Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
DİNÇMAN (Hüseyin Kenan)
Klişe sanatkârı, iş adamı, Kenan Klişe Fabrikasının kurucusu ve sâhibi; 1898 de İstanbulda doğdu. Bedestan esnafından Mehmed Bekir Efendi adında bir zâtin oğludur, annesinin adı Hanife Hanımdır. Bu satırların yazıldığı sırada, 1965, İstanbulun basın ve yayın âleminin sayılı zenginlerinden biri olan ve Klişeci Kenan Bey diye anılan Kenan Dinçman C. Çetin bir yazarın “sıfırdan başlayıp nasıl milyoner oldular” isimli eserinde hayat hikâyeleri anlatılan on iki kişiden biridir. (Diğerleri: Cemil Bingöl, Ali Civan, Emin Yeyman, Mehmed Külekcioğlu, Hüseyin Başarır, Hacı Salih, Yakub Özdilek, Hasan Karamehmed, Cavid Cav, Niyazi Ersoy, Nuri Leflef); aşağıdaki satırları oradan alıyoruz:
“...Üç yaşında iken babası öldü, kundakda altı aylık bir de kardeşi vardı; Genç yaşında dul kalmış ve çocuklarına çok bağlı anası bir süre evlenmedi. Bekir Efendinin sağlığında geçim sıkıntısı çekiyorlardı, âilenin tek geliri, evlerinin kiraya verilen bir odasından alınan ayda 20 kuruştan ibâretti. Bu ev, Cağaloğlunda Şerefefendi Sokağında idi, Hanife Hanım evin tamamını 60 kuruşa kiraya verdi (sene 1901 – 1902) ve iki çocuğu ile Eyyubda 20 kuruşa kiraladığı bir eve taşındı, bu suretle gelirleri 40 kuruş artmış oldu. 1905-1906 arasında ilk okula gitmeye başlamış olan Kenan okul masraflarını karşılayabilmek ...
⇓ Read more...
Klişe sanatkârı, iş adamı, Kenan Klişe Fabrikasının kurucusu ve sâhibi; 1898 de İstanbulda doğdu. Bedestan esnafından Mehmed Bekir Efendi adında bir zâtin oğludur, annesinin adı Hanife Hanımdır. Bu satırların yazıldığı sırada, 1965, İstanbulun basın ve yayın âleminin sayılı zenginlerinden biri olan ve Klişeci Kenan Bey diye anılan Kenan Dinçman C. Çetin bir yazarın “sıfırdan başlayıp nasıl milyoner oldular” isimli eserinde hayat hikâyeleri anlatılan on iki kişiden biridir. (Diğerleri: Cemil Bingöl, Ali Civan, Emin Yeyman, Mehmed Külekcioğlu, Hüseyin Başarır, Hacı Salih, Yakub Özdilek, Hasan Karamehmed, Cavid Cav, Niyazi Ersoy, Nuri Leflef); aşağıdaki satırları oradan alıyoruz:
“...Üç yaşında iken babası öldü, kundakda altı aylık bir de kardeşi vardı; Genç yaşında dul kalmış ve çocuklarına çok bağlı anası bir süre evlenmedi. Bekir Efendinin sağlığında geçim sıkıntısı çekiyorlardı, âilenin tek geliri, evlerinin kiraya verilen bir odasından alınan ayda 20 kuruştan ibâretti. Bu ev, Cağaloğlunda Şerefefendi Sokağında idi, Hanife Hanım evin tamamını 60 kuruşa kiraya verdi (sene 1901 – 1902) ve iki çocuğu ile Eyyubda 20 kuruşa kiraladığı bir eve taşındı, bu suretle gelirleri 40 kuruş artmış oldu. 1905-1906 arasında ilk okula gitmeye başlamış olan Kenan okul masraflarını karşılayabilmek için akşamları gazete satmaya başladı, bu sıralardadır ki Hanife Hanım da İkdam Gazetesinin ser mürettibi ile evlendi ve Kenan da Burhânı Terakki Mektebine devama başladı. Fakat pek kısa bir zaman sonra üvey babası da ölünce akşamları tekrar gazete satıcılığına başladı, günde 15-20 kuruş kazanıyordu. Kış günleri, paltosu yokdu, sırtında bir ceket ve ayaklarında bir çift partal pabuçla dolaşıyordu, palto aramıyor, fakat temiz, sağlam ayakkabının hasretini çekiyordu. Bir akşam bir kunduracı dükkânının vitrinine bakarak: --Allâhım...ne olur, bana da bir çift ayakkabı ver, senden başka hiçbir şey istemem!. dediğini ömrü boyunca unutmamışdır.
