Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
GÖKÇINAR (Mehmed)
Lise tahsilini yarıda bırakarak İstanbul‘un hâneberduşlar güruhu arasına düşmüş, kadir ve kıymetini kendi ayakları ile çiğnemiş bahtsız bir hâne berduş, bu satırların yazıldığı 1970 yılında 30 yaşında bulunuyordu ve İstanbul malı bir hippi olmuşdu; yarı kalmış tahsile eklenmiş doğuş kaabiliyeti ile ortanın üstünde bir şâir.
1940 da Göztepede doğmuşdur, eski kibakr bir ailenin evlâdıdır; geçim darlığına düşen âile Göztepedeki köhnece köşkü sattıktan sonra Eyyubsultanın bir kenar mahallesine hicret etmiş ve Mehmed orta tahsilini kısmen orada ve kısmen de İstanbul’da yapmışdşr; İstanbul’da bir lisenin birinci sınıfını en üstün notları alarak parlak başarı ile geçdikten sonra 1957 yılında 17 yaşında iken, Eyyubsultanda mahallesinden tanışdığı uygunsuz bir adamın igvâsı ile esrar kullanmaya başlamış, ve bir ay gibi kısa bir zaman içinde sefâlet girdabına sürüklenmiş, esrar içerken yakalanarak bir buçuk sene de sultanahmet Cezâ evinde yattıkdan sonra yalın ayak ve yarı çıplak İstanbu sokaklarına düşmüşdür, ve ilk işi bir mahkemeye baş vurarak âilesinin soy adını terk ile Mehmed Gökçınar adını almak olmuşdur. Ayakdaşları arasında “Mektebli” ve “Bitik (Âşık)” lâkabları ile anılır, 1963 den sonra da bunlara bir üçüncü lâkab, “Hippi Mehmed” eklenmişdir.
Uzun boylu, esmer, sırım gibi bir vü...
⇓ Devamını okuyunuz...
Lise tahsilini yarıda bırakarak İstanbul‘un hâneberduşlar güruhu arasına düşmüş, kadir ve kıymetini kendi ayakları ile çiğnemiş bahtsız bir hâne berduş, bu satırların yazıldığı 1970 yılında 30 yaşında bulunuyordu ve İstanbul malı bir hippi olmuşdu; yarı kalmış tahsile eklenmiş doğuş kaabiliyeti ile ortanın üstünde bir şâir.
1940 da Göztepede doğmuşdur, eski kibakr bir ailenin evlâdıdır; geçim darlığına düşen âile Göztepedeki köhnece köşkü sattıktan sonra Eyyubsultanın bir kenar mahallesine hicret etmiş ve Mehmed orta tahsilini kısmen orada ve kısmen de İstanbul’da yapmışdşr; İstanbul’da bir lisenin birinci sınıfını en üstün notları alarak parlak başarı ile geçdikten sonra 1957 yılında 17 yaşında iken, Eyyubsultanda mahallesinden tanışdığı uygunsuz bir adamın igvâsı ile esrar kullanmaya başlamış, ve bir ay gibi kısa bir zaman içinde sefâlet girdabına sürüklenmiş, esrar içerken yakalanarak bir buçuk sene de sultanahmet Cezâ evinde yattıkdan sonra yalın ayak ve yarı çıplak İstanbu sokaklarına düşmüşdür, ve ilk işi bir mahkemeye baş vurarak âilesinin soy adını terk ile Mehmed Gökçınar adını almak olmuşdur. Ayakdaşları arasında “Mektebli” ve “Bitik (Âşık)” lâkabları ile anılır, 1963 den sonra da bunlara bir üçüncü lâkab, “Hippi Mehmed” eklenmişdir.
Uzun boylu, esmer, sırım gibi bir vücud yapısına sâhib olub askerliğini bahriye neferi olarak yapmış, ve terhisinin tezine de, 1962-1963 arasında İstanbul’a “Bitnik” yahud “Hippi” denilen hırpânî genç turistlerin akını başladığında, 23 yaşında iken onlar gibi saç sakal uzatarak aralarına karışmış ve bâzıları ile çok yakın muhabbetli dostluklar kurarak gönlünce, meşrebince yaşamaya başlamışdır, ve onların şânında hakikatın güzel manzumeler yazmışdır.
