, salaştan, yenileri ilâve edilirdi. Hayalhânei Osmânî, Eğlencehânei Osmânî, Handehânei Osmânî gibi muhtelif isimler taşılan dar koridorlu, dar localı, dar koltuklu, dar sandalyeli bu muhtelif tiyatrolar bu bir ay zarfında dolup dolup boşalırlardı. Çünkü bu dar yerlere koşanlar tehlikeye, darlığa bakmazlar, ancak gönüllerinin geniş olmasını isterlerdi. Bunlar arasında da Manakyanın Osmanlı Dram Kumpanyası’nın mustesna bir mevkii vardı.
Ramazan eğlencelerinin başında tiyatroya gitmek gelirdi; tiyatrolarda yerler dolunca, geri kalanlar diğer eğlencelere başvururlardı.
“At canbazları da Ramazanlarda Direklerarasının en cazib eğlencelerinden biri idi.”
Çankırılı Hacışeyhoğlu Ahmed Kemal Bey “Görüp işittilerim” isimli eserinde şunları yazıyor: “...ramazanlarda Direklerarasındaki Hacı Reşîdi Bînevâ denilen Süleymaniyeli Hacı Reşid ile Harputlu Mehmed Ağa meşuhrdu. Hacı Reşid arabca, acemce bilirdi, üderbâ şuerâ hep onun çayhânesine çıkardı. Harputlu Mehmed câhid, saf bir amamdı, âlim, fâzıl kişiler de bunun çayhânesine çıkarlardı. Direkler arası Bizans devrinde meşhur olan Mesi Caddesinin bakiyesi idi. Mesi rumca bel, orta demek olup Ayasofyadan başlayarak şimdiki Divan Yolunu tâkib eden ve Beyazıdda ikiye ayrılıp biri Hrisoporta (Yaldızlıkapu, Yedikule Kapusuna) ya ve diğer Edirne Kapusuna giden yoldur. Edirne Kapusuna giden yolun her iki tarafının üstü kâgir kemer olup yola gelen tarafı taş direklere istinad ederdi, iki direğin arası 5-6 metre kadardı, kemerler 1 metre genişliğinde idi, Meşrutiyetin ilânına kadar Letâfet Apartımanı ile Şehzâde Sebilinin arası kâmilen târif ettiğim şekilde idi. 1910 senelerine doğru yolu genişletmek için bu kemerler ve direkler yıkdırıldı sonra da caddeye tramvay hattı döşendi.
“Direklerarasının ramazanları meşhurdur. Tiyatro, sinema, hokkabaz, karagöz, kukla, pehlivan güreşi hep orada idi. Kahvehâneleri, çayhâneleri seyyar çalgıcılar dolaşırdı, çayhânelerde oyun oynanmazdı, kahvehânelerin de bazısında kâğıd ve tavla oyunları oynanır, bazısında oynanmazdı, kahveciler berberlik de yaparlar, diş çekerlerdi, sarılık, dil altı, dalak keserlerdi..”.
Aşağıdaki satırları Türk Ansiklopedisinden alıyoruz: “Bizans çağında İstanbul’un ana caddesi Mese’nin bir parçasıdır, Bizans çağındaki adı Filadelfion idi; Direklerarası Kalenderhâne Camii önünde başlardı. Bu camiin karşı tarafında Acemioğlanlar Kışlası vardı. Az ötede de Eski Odalar denilen yeniçeri kışlası bulunmakda idi. Yeniçerilerin kaldırılmasına kdar Direklerarası hep onların gezi ve eğlence yeri idi. Bu caddenin bir kısımnı kaplayan sütunlar dolayısı ile Direklerarası adını taşırdı. Direklerarası bayağı günlerde de az çok canlı bir semtti, fakat özellikle ramazanlarda burada görülmedik bir kalabalık olurdu. Ramazanın daha ilk akşamından piyasa başlardı.
“Beyazıd Meydanına yeni köprüden (Karaköy Köprüsünden) kimi Divan Yolu kimi Rizapaşa Yokuşu yahud Fincancılar Yokuşu üzerinden gelen arabalar Mâliye Nezâretinin (Fuad Paşa Konağının) önünde Mürekkebcilere kıvrılır, Zeyneb Hanım konağını geçer, sağa döner, Direklerarasına girerdi.
“Eski köprü (Unkapanı Köprüsü, Gazi Köprüsü) yolunu seçenler Zeyrekden Vefâya tırmanır, bir köşesi Damad İbrahim Paşa Sebili, öbür köşesi Şehzâde Camii ile süslenmiş sokakdan direklerarasına çıkardı.
“En usta arabacıların sürdüğü arabalar kalabalığın arasından ilerleyebilmek için adım başında duraklamaya mecbur kalırlardı. Sağ sol gözetmeksizin karşılıklı akın eden halk birbirinin gidip gelmesine engel olurdu. Zarif konak arabalarının içinde ipek ferâceli, yaşamkıl genç hanımlar, etrafa tebessümler, iltifatlar saçarak ağır ağır geçerlerdi. Bunlardan başka kira arabaları ile dolaşmaya gelen ve zamanın anlayışına göre hafif meşreb sayılan kadınlar da görülürdü. Fakat yayaların durumu daha çekiciydi. Recâîzâde Ekrem “Araba Sevdâsı” adlı romanında Direklerarasında dolaşan halkı tasvir etmektedir.
“Türk sahne hayatının gelişmesinde Direklerarasındaki çalışmaların önemi büyüktür. Tiyatro çalışmaları Beyoğlunda Şark Tiyatrosunda başlamış, bir süre sonra Güllü Agob’un Gedikpaşa Osmanlı Tiyatrosu kurulmuştu. Bu tiyatronun Direklerarasında bir takım temsiller verdiğini biliyoruz. Mınakyan Tiyatrosu da bu ad altında çalışmıştır. Abdürrezzak Efendi ve başka sanatcılar zaman zaman bu tiyatronun idâresine katılmışlardır (?) . Osmanlı Tiyatrosunun ve Güllü Agob’un Şehzâdebaşında oynadığını eski bir temsile âid el ilânından anlıyoruz. Shakespeare’in Otello’su oynanmış ve bu temsilde Mınakyan, Aleksanyan, Vartovyan ve A. Necib efendiler rol almışlardı. Aktör Holas Efendinin öynetimindeki Şems Tiyatrosu da Şehzâdebaşında Ali Beyin Molière’den adapte ettiği Ayyar Hamza komedisini oynamıştır. (Güllü Agob’un suflörlü piyes oynama imtiyazını alması üzerine tulüat tiyatrosu doğmuş), Hamdi, Abdürrezzak, İsmail Efendiler bu alanda büyük başarı gösterdiler (ve çoğu zaman Direklerarasında oynadılar). Direklerarasında Mesirei Efkâr tiyatrosunda çalıştığını o devre âid el ilânlarından öğreniyoruz, 1887 de S. Benliyan Efendi yönetimned Osmanlı Operet Kumpanyasının temsilleri bir zaman sürüp gitmişdir.
“1908 meşrutiyetinden sonra Direklerarasında gerek orta oyunu, gerek tulüat tiyatrosu devam etmişdir. İbnnürrefik Ahmed Nuri, Müsâhibzâde Celâl, Beylerbeyi Fuad, Cavvid, Bihzad Şehzâdebaşında Millî Sinemanın olduğu yerde Sehnei Haves adı ile bir tiyatro kurmuşlardı. Komik Nâşid de bu gruba girmişdi...” (Türk Ansiklopedisi).
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM081056
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 8, sayfalar 4602-4604
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.