“Meşrutiyetin ilânı sıralarında, 1908-1900 arasında okulların yaz tâtilinde Ebüzziyâ Matbaasına çırak olarak girdi, farkında olmayarak meslek hayatına ilk adımını atmış oldu. Az sonra Tevfik Nureddin Beyin çıkardığı Çocuk Dünyâsı Mecmuasına girdi, büronun ayak işlerine bakıyordu, Tevfik Nureddin Bey Türk Yurdu Kütübhânesini açınca dikkatli ve dürüst hizmetinden hoşnud kaldığı Kenan’ı kütübhânesine tezgâhtar olarak aldı.
“1910-1911 arasında idi, Kenan da 12-13 yaşlarında idi, bir gün Tevfik Nureddin bey çocuğu yanına çağırdı: - Oğlum.. işinde ateş gibisin, senden çok memnunum, fakat benim yanımda bir meslek, sanat sahibi olamazsın, istikbâlini sağlayamazsın, seni klişeci Ütüciyan Ustanın yanına vereyim, memleketimizde istikbâli parlak bir iş sahâsıdır.. dedi.
“Ütüciyan o devrin en değerli klişecilerindendi (B.: Ütüciyan); fakat Kenanı çıraklığa kabul etmedi, sebep olarak da yaşının küçüklüğünü ileri sürdü, aslında ise sebep tamamen başka idi, Türk basınında klişecilik ermeni sanatkârların elinde, inhisârında idi, bir Türk çocuğunun bu sanatı öğrenmesi istememişdi. Tevfik Nureddin bey de Kennı klişeci yapma karârını kafasına iyice koymuşdu; bir müddet sonra bu meseleyi daha ciddi olarak ele aldı: - Seni Avrupaya göndereceğim, klişeciliği orada öğreneceksin!.. dedi.
“Araya Balkan Harbi girdi, Birinci Cihan Harbi girdi, bu karârın tatbiki gecikdi, ve 1917 de 19 yaşını bitirmiş olan Kenan asker oldu, Kumburgazda 3. Şimendifer Bölüğüne gönderildi. Artık bir mânevi baba olmuş Tevfik Nureddin Bey onunla münâsebetini kesmedi, delikanlıya gazeteler ve mecmualar gönderiyordu, bir gün âlicenab patronundan gelen bir Tanin gazetesi nüshasında etrâfı Tevfik Nureddin tarafından kırmızı kalemle çerçevelenmiş şu yazıyı okudu: “Avrupaya Çinkografi klişe tahsili için gitmek isteyen Mehmed Bekir oğlu Hüseyin Kenana müsaade çıkmışdır..” Gözlerine inanamadı, gazete elinde bölük kumandanı Şükrü Beye koşdu, büyük bir heyecanla, ve orada ağlayarak durumunu kumandanına anlattı, Şükrü Bey hiç tereddüt etmedi;-Git evlâdım İnşallah işin olur. Sana bir aylık izin vereyim!..dedi. Kenan Kumburgazdan İstanbula geldi. Almanya ya gidecekti, Tevfik Nureddin bey ona izin almakla kalmamış, yerini bile hazırlamışdı, 1917 yılının Aralık ayında Almanyaya giden delikanlı Leipzigde;Leipziger İllustrile mecmuasının matbaasına çırak olarak girdi, bu büyük matbaanın klişe atölyesinde bir buçuk sene aşırı dikkat, aşırı gayretle çalışdı.
