EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
8. Cilt: Çir-Diş
DİL
“1 — Ağzın içinde olan ve insanın konuşmasını sağlayan etli, uzun ve oynar uzuv; 2 — Fikirleri bildiren sözlerin kullanılması; 3 — Mecâzen: Kişi çekişdirme, kişinin ardından konuşma, kişi kötüleme, benzeterek; şekli insan ağzındaki dile benzeyen herşeye dil, dilcik denir” (Türk Lûgatı). İstanbul ağzında darbı mesel ve deyimlerle zengin kelimedir; “dil üzerine darbı meseller: Dilden gelen elden gelse her fukarâ pâdişah olur Dilde niyaz, elde piyaz Dil kılıçdan keskindir Dil yarası timar olmaz Dilimde tüy bitti Dilini eşek arısı soksun Ağzı var dili yok Bülbülün çektiği dilli belâsı Yaşının mevkiinin haddini bilmiyerek büyüğüne lâf yetişdirene, saygısızca cevap verene “dil kürek gibi”; aşırı yorgun olana da “dili ağzından çıkmış..” denilir. “Dile gelmek” konuşmaya başlamak, aynı zamanda dedikoduya hedef olmak anlamında kullanılır: “Hele bir de bülbül gibi dile gelsin, o zaman anlarsın nasıl bir dilberin yoluna baş kayduğumu..” “Kendi saflığı, toyluğu yüzünden dile geldi.. ben biliyorum, ortada bir şey yok, fakat vak’anın şüyûu, vukuundan beterdir..”. “Dile düşmek” de hoş görülmeyecek bir hareketi ile dedikodu hedefi olmakdır, bilhassa aşk oynaşlarında, mâcerâlarında kullanılır: Dilden dile düşdü ol fesâne Fâş oldu bu mâcerâ Cihâne (Fuzili) Kaptanpaşamızın gümüştopuğu Pek yazık...
⇓ Devamını okuyunuz...
“1 — Ağzın içinde olan ve insanın konuşmasını sağlayan etli, uzun ve oynar uzuv; 2 — Fikirleri bildiren sözlerin kullanılması; 3 — Mecâzen: Kişi çekişdirme, kişinin ardından konuşma, kişi kötüleme, benzeterek; şekli insan ağzındaki dile benzeyen herşeye dil, dilcik denir” (Türk Lûgatı). İstanbul ağzında darbı mesel ve deyimlerle zengin kelimedir; “dil üzerine darbı meseller: Dilden gelen elden gelse her fukarâ pâdişah olur Dilde niyaz, elde piyaz Dil kılıçdan keskindir Dil yarası timar olmaz Dilimde tüy bitti Dilini eşek arısı soksun Ağzı var dili yok Bülbülün çektiği dilli belâsı Yaşının mevkiinin haddini bilmiyerek büyüğüne lâf yetişdirene, saygısızca cevap verene “dil kürek gibi”; aşırı yorgun olana da “dili ağzından çıkmış..” denilir. “Dile gelmek” konuşmaya başlamak, aynı zamanda dedikoduya hedef olmak anlamında kullanılır: “Hele bir de bülbül gibi dile gelsin, o zaman anlarsın nasıl bir dilberin yoluna baş kayduğumu..” “Kendi saflığı, toyluğu yüzünden dile geldi.. ben biliyorum, ortada bir şey yok, fakat vak’anın şüyûu, vukuundan beterdir..”. “Dile düşmek” de hoş görülmeyecek bir hareketi ile dedikodu hedefi olmakdır, bilhassa aşk oynaşlarında, mâcerâlarında kullanılır: Dilden dile düşdü ol fesâne Fâş oldu bu mâcerâ Cihâne (Fuzili) Kaptanpaşamızın gümüştopuğu Pek yazık Hamlacı Güzel Halile Oldu bir şıkırdım sokak kopuğu Düşürünce altın adını dile (Âşık Râzi) Ülfet etme hezele perverdesi dilberle Bednâm idüb âdeme heman düşürür dile (Âşık Râzi) İnsanlara felâketlerin kendi ölçüsüz sözleri yüzünden geldiği, toplum hayatının kadimden beri bilinen hakikatidir; günlük hayatımızda “dil belâsı” deriz: Dilimle uğradığım kayde ben şu âlemde Ne bülbül uğradı, ne tûtii şeker güftar (Nedim) Gökden nâzire indi Sehâmı Kazâsına Nef’î diliyle uğradı Hakkın belâsına (Murad IV?) Konuşacak yerde, ilerde bir kötülük gelebileceğini düşünerek susmaya “Dilini tutmak”; şaşırıp konuşmamaya “Dili dolaşmak”; şaşkınlıkdan ve dehşetden hiç konuşamamaya “Dili tutulmak; bir meseleden, bir kimseden kasıdlı olarak sık sık bahsetmeye “Dile dolamak”; bir şeyi kabul ettirmek için medih yolunda pek çok konuşmaya “Dil dökmek”; iftirâda, bühtanda bulunmaya “Dil uzatmak” denilir. Güler yüzle tatlı dil, günlük âşinalıklar içinde istenilen, aranılan şeyler ola gelmişdir; aşağıdaki kıt’a bunun Türk mizahında pek ince zarif bir ifâdesidir: Nâ behengâm ey bana mihman olan Tablakârımla döğüş istermisin Matbahı tab’ımda yokdur başka şey Tatlı dilden bir söğüş ister misin (Eşref)
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM080956
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 8, sayfalar 4557-4558
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK