Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
DAVUD GERÇEK AĞA
İstanbul yangın tulumbacılarının pîri; on sekizinci asrın ilk yarısında, Lâle Devri adı ile anılan Nevşehirli Damad İbrahim Paşanın sadırâzamlığı devrinde Yeniçeri Yangın Tulumbacıları Ocağının kurucusu; bir fransız mühtedisidir. Hayatı hakkında pek az şey biliniyor; vak’anüvis Küçükçelebizâde İsmail Asım Efendinin hicrî 1137 (milâdî 1724) yılı vekayii arasında Gedikpaşa Hamamı ile Gedikpaşa Mescidini yakan bir yangından sonra “Zikri ahvâli Gerçek Davud ve sebebi zuhûri tulumbaciyan” serlevhası altında İstanbula eşsiz büyük hizmetde bulunmuş bu fransız mühtedîsi hakkında şunları yazıyor: “Tulumbanın Devleti Aliyeyed zuhûruna önayak olan Gerçek Davud Ağa nâmında bir merdi mühtedîdir. Aslı fransız olup Felemenk diyârına gitmiş ve bir az orada ikaamet ettikden sonra dîni islâma meyli ve muhabbeti olduğundan on nefer ehlü iyâliyle 1128 (milâdî 1715-1716) da İstanbula gelip Galata’da yerleşmişdir. Kandiye vâlisi iken vefat eden İbrahim Paşanın kaptanpaşalığında Donanmâyı Hümâyun ile Venedik seferine gitmiş, Venedik donanması ile yapılan deniz muhârebesinde topculukdaki sür’ati ve nişancılığı sebebi ile İbrahim Paşanın iltifat ve ihsanına nâil olmuş, İstanbula avdetinde de oğlu ve iyâli ile islâmiyeti kabul ederek Gerçek Davud ismi ile şöhret bulmuşdur. Bu Davud Ağa nice sanatda mâhir ...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbul yangın tulumbacılarının pîri; on sekizinci asrın ilk yarısında, Lâle Devri adı ile anılan Nevşehirli Damad İbrahim Paşanın sadırâzamlığı devrinde Yeniçeri Yangın Tulumbacıları Ocağının kurucusu; bir fransız mühtedisidir. Hayatı hakkında pek az şey biliniyor; vak’anüvis Küçükçelebizâde İsmail Asım Efendinin hicrî 1137 (milâdî 1724) yılı vekayii arasında Gedikpaşa Hamamı ile Gedikpaşa Mescidini yakan bir yangından sonra “Zikri ahvâli Gerçek Davud ve sebebi zuhûri tulumbaciyan” serlevhası altında İstanbula eşsiz büyük hizmetde bulunmuş bu fransız mühtedîsi hakkında şunları yazıyor: “Tulumbanın Devleti Aliyeyed zuhûruna önayak olan Gerçek Davud Ağa nâmında bir merdi mühtedîdir. Aslı fransız olup Felemenk diyârına gitmiş ve bir az orada ikaamet ettikden sonra dîni islâma meyli ve muhabbeti olduğundan on nefer ehlü iyâliyle 1128 (milâdî 1715-1716) da İstanbula gelip Galata’da yerleşmişdir. Kandiye vâlisi iken vefat eden İbrahim Paşanın kaptanpaşalığında Donanmâyı Hümâyun ile Venedik seferine gitmiş, Venedik donanması ile yapılan deniz muhârebesinde topculukdaki sür’ati ve nişancılığı sebebi ile İbrahim Paşanın iltifat ve ihsanına nâil olmuş, İstanbula avdetinde de oğlu ve iyâli ile islâmiyeti kabul ederek Gerçek Davud ismi ile şöhret bulmuşdur. Bu Davud Ağa nice sanatda mâhir ve nâdîde şeyler ihtirâına kaadir idi. Yangını sür’atle söndürmek için tulumbayı icad etti ve çıkan yangınlara kendi başına gitti; bilhassa bir Tophâne yangınında tulumba ile ateşin söndürülmesine çok yardım ettiğinden Sadırâzam İbrahim Paşanın nazarı dikkatini çekdi; İbrahim Paşa Yeniçeri Ocağında Acemioğlanlarına yamak olmak üzere bir yangın tulumbacıları ocağının kurulmasını pâdişaha arz etti, müsaadei hümâyun ile 1132 senesinde Davud Ağa 120 akçe yevmiye ile tulumbacılara ağa tâyin edildi..”
