GÜLER (Ara) – Ünlü fotograf sanatcısı ; 1928 de İstanbulda doğdu,yaradılışında sanatkâr aydın bir kişi olan Dacat Güler 1896 – 1969 ile Verjin Hanımın oğludur. Babası Dacat aslen Şebinkarahisarlıdır,pek küçük yaşda İstanbula gelmiş,geçim yoluna eczâcı çıraklığı ile atılmış,kalfa olmuş,daha sonra İstanbul Eczâcılık okulundan diploma almışdır,Galatasarayında Hacopulo Pasajında bir eczâhâne açmış,bir müddet sonrada orasını bir parfümeri, ıtrıyât imâlâthânesi hâline koymuşdur.Öldüğü zaman bu işle meşguldü.Annesi Verjin Hanım satırların yazıldığı sırada sıra hayatda idi,büyük bir torna atöliyesinin sâhibi Mısırlı Kirkor Efendinin kızıdır. Ara Güler ilk ve orta tahsilini Pangaltı Lisesinin o derecelerdi kısmında yaparak Galatadaki Getronagan Lisesine girmiş ve oradan 1950 de diploma almışdır.İstanbul Üniversitesinin İktisad Fakültesine yazılmış,bir süre devam etmiş,Gazetecilik Enstitüsü açılınca,o enstitünün ilk öğrencileri arasında oaraya geçmiş,fakat öğrenimini tamamlamadan askerlik görevini yapmak üzere Ankara Yedek Subay Okuluna gitmiş,yedek subaylığını Çorluda yapmış ve 1955 de terhis edilmişdir. Kendisine büyük şöhret sağlayacak fotografcılık mesleğine,henüz on yaşında iken sinemacılık yolundan girmişdir.Sanatkârları çocukluk çağında başlayan aşkların yarattığına güzel bir örnekd...

GÜLER (Ara) – Ünlü fotograf sanatcısı ; 1928 de İstanbulda doğdu,yaradılışında sanatkâr aydın bir kişi olan Dacat Güler 1896 – 1969 ile Verjin Hanımın oğludur. Babası Dacat aslen Şebinkarahisarlıdır,pek küçük yaşda İstanbula gelmiş,geçim yoluna eczâcı çıraklığı ile atılmış,kalfa olmuş,daha sonra İstanbul Eczâcılık okulundan diploma almışdır,Galatasarayında Hacopulo Pasajında bir eczâhâne açmış,bir müddet sonrada orasını bir parfümeri, ıtrıyât imâlâthânesi hâline koymuşdur.Öldüğü zaman bu işle meşguldü.Annesi Verjin Hanım satırların yazıldığı sırada sıra hayatda idi,büyük bir torna atöliyesinin sâhibi Mısırlı Kirkor Efendinin kızıdır. Ara Güler ilk ve orta tahsilini Pangaltı Lisesinin o derecelerdi kısmında yaparak Galatadaki Getronagan Lisesine girmiş ve oradan 1950 de diploma almışdır.İstanbul Üniversitesinin İktisad Fakültesine yazılmış,bir süre devam etmiş,Gazetecilik Enstitüsü açılınca,o enstitünün ilk öğrencileri arasında oaraya geçmiş,fakat öğrenimini tamamlamadan askerlik görevini yapmak üzere Ankara Yedek Subay Okuluna gitmiş,yedek subaylığını Çorluda yapmış ve 1955 de terhis edilmişdir. Kendisine büyük şöhret sağlayacak fotografcılık mesleğine,henüz on yaşında iken sinemacılık yolundan girmişdir.Sanatkârları çocukluk çağında başlayan aşkların yarattığına güzel bir örnekdir : Babası 1938 de oğluna yılbaşı hediyesi olarak bir sinema projeksiyon makinacığı almışdı.Ara fotograf ile sinema tekniğine karşı sonsuz bir ilgi gösterdi.Babasının Fitaş Şirketinde çalışan bir rumdan ücret karşılığı emâneten aldığı o devrin sessiz film repertuvarının en güzel örnekleri tanıdı; böylece koca bir şirketin zengin