1925 ile 1935 arasında Eminönü Balıkpazarında büyük şöhret yapmış bir börekci, Girid müslümanlarından iki kardeş tarafından işletilir bir dükkân idi; İstanbulda en lezzetli börekleri yaqmış ustalar olduğu muhakkakdır. Börek alabilmek için dükkânın önünde kuyruğa girilirdi. içi de dolar dolar boşalırdı, en zengin tüccarlar, resmî dâirelerin en yüksek kademelerindeki memurlar Unkapanından, Küçükpazardan, Bayazıdda, Sultanahmedden ve Galatadan adamlarını gönderip Eminönündeki Giridli’den börek aldırtırlardı. Ünlü hikâyeci Said Faik, 1971 de vefat etmiş olan şair Salih Zeki, divan edebiyatının son temsilcisi şâir Muhyiddin Râif Kuleli Askerî Liseinde ingilizce muallimliği yaparken sabahları Giridliden börek almadan vapura binmezdi, Vefâ Lisesinin fransızca muallimi olan Muzaffer Esen de tâ oradan adam gönderip börek aldırırdı. İlk dükkân Eminönünde Helvacıbekir Sokağının ağzında idi, meydanın ilk genişletilmesinde istimlâk edilip yıkıldığında Mısır Çarşısı civârında Asmaaltı Caddesi ağzında bir yere geçdi. Giridli kardeşlerin iş sırlarından biri, güzel böreklerinin yanında, çehreli, güler yüzlü, tatmlı dilli tezgâhdar ve çıraklar kullanma idi. İki kardeş yaşlanıp da işi oğullarına devredince, gerek börek îmâlinde ve gerek çırak seçip kullanmada babalarının yolunu bırakınca o meşhur b...

1925 ile 1935 arasında Eminönü Balıkpazarında büyük şöhret yapmış bir börekci, Girid müslümanlarından iki kardeş tarafından işletilir bir dükkân idi; İstanbulda en lezzetli börekleri yaqmış ustalar olduğu muhakkakdır. Börek alabilmek için dükkânın önünde kuyruğa girilirdi. içi de dolar dolar boşalırdı, en zengin tüccarlar, resmî dâirelerin en yüksek kademelerindeki memurlar Unkapanından, Küçükpazardan, Bayazıdda, Sultanahmedden ve Galatadan adamlarını gönderip Eminönündeki Giridli’den börek aldırtırlardı. Ünlü hikâyeci Said Faik, 1971 de vefat etmiş olan şair Salih Zeki, divan edebiyatının son temsilcisi şâir Muhyiddin Râif Kuleli Askerî Liseinde ingilizce muallimliği yaparken sabahları Giridliden börek almadan vapura binmezdi, Vefâ Lisesinin fransızca muallimi olan Muzaffer Esen de tâ oradan adam gönderip börek aldırırdı. İlk dükkân Eminönünde Helvacıbekir Sokağının ağzında idi, meydanın ilk genişletilmesinde istimlâk edilip yıkıldığında Mısır Çarşısı civârında Asmaaltı Caddesi ağzında bir yere geçdi. Giridli kardeşlerin iş sırlarından biri, güzel böreklerinin yanında, çehreli, güler yüzlü, tatmlı dilli tezgâhdar ve çıraklar kullanma idi. İki kardeş yaşlanıp da işi oğullarına devredince, gerek börek îmâlinde ve gerek çırak seçip kullanmada babalarının yolunu bırakınca o meşhur börekci kapanıp gidiverdi. Aşağıdaki kıt’alar dükkânın parlak devrinde müdâvimerinden olmuş Üsküdarlı Vâsıf Hocanındır : Giridlinin böreği ıspanaklı kıymalı Kalenderler orada parasına kıymalı Ben çakayım işmarı tezgâha bak tezgâha Tezgâhın başındadır Giridlinin has malı Arı kovanı sanki dükkân o Fettah için Kıl kadar kusuru yok fetânın Allah için Sevabdır her gün bir yol uğramak günâh iççin Elhak ki o eşbehdir Giridin meşhur balı Üsküdarlı Vâsıfın bak bir kısmet falına Güvenirken engeller parasına malına Yalın ayaklarına geçirdiği nalına Tasmasını takdırdım kadifeden sırmalı Kâküli gümrâhını katmış ebruvânına Güler yüz tatlı dilli börekci civânına Cennet kaçkını disem lâyıkdır unvanına Amma bir de hiçden Hiç Destancıya sormalı