1880 ile 1885 arasında Kanlıca Bahâî Korfezi (Kanlıca Koyu) üzerinde Fıstıklı Yalı diye meşhur Şerifpaşazâdeler yalısında kayıkcılık yapmış güzel bir rum genci. Tophâne ketebesinden Üsküdarlı hak şâiri Âşık Râzi kendine has edâda bir gazel ile övdüğü bu delikanlı hakkında şunları anlatıyor: “1298-1300 yıllarında 18-20 yaşlarında güzellikde âfeti devran idi. Tophâne Meclisi âzâsından Kanlıcalı Şerifpaşazâde Miralay Hakkı Beyefendi bir rum kaptan vâsıtası ile İmrozdan getirtmiş idi; gaayetle makbûlü hem kayıkcısı hem uşağı idi. Beyefendimizin meşhur Fıstıklı Yalısında Fıstık ağaçları altında bir gece bir âlî ziyâfeti oldu. Saz, köçek, orta oyunu ve meclis işret tamam kurulmuşdur. Dimo o gün denize girmiş, ayağını istiridyeye derince kestirmiş, çıplak ayağı sarılı, meclise hizmet ederken topallar idi. Sünnetci Cerrah Mehmed Efendi de Kanlıcalı olub o gece misâfirler arasında idi, keyifler kıvâmına geldikde: Böyle bir hüsün sâhihbi oğlanın küfrü dalâletde kalması revâ değildir, sen emret beyin, gidüb alâtımı alayım geleyim, şu oğlanı sünnet edivereyim, meclisimiz sünnet cemiyeti olsun dedi..” Hakkı Beyefendinin muvâfakatı ile hânesine gidip alâtını getirdi. Hakkı Beyefendi Kayıkcı Dimoya: - Seni şimdi sünnet ettireyim, müslüman olmaya râzı mısın?.. diye sorduğunda oğlan şaşırdı; “Siz...

1880 ile 1885 arasında Kanlıca Bahâî Korfezi (Kanlıca Koyu) üzerinde Fıstıklı Yalı diye meşhur Şerifpaşazâdeler yalısında kayıkcılık yapmış güzel bir rum genci. Tophâne ketebesinden Üsküdarlı hak şâiri Âşık Râzi kendine has edâda bir gazel ile övdüğü bu delikanlı hakkında şunları anlatıyor: “1298-1300 yıllarında 18-20 yaşlarında güzellikde âfeti devran idi. Tophâne Meclisi âzâsından Kanlıcalı Şerifpaşazâde Miralay Hakkı Beyefendi bir rum kaptan vâsıtası ile İmrozdan getirtmiş idi; gaayetle makbûlü hem kayıkcısı hem uşağı idi. Beyefendimizin meşhur Fıstıklı Yalısında Fıstık ağaçları altında bir gece bir âlî ziyâfeti oldu. Saz, köçek, orta oyunu ve meclis işret tamam kurulmuşdur. Dimo o gün denize girmiş, ayağını istiridyeye derince kestirmiş, çıplak ayağı sarılı, meclise hizmet ederken topallar idi. Sünnetci Cerrah Mehmed Efendi de Kanlıcalı olub o gece misâfirler arasında idi, keyifler kıvâmına geldikde: Böyle bir hüsün sâhihbi oğlanın küfrü dalâletde kalması revâ değildir, sen emret beyin, gidüb alâtımı alayım geleyim, şu oğlanı sünnet edivereyim, meclisimiz sünnet cemiyeti olsun dedi..” Hakkı Beyefendinin muvâfakatı ile hânesine gidip alâtını getirdi. Hakkı Beyefendi Kayıkcı Dimoya: - Seni şimdi sünnet ettireyim, müslüman olmaya râzı mısın?.. diye sorduğunda oğlan şaşırdı; “Siz bilirsiniz efendim!..” derdemez Beyefendinin emri ile bağçeye bir hasır serildi, üstüne mükellef bir döşek yapıldı ve Dimoyu sennet ederek içine yatırdılar. Vakit gece yarısını bulmuş idi ki haber Kanlıcaya yayıldı, hemen bütün köy halkı ayağa kalktı. Yârânın işret sorası yerine düğün sofraları kuruldu. Öyle tantanalı düğün oldu ki târif edilemez; Hakkı Beyefendi cebindeki altın saatini çıkarıp hediye etti, Kayıkcı güzeline hediyeler yağdı, yasdığının altında mübalağsız beşyüz altın kadar nakid toplandı. Beyefendi Tophâneye Meclise geldiği günler Dimoyu bizim odaya alır idim, mevsime muvafik çay, sahleb, şerbet, dondurma ikrâm eder idim. O aşınâlığın şevki ile o gece kesemizi biz de kayıkcı oğlanın yastığı altına bırakdık idi. Fakat oğlan müslüman olmadı. Sünnet cemiyetinden bir müddet sonra Hakkı Beyefendinin hizmetinden ayrılarak Doktor Zoiros Paşaya kayıkcı oldu. Bu günahkâr Râzi ile âşinâlığı devam ettirmişdir. 1302 (1885) eylülünde idi, Üsküdar’da fakirhâneye gelüb üç gece kadar misâfir kaldı, Aynaroza gidip keşiş olacağını söyledi. Karârından caydıramadım”. Koca kalender şâirin her halde Zoiros Paşaya îmâ ile “Paşa Şıkırdımı” lakabını verdiği İmrozlu Kayıkcı Dimo şânındaki manzûmesi şudur: Paşa Şıkırdımı dirler Dimoya Kayıkcıgüzeli o selvi boya Meygedede bir şeb alub karşıma Seyrettim çapkını ben doya doya Deryâda güneşde yanmış gövermiş O dilber yüzünde ne tatlı boya Dalfesinde püskül alnında perçem Fettan gözlerinde kirpiği oya Ak dimiden donu helâli gömlek Pek de yakışmışdır palikaryaya Hele bak çalıma ince belinden Topuklar ardınca kuşak salmaya Tulumcacılıkda külhanbeylikde Dengi değil isen kalırsan yaya Keştü aşk ile geldik sığındık Kanlıcada lenger atarak koya Anadol yalısı bu yıl anınla Reşkâver olmuşdur karşı yakaya Şerifpaşazâde Hakkı Beyefendi Sünnet ettirmişdir vurup şakaya Soyub da o şâhı çirki küfrünü Gerekdir Hazreti Ubeyd yıkaya Hemen Hak kazâdan türlü belâdan Hele kem nazardan anı saklaya Sâhili deryâda kesdirmiş kopil Çıplak ayağını istiriyyaya İksîri aşk ile merhem iderek Yolladım gönlümü yaraya koya Derâguuş ittikde kalenrâne Nermü nâzik oldu o çetin kaya Nârayı hey heye Râziyâ yol ver Yedi kat gökdeki melekler duya Vâsıf HİÇ Resim altı: Papazın Dimo (Resim: S.Bozcalı) Sayfa: 4595