Davud Gerçek Ağanın kabir taşında da, kendisi ve yangın tulumbacıları ocağının kuruluşu hakkında şayânı dikkat mâlûmat verilmektedir; kitabenin sûreti şudur :
“Dergâhıâlî Yeniçerileri Tulumbacıbaşısı
Davud Gerçek rûhu için fâtiha
“Aslında Frengistandan olup kendisine hidâyet ve islâm ile beşâret olundu. On nefer iyâl ve evlâdı ile islâmiyet arzûsu ile hicrî 1128 de (milâdî 1715-1716) gelip Galatada sâkin oldu. Kendisini cevâhirci Marşan nâmındaki frenk Fransa Elçisine gammazladı, ele geçirip zehirlemek mûrad ettiler, mümkün olmayup halâsından sonra Kaptan İbrahim Paşa ile gönüllü olarak Venedik seferine gitti, azîm yararlığı görüldü; elinin çabukluğu ve mârifeti ile 1965 pâre topu kısa vakitde nişanlayub atarak üzerine gelen gemilerin direğini sındırıp ve bâzısını batırıp mehâreti meydana çıkdı. İstanbula dönünce dîni Muhammediye meşgul oldu. Tersâne önünde âfet erişip yanan bir kalyonu görünce hemen bir yangın tulumbası îcad etti. Hicrî 1130 tarihinde (milâdî 1718) Tüfenkhânede çıkan büyük yangında tulumbası Ağakapusunu kurtardı. Aynı tarihde Tophâne yangınında da tulumbasının nice faydası görülünce 1132 senesinde (milâdî 1720) Vezir İbrahim Paşa tarafından 120 akçe yevmiye ile Tulumbacıbaşı tâyin edilip Yeniçerîlerden elli aded nefer yevmiye onbeşer akçe ile tulumbacı olarak ayrıldı. Yevmiye 30 akçe ile bir çorbacı, 26 akçe ile bir çavuş, 24 akçe ile bir çavuş yamağı, 20 akçe ile bir kâtib, ve 60 akçe ile bir ocak kethüdâsı tâyin olundu. Kışla ve binâ verildi. Neferleri 150 adede çıkarıldı ve ortalarına (taburlarına) yevmiye 10 okka et, 75 çift ekmek tâyin edildi. Yevmiye 90 akçe nöbetçi taamiyesi verildi. Hortum ve tulumbalar bedeli olarak ağalığa yevmî 40 akçe zam yapıldı. Neferlerinden biri Cebeci Tulumbacı Ağası, biri de Topçu Tulumbacıbaşısı oldu. Sene 1146 (1733)”.
Bu kabir taşı kitâbesinin tulumbacılıkdan bahseden kısmı, Yeniçerî Yangın Tulumbacıları Ocağı tarihçesinin ilk satırları hâlindedir.
Davud Gerçek Ağa, sadırâzam Damad Nevşehirli İbrahim Paşanın himâyesi sâyesinde kurduğu Yeniçeri Yangın Tulumbacıları Ocağına Ağa oldukdan sonra 1146 (milâdî 1733) senesinde ölümüne kadar on dört sene bu mühim teşkilâtın başında kaldı (B.: Tulumba, Yangın Tulumbaları, Tulumbacılar).
Asıl adı bilinmeyen Davud Gerçek Ağanın memleketi olan Fransayı âilesi efrâdı ile beraber terkederek Hollândaya hicretinin sebebi de bilinmiyor. İstanbula gelip Galatada yerleşdikden sonra Marşan adında bir fransız cevâhircisinin (Mücevher tüccarı - kuyumcu) Fransa Elçisini Davud Ağa aleyhine tahrîki ve elçinin de Davud Ağayı zehirleterek öldürtmek istemesi dikkate değer bir meseledir; fakat tamâmen karanlık içinde kalmışdır. Dâvud Gerçek Ağanın topculkdan çok iyi anlaması, onun, bir fransız topcu zâbiti olması ihtimâlini düşündürebilir.