“Birinci Cihan Harbi Türkiyenin ve müttefiki Almanyanın mağlûbiyeti ile sona ermişdi, 1919 da İstanbul’a döndü. İstanbul işgal altında, çok acı, karanlık günler yaşıyordu. Alâeddin Beyin klişehânesinde iş buldu, fakat gündeliği çok az, geçim çok zordu. Bakmaya mecbur olduğu bir anası ve kızkardeşi vardı. O sırada Ferhunda Hanım isminde birkıza âşık oldu, işte bu aşk, o karanlık devirde genç sanatkâra yeni bir destek, büyük mânevi destek oldu, o güzel kızla evlendi, çalışma gücü arttı, kurduğu yuvanın istikbâlini sağlama düşüncesi diğer bütün ilgilerini keserek kendisini evine ve işine çılgın gibi bağladı, Akşam Gazetesinin klişe atölyesine usta olarak girdi; o zamanlar bu gazetenin dört sahibi vardı, üçü edebiyat ve basın âleminin üç şöhretli sîmâsı, Ali Nacı Bey, Fâlih Rıfkı Bay, Prof. Necmeddin Sâdık Bey, dördüncü ortak da İstanbul basınında tanınmış bir zât idi, Kâzım Şinasi Bey (B.:Karacan,Ali Naci; Atay, Fâlih Rıfkı; Sadak, Necmeddin; Dersan, Kâzım Şinasi); 1937 de biriktirdiği para ve akşamcılardan gördüğü alâka ve yardım ile “Kenan Klişehânesi” adı ile kendi müessesesinin temelini attı. Bu klişehânede hem Akşam Gazetesinin klişelerini yapdı, hem de kendi hesâbına basın piyasasından işler almaya başladı, yaptığı klişeler, ermeni klişecilerin işleri ile kıyas kabul etmeyecek kadar temizdi. Kenan Klişehânesi kısa bir zaman içinde şöhret oldu. Para kazandıkça tasarrufda daha dikkatli oldu, işinin başına işçisinden evvel geldi, işinin başında bir çırak gibi çalışdı, ve işinin başından işçilerinden sonra ayrıldı. Bu gayret yıllarca devam etti. O zamanlar için önemli bir rakamdır, 20 bin lira kadar parası birikmişdi. Cağaloğlu Yokuşunda Narlı Bağçe Sokağında hâlen (1965 de) Dünya Gazetesinin bulunduğu üst katında daha geniş bir atölye açtı, bu atölyenin yanında da dört düz makine ve üç pedal ile Kenan Matbaasını kurdu. Fakat klişeciliği dâima esas işi olarak kabul etti; artık Ankara Caddesinin tanınmış bir adamı idi, klişehânesi ile matbaasında 60 kişi çalışıyordu.
“1947 de aynı sokağın Cemalnadir Sokağı ile olan kavuşağı köşesinde bir binâyı satın aldı ve orada temelinden tutarak 225 bin liraya bir klişe fabrikası yaptırdı, asıl işini böylece birden büyütünce matbaasını sattı”.
İki kız bir erkek evlâd sahibidir, oğlu Ergün Dinçman Robert Kollejde okumuş ve 1963 de oradan mühendislik diploması almışdır, şu kadar yıllık şöhreti ile Klişeci Kenan Bey bu genç için “Medârı iftihârımdır!..” diyor ki hem baba hem de evlâd için büyük mazhariyettir.
Gençliğinde spor ile de meşgul olmuş, ve o sahada da ağır bir yol seçmiş ve muvaffak olmuşdu, 1925, 1926, 1927 yıllarının Türkiye halter şampiyonudur.
Bibl.: C. Çetin, Sıfırdan başlayıp nasıl milyoner oldular; Hakkı Göktürk, Not.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM081046
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 8, pages 4598-4600
See Also Note
B.: Ütüciyan; B.:Karacan,Ali Naci; Atay, Fâlih Rıfkı; Sadak, Necmeddin; Dersan, Kâzım Şinasi
Bibliography Note
Bibl.: C. Çetin, Sıfırdan başlayıp nasıl milyoner oldular; Hakkı Göktürk, Not.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.