Kendi hayatı üzerine de manzumeleri vardır, çoğu acı hâtıralar, hattâ ârif olanlara acı itirafnamelerdir.
1968 de kalender bir otel sâhibinin şefkatli himâyesine kavuşdu, yine o yalın ayaklı ve saçlı sakallı hippi kılığında sözde kâtib, aslında hâmisinin şımarık mânevi oğlu oldu, otelde bir odası vardı.
1971 de yazılarını “Çıplak ayaklarımla İstanbul sokaklarında sürterken; Acı Hayatım ve Tatlı Hippiciklerim” diye uzun bir isim altında toplamış bulunuyordu, muhakkak ki benzeri, andıranı olmayan terennümlerdir, bir kaç örnek alıyoruz:
Mektebli Mehmed
Bakınız mektebliyken çekilmiş şu resmime
Bugünkü hâlim ise şu aynada gördüğüm
Nasıl düşdüm ben yâhu, ömrümün hikâyesi
Bir türlü çözülmeyen sihirli bir kördüğüm
Mastor Kara Mustafaya Ağıd
Mastor Kara Mustafa berduşlukda ustamdı
“Bahriyeli” derlerdi eli sakar adamdı
Çavuş iken uygunsuz işlerinden kovulmuş
Harmanlık zamanında bir mekttbli genç vurmuş
Yedi canlı canavar demir pençe ezderdi
Dalga duman sarıkız şorolo bütün derdi
“Hamam” daki mahzende kömürden zehirlenmiş
“Ecel gelmiş cihâne kömür behâne” denmiş
Sesi kulaklarımda gözlerimde gözleri
Diyemedim eksildi dünyadan bir serseri
Diyemedim geç bile kaldı mikrop hergele
Hakkımı Helâl ettim hattâ ağladım bile
Gökçınar’ın Hamam dediği, Sirkecide Hocapaşahamam Sokağıdır.
Yaşadıgım Yerler
Berduşlar arasına ilk düşdüğüm geceyi
Yakama yapışan bir kirli demir pençeyi
İki bardak şarabla esrarlı cıgarayla
Unutamam hoyratça yolunmuş bir gonceyi
Serim serim serilmiş, uzanmış istif istif
Çocuklar, bir sürü genç, bir sürü rezil herif
Buğu, soluk, öksürük, çıplak bütün vücudlar
Gözle görülmedikce aslan edilmez târif
Sirkecide araba vapuru iskelesi
Kalaslar bir in olmuş içinde insan sesi
Bıyıklar arasından en körpe dudaklara
Cıgaralar dolaşır paspallı sinsi sinsi
Papazlar ve fantiler kızlar cıvalı zarlar
Kuzularda kurtlarda ürkek vahşî nazarlar
Gelmiş düşmüş cümlesi kendi ayaklarıyla
Sabahcı kahveleri panayırlar pazarlar
O kale huvarları çökmüş burcların içi
Kim ayıklar taşından bulgur ile pirinci
Aşereye yazarlar gel şorolom diyerek
Çakal çakal mastorlar yeni baygın bir genci
Ya buz gibi ya sıcak taşlar yahud bir peyke
Kuru tahtalar üstü, hasır, toprak, rast gele
Zifiri karanlıkda dalga duman âlemi
Kalemim tokeziyor yazmak istesem bile
Aman ters anlamayın, yokdur hiç pışmanlığım
Ruhuma pek uygundur şu kıyâfet kılığım
Keçeleşmiş saçlarım, kösele tabanlarım
Berduşum ben, ne deli, ne de sersem alığım.
Hey Gökçınar Gökçınar, altını bakır yaptın
Bu çamurlu yollara düşünme nasıl saptın,
Zaman oldu tapıldın, zaman geldi sen taptın.
