GÜLİSTAN BAGÇESİ – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Şişlinin meşhur eğlence yerlerinden bir gazino idi ;önünden geçen yolun ötesi tamamen kırlıkdı,meşrutiyetden sonra Abidei Hürriyet yapılım ona nisbetle Hürriyeti Ebediye Tepesi adını aldı.Büyük bir bağçe idi.Biri alaturka biri de alafranga iki çalğı takımı vardı. Ahmed Rasim Mâlumat Gazetesine yazdığı “Şehir Mektubları”ndan birinde: “ İçki mezesiz verilirdi.Hesab pusulalarında meze faslı daimâ kabarırdı.Bir elma 2 kuruş,bir portakal 3 kuruşa,kılıç balığı adı altında gelen palamut 4 kuruş,barbunya adı altında gelen tekirin ufağı 5 kuruş,bir dilim kaşer peyniri 2kuruş,supa pişmiş yumurta 3 kuruş idi.Gülistan Bağçesi dönüşünde de tramvaylar ve arabalar sarhoş arabası olurdu ;türkü,mvni,şarkı,sızma,tükürme,kusma gibi haller dâimâ görülürdü..” diyor. O devirde geçen gençliğinde haşarı bir hovarda olan Merdivenköylü Tevfik Efendi de şöyle anlatıyor : “Gülistan Bağçesine yalnız içki ve saz için gidilmez,Beyoğlunun bütün rum yosmaları,tatlı su firengi yosmaları,ve kötü gencleri orada müşteri beklerlerdi,onların keselerinden yer içerler,pazarlık uyudurp fuhuşhânelerden birine çeker götürürlerdi.Bağçeyi işleten ve gencliğinden kalma lakabı ile Kokona Vasil diye anılan herif de çöpçatanlıkda usta idi,genc genc garsonlar istihdam e...

GÜLİSTAN BAGÇESİ – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Şişlinin meşhur eğlence yerlerinden bir gazino idi ;önünden geçen yolun ötesi tamamen kırlıkdı,meşrutiyetden sonra Abidei Hürriyet yapılım ona nisbetle Hürriyeti Ebediye Tepesi adını aldı.Büyük bir bağçe idi.Biri alaturka biri de alafranga iki çalğı takımı vardı. Ahmed Rasim Mâlumat Gazetesine yazdığı “Şehir Mektubları”ndan birinde: “ İçki mezesiz verilirdi.Hesab pusulalarında meze faslı daimâ kabarırdı.Bir elma 2 kuruş,bir portakal 3 kuruşa,kılıç balığı adı altında gelen palamut 4 kuruş,barbunya adı altında gelen tekirin ufağı 5 kuruş,bir dilim kaşer peyniri 2kuruş,supa pişmiş yumurta 3 kuruş idi.Gülistan Bağçesi dönüşünde de tramvaylar ve arabalar sarhoş arabası olurdu ;türkü,mvni,şarkı,sızma,tükürme,kusma gibi haller dâimâ görülürdü..” diyor. O devirde geçen gençliğinde haşarı bir hovarda olan Merdivenköylü Tevfik Efendi de şöyle anlatıyor : “Gülistan Bağçesine yalnız içki ve saz için gidilmez,Beyoğlunun bütün rum yosmaları,tatlı su firengi yosmaları,ve kötü gencleri orada müşteri beklerlerdi,onların keselerinden yer içerler,pazarlık uyudurp fuhuşhânelerden birine çeker götürürlerdi.Bağçeyi işleten ve gencliğinden kalma lakabı ile Kokona Vasil diye anılan herif de çöpçatanlıkda usta idi,genc genc garsonlar istihdam ederdi,onların da bir müşteri ile kalkıp gitmesine göz yumardı.Alafranga çalgı ile polkalar,valsler oynanır,o arada da türkü kepâzelikler olurdu.İşinin tam ehli olan Vasil,kıbti güzeli meraklaları için onlardan da bir kaç Penbe,Gül’izar,İbo bulundurur idi.Bundan ötürü de hesab pusulalarının kabarmasına aldırış edilmezdi.Ahmed Rasim Beyin kaydettiği 2 kuruş,3 kuruş,5 kuruş gibi rakamlar o zaman için çok yüksek fiatlardı.Galata umumhânelerinde kadı ile içkisi ile 10 kuruşa rahat rahat sabahlanırdı...”. Merdivenköylü Tevfik Efendi aşağıdaki kıt’aları için de “O zamanki yavelerimdendir” diyor : Bir sefer de ben gittim Gülistan Bağçesine Bir görüşde bend oldum rum çapkını Leftere Bülbül kondurmuş sanki peltek dilli sesine Keydeyledim nâmını günah dolu deftere Murad kapusun açan altın anahtar bende Aç gözünü edeble yola gel hele sen de Boza pişirir iken bir alay it ensende Bırak fındıkcılığı yutmayız biz mentere Sürme beni yokuşa dururken yolun düzü Merdivenöylüyüz biz hepimiz malın gözü Fendbazlık geçmez bize uzatmayalım sözü Satamazsın çapkınım tereciye sen tere Pusula hesab sende üç ise korkma beş yaz Kavmiyetin icâbı yakışır biraz da naz Kırat bizi bekliyor ben Köroğlu sen Ayvaz Yıldız falı açarız bakalım ne göstere