Hırsız ve kaatil; Kalikıratyalı (bu İstanbul köyünün adı zamanımızda Mimar Sinan’dır B.: Mimar Sinan) zengin bir balıkcının oğlu olub kötü yola on üç yaşında iken babasının çekmecesinden yüz altın çalarak sapmış ve Kefelonyalı bir kaptanla Yunanistan’a kaçmışdır; bir müddet sonra kaptanın gemideki sandığından da ikiyüz altın ve bir altın saat çalarak bir tayfa ile beraber Aynaroza kaçmış ve bir manastırda keşiş yamağı olmuşdur. Fakat orada da nefsini islah edemeyerek 1885 de İstanbul’a gelerek Galatanın rum şerirleri arasına katılmışdır. O tarihde henüz onsekiz yaşında nevhat bir kopil idi; Arnavudköyünde çilek tarlaları olan bağçıvan Hristonun yanına yanaşma olarak girmiş, birkaç gün sonra da çirkin münâsebetlerden doğmuş bir kavgada Hristoyu bıçak ile vurarak öldürmüş, kaçmış, cinâyetten sanık olarak arandığı sırada o yılın mart ayı içinde bir gece Beyoğlunda Londra Birahânesi yanında kuyumcu Corci’nin dükkânını soyar iken suçüstü yakalanmıştı. Önce ismini inkâr ile adının Niko ve yunan tab’alı bir gemici olduğunu söylemiş ise de tevkithânede hırsızlıkdan maznun Kefalonyalı kaptanın bir tayfası teşhis edilerek Hristonun kaatili olduğu anlaşılmış, yaşının küçüklüğü dolayısı ile her iki suçundan oniki sene hapse mahkûm olmuşdur ve Sinob Kalesi Mahbushânesine gönderilmişdir. Orada...

Hırsız ve kaatil; Kalikıratyalı (bu İstanbul köyünün adı zamanımızda Mimar Sinan’dır B.: Mimar Sinan) zengin bir balıkcının oğlu olub kötü yola on üç yaşında iken babasının çekmecesinden yüz altın çalarak sapmış ve Kefelonyalı bir kaptanla Yunanistan’a kaçmışdır; bir müddet sonra kaptanın gemideki sandığından da ikiyüz altın ve bir altın saat çalarak bir tayfa ile beraber Aynaroza kaçmış ve bir manastırda keşiş yamağı olmuşdur. Fakat orada da nefsini islah edemeyerek 1885 de İstanbul’a gelerek Galatanın rum şerirleri arasına katılmışdır. O tarihde henüz onsekiz yaşında nevhat bir kopil idi; Arnavudköyünde çilek tarlaları olan bağçıvan Hristonun yanına yanaşma olarak girmiş, birkaç gün sonra da çirkin münâsebetlerden doğmuş bir kavgada Hristoyu bıçak ile vurarak öldürmüş, kaçmış, cinâyetten sanık olarak arandığı sırada o yılın mart ayı içinde bir gece Beyoğlunda Londra Birahânesi yanında kuyumcu Corci’nin dükkânını soyar iken suçüstü yakalanmıştı. Önce ismini inkâr ile adının Niko ve yunan tab’alı bir gemici olduğunu söylemiş ise de tevkithânede hırsızlıkdan maznun Kefalonyalı kaptanın bir tayfası teşhis edilerek Hristonun kaatili olduğu anlaşılmış, yaşının küçüklüğü dolayısı ile her iki suçundan oniki sene hapse mahkûm olmuşdur ve Sinob Kalesi Mahbushânesine gönderilmişdir. Orada “Tahtî” mahlasını kullanan kaatil halk şâiri Hopalı Şâban Resin bu Çiçek Dimo için iki dîvânı vardır. Âkibeti itesbit edilemedi. DÎVAN Âşkım vallâhi yâhû kalbim al kan ağlayor Bin mihensiz geçmez ânım rûhum her an ağlayor Öldüm Allâhım beni dûr eyledinse lutfunu Ol Resüle bin kasem sînemde îman ağlayor Hep cefâ çekmek mi dünyâ bir güzel gün yok mudur Nâmusumu teşkil ider sûretde vicdan ağlayor Râzıyım bir nabze lutfen bin cehennem nârına Lutfa sâhib olmamış firdevsde sultan ağlayor Yâ ilâhî eyle ilham Dimo nâm ol kâfire Tâki uzletde bugun Tahtîye şeytan ağlayor DÎVAN Çıkdı sibyan âresinden geldi âşık koynuna Bak şu zından îçinde sen kanbur felek oyununa Bir buçuk yıl âhi hasret çekdi âşık mehveşe Geldi işte kâfiroğlu pûtun asmış boynuna Postu sermiş gamhâneye hemdemi Çîçek Dimo Yanyana bârutla âteş vebal kimin boynuna Tahtiyâ gel pâyini bûs eyle sen ol çapkının Derk eylesün riâyeti mahbesin kaanûnuna Çiçek Dimonun yine Sinob mahkûmlarından halk ressamı ve şâiri Kahveci Nusret tarafından yapılmış güzel bir resmi vardır. Bibl.: Nusret, Zından Şiirleri. Resim altı: Çiçek Dimo Resim etrâfında Tahtî’nin bir kıt’ası ile bir gül tutan elin altında şunlar yazılıdır: “Çiçek Dimi nam kanlu oğlanın resmidir. Eseri Nusret, hatırai mahbushâne, Kal’ai Sinob sene 1305”. (Resim: Karakelemle yapılmış aslından Ömer Tel eli ile kopya). Sayfa: 4593