Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
GEREÇ (Kadri)
Son tulumbacı reislerinden, bir gözü hafif ârızalı olduğu için ayakdaşları arasında Kör Kadri denilirdi, 1888 de Fatihde Sarıgüzelde doğdu, Ömer adında fakir bir adamın oğluydu, âvâre bir çocuklukdan sonra 17 - 18 yaşlarında Cibâli Sandığı reisi Lâz Temel Reisin sağladığı imkân Cibâlikapusunda tâze soğan, sarmısak, salata satmaya başladı ve o yangın tulumbası sandığının uşaklarından oldu. Pırpırı kopukluğa bakmayarak semtde “Gümrük Müdürünün Vasfiye” denilen bir kıza gönül verdi; bir gözü ârızalı olmasına rağmen güzel bir delikanlı idi, kara yağız, sırım gibi gençdi, güzelliğine ve gencliğine güvenerek hâmisi Temel Reise Vasfiye Hanımı istetti, isteği şiddet ile red edilince kızın gönlünü çeldi ve kaçırdı, fakat babası tarafından eve kabul edilmediler, kız kaçırmayı yiğitlik şânına yakışdırmayan Temel Reis de gazaba geldi, mâşukası ile ilk geceyi bir rumun bostan kulübesinde geçirdi, ertesi gün de sandıkda samimî arkadaşı ve adaşı Kadri adında birinin evinde bir odaya sığındı ve Vasfiye Hanımla nikâhlanıp evlendi, fakat ancak iki sene süren mihnetli ve meşekkatli bir geçime tahammül edemeyen genç karısı teverrül ederek öldü, Kadri de kendisini içkiye, serseriliğe, haneberduşluğa vurdu; Cibâli Sandığından kovulduğu ve Temel Reisin de hatırı çok sayıldığı için ancak Langada Rum Kil...
⇓ Devamını okuyunuz...
Son tulumbacı reislerinden, bir gözü hafif ârızalı olduğu için ayakdaşları arasında Kör Kadri denilirdi, 1888 de Fatihde Sarıgüzelde doğdu, Ömer adında fakir bir adamın oğluydu, âvâre bir çocuklukdan sonra 17 - 18 yaşlarında Cibâli Sandığı reisi Lâz Temel Reisin sağladığı imkân Cibâlikapusunda tâze soğan, sarmısak, salata satmaya başladı ve o yangın tulumbası sandığının uşaklarından oldu. Pırpırı kopukluğa bakmayarak semtde “Gümrük Müdürünün Vasfiye” denilen bir kıza gönül verdi; bir gözü ârızalı olmasına rağmen güzel bir delikanlı idi, kara yağız, sırım gibi gençdi, güzelliğine ve gencliğine güvenerek hâmisi Temel Reise Vasfiye Hanımı istetti, isteği şiddet ile red edilince kızın gönlünü çeldi ve kaçırdı, fakat babası tarafından eve kabul edilmediler, kız kaçırmayı yiğitlik şânına yakışdırmayan Temel Reis de gazaba geldi, mâşukası ile ilk geceyi bir rumun bostan kulübesinde geçirdi, ertesi gün de sandıkda samimî arkadaşı ve adaşı Kadri adında birinin evinde bir odaya sığındı ve Vasfiye Hanımla nikâhlanıp evlendi, fakat ancak iki sene süren mihnetli ve meşekkatli bir geçime tahammül edemeyen genç karısı teverrül ederek öldü, Kadri de kendisini içkiye, serseriliğe, haneberduşluğa vurdu; Cibâli Sandığından kovulduğu ve Temel Reisin de hatırı çok sayıldığı için ancak Langada Rum Kilisesi sandığına girebildi, sonra da Beyoğlunda Galatasarayı Sandığında tulumbacılık yapdı; Galatasarayında önce fenerci, sonra ikinci reis oldu. Ondan sonradır ki diğer sandıklar da koğuş kapularını kendisine açdılar, Çeşmemeydanı Sandığına birinci reislikle geçdi, tulumbacılığın kaldırıldığında Çeşmemeydanında idi. Tulumbacılık hâtıralarını anlatırken söyledikleridir:
“Langada iken Etyemez yangınında bizi Cibâlikapulular kovaladı, tutamadılar; Arnavudköyü yangını dönüşünde biz Silivrikapuluların peşine düşdük, tuttuk; Galatasarında iken Altıncıdâirelileri kovalayıp tuttuk; Bakırköy yangınına giderken Beyoğlu Bülbülderelilerle kovalaşdık, bizi tutamadılar, dönüşde de biz onların peşine takıldık, biz de tutamadık...”
Ne kadar hazindir ki hâtıraları “kovalandık, kovaladık, tuttuk, tutamadık...” gibi yavelerden ibâretti. 1947 de yine hâneberduş olarak olta balıkcılığı ile geçinmekde idi.
Âşık Râzi evrâkı metrukesi arasında şu manzumenin bu tulumbacı hakkında yazılmış olduğu âşikârdır:
Meclisi ridanda bilinmiş kadri,
Elhak ki güzeldir Çipilgöz Kadri,
El ayak kıyımı levendânedir,
Bin eşbeh içinde o bir dânedir.
Mestâne baykın enzârı dilkeş,
Bıçkınlar serveri, fetâyı serkeş.
Nedir o çalımlı topuk vuruşlar,
Nedir o müheykel mehîb duruşlar,
Nedir o kişmirî cildin cilâsı,
Nedir o kâkülün püskül belâsı,
Nedir o çakıllar, sîne perçemi,
Divâne olurdum olsam hemedim,
Koşarlı ayaklar kuş mu, rüzgâr mı,
Gelse hânemize aceb sığar mı.
Nedir ülfetinde o tatlı vahşet,
Hem verir ümidi, hem saçar dehşet.
Langa Meydanının bâşının tâcı,
Pelenek misalidir o tulumbacı.
Ya koğuş, ya hamam, ya kahvehâne,
Meskendir rast gele nevcivâne.
Pâ bürehne bıçkın gelmek çün yola,
Şişhâne kadehler durmadan dola.
Dem gelir atılır perdei hicâb,
Kendi sorar şâhım nerde câmehâb.
Kiliseliu şak, haçı koltukda,
Dalar âteşlere gözü topukda.
Mâcerâsı olmuş destan dillere,
Fer vermiş eşhebim kör kandillere.
Bibl.: H. Göktürk, Not: Âşık Râzi, Defter.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM110579
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 11, sayfalar 7009-7010
Bibliyografya Notu
Bibl.: H. Göktürk, Not: Âşık Râzi, Defter.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.