Hadis ilminin öğretildiği ihtisas medreselerine verilmiş isimdir. İstanbulda ilk dârülhadis Kanunî Sultan Süleyman tarafından Syleümâniye Külliyesi diye anılan muhteşem hayır yapıları topluluğu içinde yapdırılmış, kurulmuşdur (B.: Süleymâniye). O tarihden Türkiyede medreselerin kapatıldığı zamana kadar İstanbulda Dârülhadislerin sayısı onbire kadar çıkmışdır; bu medreselerin bir kısmı sûreti mahsusada Dârülhadis olarak yapdırılmış; bir kısmı da her hangi bir kademede medrese iken sonradan “Hadis” ilminin tedrisine tahsis edilmişdir; isimleri şunlardır : 1 — Süleymaniye Dârülhadisi Süleymaniyede Tiryâki Çarşısında ilk Dârülhadis 2 — Tabhâne Dârülhadisi Süleymaniede Dökmecilerde külliyenin tabhânesi iken medreseye çevrilmişdir. 3 — Hasanağa Dârülhadisi Şehzâdebaşı civârında Kalenderhânede 4 — Nevşehirli İbrahim Paşa Dârülhadisi Şehzâdebaşında 5 — Papaszâde Dârülhadisi Koskada 6 — Baba Mahmud Bekir Ağa Dârülhadisi Şehzâdebaşında 7 — Bosnevî Dârülhadisi Horhorda 8 — Hulûsi Efendi Dârülhadisi Otlukcu Yokuşunda 9 — Misli Ali Efendi Dârülhadisi Olukcu Yokuşunda 10 — İzzet Efendi Dârülhadisi Sultanselimde Çırağıhamzada 11 — Hacı Beşir Ağa Dârülhadisi Eyyubda Babahaydarda Peygamber iyidir diye söyleyerek ne yapmış ise, ne söylemiş ise ve halkın hareketlerinden neyi beğenmiş ise onlara “H...

Hadis ilminin öğretildiği ihtisas medreselerine verilmiş isimdir. İstanbulda ilk dârülhadis Kanunî Sultan Süleyman tarafından Syleümâniye Külliyesi diye anılan muhteşem hayır yapıları topluluğu içinde yapdırılmış, kurulmuşdur (B.: Süleymâniye). O tarihden Türkiyede medreselerin kapatıldığı zamana kadar İstanbulda Dârülhadislerin sayısı onbire kadar çıkmışdır; bu medreselerin bir kısmı sûreti mahsusada Dârülhadis olarak yapdırılmış; bir kısmı da her hangi bir kademede medrese iken sonradan “Hadis” ilminin tedrisine tahsis edilmişdir; isimleri şunlardır : 1 — Süleymaniye Dârülhadisi Süleymaniyede Tiryâki Çarşısında ilk Dârülhadis 2 — Tabhâne Dârülhadisi Süleymaniede Dökmecilerde külliyenin tabhânesi iken medreseye çevrilmişdir. 3 — Hasanağa Dârülhadisi Şehzâdebaşı civârında Kalenderhânede 4 — Nevşehirli İbrahim Paşa Dârülhadisi Şehzâdebaşında 5 — Papaszâde Dârülhadisi Koskada 6 — Baba Mahmud Bekir Ağa Dârülhadisi Şehzâdebaşında 7 — Bosnevî Dârülhadisi Horhorda 8 — Hulûsi Efendi Dârülhadisi Otlukcu Yokuşunda 9 — Misli Ali Efendi Dârülhadisi Olukcu Yokuşunda 10 — İzzet Efendi Dârülhadisi Sultanselimde Çırağıhamzada 11 — Hacı Beşir Ağa Dârülhadisi Eyyubda Babahaydarda Peygamber iyidir diye söyleyerek ne yapmış ise, ne söylemiş ise ve halkın hareketlerinden neyi beğenmiş ise onlara “Hadis” denilmişdir. Kur’ânın âyetlerine karıştırılır, yaşlılığa sebebiyet verir diye Peygamber kendi sözlerini zamanında yazdırtmamış, kaydettirmemişdi; ölümünden sonra hâfızada kalanlar ağızdan ağıza nakledildi ve böylece nakledilen peygamber sözleri onun devrinden çok sonraları kitablara geçdi. Bundan ötürüdür ki hadiselerin metni kesin, değişmez değildir; hadis rivâyetleri arasında farklar, hattâ ihtilâflar vardır. Dolayısı ile çeşidli rivâyetleri toplamak, onları tasnif etmek, ihtilâfları tedkik ile en doğru rivâyeti tesbit etmek, çok dikkatli bir çalışma ile hadisleri bir kitab hâlinde toplamak ve böylece toplanmış hadiseleri yeni nesillere öğretmek islâm âleminde bir ilim olmuşdur; bunun içinde Dârülhadisler açılmışdır (1952). Osman Nuri FRGİN