Davud Gerçek Ağaya bir yangın tulumbası icad ettiren kalyon yangını vak’asını vak’anüvis Râşid Efendi şöyle kaybediyor: “1130 senesi rebîülâhirinin yirmi ikinci günü (25 Mart 1718) saat üçde (gün doğdukdan üç saat sonra) Tersânede yeni indirilen kalyon kazâ eseri kalafat ateşinden tutuşub yanmaya başladıkda Kaptan İbrahim Paşa (Davud Ağayı yanında usta topcu olarak Venedik seferine götüren zat) ve Tersâne emini, bütün tersâneliler, Kaymakam Paşa ve sair zâbitler ve devlet erkânı gelip yangının söndürülmesine çalışdılar. (Bu kalabalığın arasında Davud Gerçek Ağanın bulunduğu da muhakkak). Yanmakda olan kalyonu kurtarmak mümkün olmadıktan başka ateş, yanında bağlı bulunan eski bir kalyona da sirayet etti ve birkaç saat sonra gemilerden kereste mahzenine atlayarak yangın yirmi saat sürdü, mahzenin de yarısı yandı, bunca kereste telef oldu; Tersâne önünde demirli Donanmâyı Hümâyun gemileri güçlükle kurtardı” (Râşid Tarihi, IV).
Yine Râşid Efendi aynı yılın vak’aları arasında, Davud Gerçek Ağa tarafından İstanbulda ilk yangın tulumbasının kullanıldığı Tüfenkhâne yangınını şöylece kaydediyor :
“Vukuu harîki azîm der İstanbul — Ateş Şabanın on sekizinci para gecesi saat 7 de (17 Temmuz 1718, gece yarısından bir saat sonra) Cibâli Kapusu dışında Tüfenkhâne yanında bir yahudhâneden çıkdı (İstanbul mûsevîlerinin fukarâsının her odasında bir âile halkı olarak barındıkları büyük binâlar; B.: Yahudhâne); önce yalı boyu Unkapanına kadar geldi, sonra kale duvarını aşıp şehir içine atladı; şiddetli poyraz rüzgârı ile kol kol oldu, bir kol Küçükpazarı ve Kantarcıları yakarak Süleymaniye Bimarhânesi ile Ağakapusu yanına geldi. Bir kol Vefâyı, Şehzâde Camii etrafını, ve bu büyük camiin içindeki döşemeyi camiin karşısında Eski Odaları (İstanbuldaki iki büyük Yeniçeri kışlasından biri; B.: Eski Odalar), Acemioğlanları Odalarını (Acemioğlanlar Kışlası; B.: Acemioğlanları) yakdıkdan sonra Çukurçeşme üzerinden Lâlelinin alt yanından sağlı sollu evleri dükkânları yakarak Küçük Langaya kadar gitti. Bir kolu Aksarayı yakdı, Altımermere dayandı. Bir kol Zeyrek semtini, Fâtih Atpazarını, oradan atlayub Avratpazarını yakdı. Kocamustafapaşa yolunda Çınarlı Mescide dayandı. Bu yangın evvelki büyük yangınların hiç birine benzemedi; Zeyrekde Sultan Sarayı yanarken, ateş bir yandan Atpazarına, bir yandan Vefâya atlıyordu; ateşin bir yerden bir kaç mahalle aşırı yere sıçraması halkı dehşet içinde bırakdı. Mudhiş yangın yirmi yedi saat sürdü ve Allahın inâyeti ile sona erdi” (Râşid Tarih, V).
İşte ben cehennemî ateşin içinde Davud Gerçek Ağanın tek tulumbası Süleymaniyede muazzam bir ahşap binâ olan Ağakapusunu kurtarmışdı. Fakat halkın böyle bir yangın söndürme âletinden haberi yokdu, öylesine ki Râşid Efendi bile vakaayinâmesine bu mühim olayı kaydetmemişdi.
Davud Gerçek Ağanın kabri Haseki Hastahânesi arkasında idi; son yıllar içinde, İstanbul İtfâiyesi Müdürlüğünün kâdirşinaslık eseri olarak Edirnekapusu dışındaki İftâiye Şehidliğine nakledildi ve târihî kabir taşı da, bir gün, târihi bilmez îmarcıların elinde yok olmakdan kurtuldu. Davud Gerçek Ağanın kendi eli ile yaptığı ilk yangın tulumbası da İtfâiye Müzesindedir.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM080490
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 8, sayfalar 4287-4289
Bakınız Notu
B.: Tulumba, Yangın Tulumbaları, Tulumbacılar; B.: Eski Odalar; B.: Acemioğlanları
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.