film koleksiyoun kısa bir zamanda Ara Gülerin elinden geçdi.Elindeki küçücük makinası âdeta bir eğitim aracı oldu.Bir öğrencinin yaz tatili haklarından gezip tozmayı,kırları plajları düşünmedi, film stüdyolarında çalışmayı tercih etti.Gönülden bağlandığı âlemin teknik yönlerini,o zamanki stüdyoların imkânları ölçüsünde öğrenmeye çalışdı.Yaşı ilerledikce montaj,developman,seslendirme (artık sesli film de başlamışdı) ve senkron işlerini o zamanın en ünlü filmcisi dikkatle öğrendi ve o yolda devrin ön ünlü filmcisi Yuvakim Filmeridis fahrî hocası oldu.Doğan Film Stüdyosu adını taşıyan o yerde bir kazâ eseri çıkan bir yangında itfâiyenin binadan kurtadığı son kişi Ara Güler olmuşdu. Bir süre film işlerinden uzak kaldı.Yine küçük yaşlarından beri edebiyata olan paralel ilgisini arttırdı.Çok okuyan ve küçük hikâyeler de yazmaya başlayan Ara Güler’in büyük fotografcı oluşunda edebî kültürünün hissesi muhakkak ki çok büyükdür.Basın âleminde önce bir muhâbir olarak göründü.İlk çalışdığı gazete de Yeni İstanbul oldu,1950 de,askere o âlem de iken gitti,terhisinde Vedad Nedim Tör’ün çıkardığı “Resimli Hayat” mecmuasına foto muhâbiri olarak girdi (1955), üç yıl kadar sonra bu mecmua zamanızın “Hayat” mecmuası olmuşdur.Tifdruk tekini ile fotografları ilk basılan sanatcı Ara Gülerdir. Hayat mecmuasının şef foto muhabiri olarak Türkiyeyi ve bilhassa Anadoluyu karış karış dolaşdı,şehirleri,kasabaları,yol geçmez en sapa köylere varınca halkın günlük gördü,halkın günlük hayatını,kılık kıyâfetini,şirin ve pitoresk yönleriyle ve bâzan çok acı mahrumiyetleriyle tesbit etti.Tabiat güzellikleri,meşhur veya unutulmuş,bazan da onun gözleri ile âdetâ keşfedilmiş âbideler fotograf filmerine geçdi.Bir gün gelecek,Ara Güler arşive bu memleketin en zengin bir vesika hazînesi olarak bilinecekdir. Resimleri yayınlanmaya başlayınca sanatcıya Avrupa ülkelerinin kapuları açıldı.Sayısını kendisinin bile unuttuğu dış geziler yapdı,komşu Yunanistandan İskandinavyaya kadar gitti. Fransanın en büyük magazinlerinden Paris Match’ın Türkiyede foto muhabiri oldu,o ünlü magazini,A.Gülerden resimler isteyen diger büyük magazinler tâkib etti: Life,Stern,Times,l’Horizon gibi.Bu satırların yazıldığı sırada hepsi ile ilgisi devam etmekde idi.1960 da Amerikan Fotografcılar Cemiyetinin ilk türk üyesi olarak seçildi.1962 de dünyanın en büyük fitigraf dergisi olan Camera (Karema) Ara Güler için özel bir sayı yayınladı.1962 de Almanyada “Leica Fotograf Makinaları Üstâdı” seçildi.New York’da “Galeri of Modern Art” da dünyanın 10 büyük renkli fotograf ustasının resimlerinden mürekkeb bir sergi yapılırken Ara Güler de o xxxxx ustalar arasına alındı.Bir çok milletlerarası fotograf sergilerine katıldı.Japonyada hazırlanan “World of Photo graphy” isimli kitabın devrimizden beş örnek diye ayrılan kısmında Ara Gülere geniş bir yer verildi.1971 başında Almanayada yayınlanan “Die Turkei” isimli kitab sanatkârın en yeni eseridir. Hüsameddin BOZOK