Anlayanlar anlasın, hikâyeni anlattın.
(B.: Deniz Palas, cild 8. Sayfa 4460)
Kendimle Konuşma
Nerde yitirdim bilmem bu gece de uykum yok
Tek ilâcım hekimim şu kâğıdla kalemdir
Dök içini Gökçınar hiç kimseden korkum yok
Taklid edilmez süsüm yalnızlığım çilemdir
Nerde yitirdim bilmem, yaşım yok benim yaşım
Gözümün beğendiği akranım arkadaşım
Bâzen ayak öperim bâzen okşanır başım
Sevdiğim şu adamla şu çocuk benim nemdir
Nerde yitirdim bilmem esvab çamaşırları
Çırıl çıplak soyunuk atmışım hicab arı
Koynumdaki mi ben mi hangimiz çiçek arı
Her gün yiyip içdiğim ayak çakıl perçemdir
Nerde yitirdim seni Gökçınarım nerdesin
Gözüme görünmeden içimden gelir sesin
Senin gibi yaşamak kârı değil herkesin
Gökçınarı tavlayan göz yaşındır elemdir
Nerde yitirdim sizi kaşım gözüm kâkülüm
Beyaz sünbül koçanım kırmızı gonca gülüm
Koşarlı ayaklarım topuk vururdu güm güm
Ölümüm yalnız bana Gökçınara matemdir
Kendimle Konuşma
Hey Gökçınar, Gökçınar, Hippilerin prensi,
Kaç kişi anlar dersin yürekden kopan sesi?
Seversin, sevdiğini; görürsün, gördüğünü,
Niçin söylersin bitik, ne sanırsın herkesi?
Yıllarca sokaklarda çıplak ayak sürterken,
Vız geldi tabanlarna cam kırığı, taş, diken.
Kimden meded umarsın şimdi gönül yolunda?
Yan ve küllen berduşum, kendi kendine tüken!
Kızma sakın doğruyu söyledikce aynalar;
Seni sevmiş olandan şimdi kaç kişi anar?
Sâde Mektebli Mehmed sana ağlayıp yanar;
Yoluna baş koyduğun, koynunda yatırdığın,
Güzeller de derdine ortak olmaz Gökçınar!
Hippiliğe Hevesim İçin
Bir yanımda İngiliz, on dokuzluk bir Çarles,
Bir yanımda İsveçli Hildegard’ın prenses..
Omuz döven o uzun saçları altın telli;
Çek Hildegard Carlesim, “Sarıkız”dan bir nefe
Kılıkda kıyafetde yok gibidir farkımız,
Size “Bitnik” diyorlar, “Bitik” der bana herkes
Ahdım olsun kesdirmem bundan sonra saçımı
Olurum yerli malı ben de saçlı bir serkeş!
Geçiyor muhabbetle doya doya günlerim,
Ey berduş Bitik Mehmet, sözü burda balla kes!
Hippi Türkilerinden Parçalar
Gönlümün misâfiri Hippilerip tâzeler
Yanık bağrım üstünde son moda yelpâzeler
Yüzde tüyden eser yok, saçları omuzlarda
Kız mı desem, oğlan mı, sevimli kepâzeler
Çıplak ayaklardan tut, göğsündeki çakıla
Yetmiş iki milletden çeşit çeşit mezeler
Hasır üstünde yatıp zengin rüyâsı görmek
Keyfi tartıp ölçemez terâzi endâzeler
Gökçınarı sorarsan her gece muhabbeti
Bir başka Hippi çiçek ile yatıp tâzeler
*
1973 sonunda
BURAYA KADAR
Mektebli Mehmed Gökçınar
(Resim : Sabiha Bozcalı)
Hâneberduş Mehmed Gökçınar
(Resim : Hüsnü Kınaylının çekdiği fotoğraftan Sabiha Bozcalı eli ile)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM110704
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 11, sayfalar 7074-7076
Not
Görsel: cilt 11, sayfalar 7074, 7075
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.