Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
GENELEV
İçinde vücudunu satan ve müşterisi bulunabilecek yaşlarda bulunan kadınların zâbıta nezâreti altında fuhuş icrâ ettikleri evlere son yıllarda verilmiş isim, önceleri “umumhâne” denilirdi; geceleri kapularında bir kırmızı fener bulundurma mecburiyeti konulduğundan halk ağzında “Kırmızıfener” de denilirdi. Zamanımızda hâneberduşlar arasında “Banka”, bekâr uşakları arasında da argo deyim olarak genelev karşılığı “Mekteb”, “Üniversite” isimleri kullanılır.
Genelevlerde fuhuş icrâ eden kadınlara “Sermâye”, evi işleten ve mutlaka sermâyelikden gelme yaşlıca, yaşlı kadınlara da “Mama” denilmişdir.
Nefsi İstanbul tarafında hiç bir zaman Genelev açılmamışdır, o tarafda içinde fuhuş icrâ edilen evler zâbıta kontrolünden kaçmış gizli evler, zamanımızın tabiri ile “Randevu Evi”, yakın geçmişin tabiri ile de “Koltuk” olmuşdur, içlerine gizli girilmiş, gizli eğlenilmiş, ve içinden gizli çıkılmışdır. İsimleri İstanbul tarihine geçmiş şöhretleri kadınlar vardır.
İlk genelevler İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Beyoğlunda Yeniçarşı Caddesinde ve o caddenin ara sokaklarında açılmışdı. O cadde ve sokakların Mektebi Sultâniye yakınlığı mahzurlu görülmüş, genelevler yine Beyoğlunda Abanoz Sokağına nakledilmişdi.
Galatada da ilk genelevler Yüksekkaldırımda Horos Sokağında, Zürefa Sokağında, Ka...
⇓ Devamını okuyunuz...
İçinde vücudunu satan ve müşterisi bulunabilecek yaşlarda bulunan kadınların zâbıta nezâreti altında fuhuş icrâ ettikleri evlere son yıllarda verilmiş isim, önceleri “umumhâne” denilirdi; geceleri kapularında bir kırmızı fener bulundurma mecburiyeti konulduğundan halk ağzında “Kırmızıfener” de denilirdi. Zamanımızda hâneberduşlar arasında “Banka”, bekâr uşakları arasında da argo deyim olarak genelev karşılığı “Mekteb”, “Üniversite” isimleri kullanılır.
Genelevlerde fuhuş icrâ eden kadınlara “Sermâye”, evi işleten ve mutlaka sermâyelikden gelme yaşlıca, yaşlı kadınlara da “Mama” denilmişdir.
Nefsi İstanbul tarafında hiç bir zaman Genelev açılmamışdır, o tarafda içinde fuhuş icrâ edilen evler zâbıta kontrolünden kaçmış gizli evler, zamanımızın tabiri ile “Randevu Evi”, yakın geçmişin tabiri ile de “Koltuk” olmuşdur, içlerine gizli girilmiş, gizli eğlenilmiş, ve içinden gizli çıkılmışdır. İsimleri İstanbul tarihine geçmiş şöhretleri kadınlar vardır.
İlk genelevler İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Beyoğlunda Yeniçarşı Caddesinde ve o caddenin ara sokaklarında açılmışdı. O cadde ve sokakların Mektebi Sultâniye yakınlığı mahzurlu görülmüş, genelevler yine Beyoğlunda Abanoz Sokağına nakledilmişdi.
Galatada da ilk genelevler Yüksekkaldırımda Horos Sokağında, Zürefa Sokağında, Karaoğlan Sokağında, Şeftali Sokağında, Araboğlan Sokağında son üç sokağın birer kavuşağı Kemeraltı Caddesinde bulunduğundan o sokaklardaki evlere Kemeraltı Evleri denilirdi. Yine Galatada sermâyeleri kötü genc erkekler olan bir kaç genelev de Hamam Sokağında açılmış, onlara da Hamamsokağı Evleri denilmişdi, faaliyetleri çok kısa sürmüşdü
Zamanımızda Abanoz Sokağındaki genelevler kaldırılmış bulunmaktadır. Beyoğlunda Yenişehir’e nakledilmişlerdir.
Zürefâ Sokağı yine bir genelevler sokağıdır. Sokağın alt ağzı kapatılmış, evlere giriş ve çıkış için yalnız Alageyik Sokağındaki kavuşağı bırakılmışdır. Bu 1970 de 45 ev bulunuyordu. Müslüman genclerin fuhuş icrasından sonra boy abdesti alabilmelerini kolaylaştırmak için olduğunu sanıyoruz, Zürefâ Sokağına yakın bir yerde de Yeni Hamam adında bir de hamam açılmışdır.
Karaoğlan Sokağında da 4 ev bulunmaktadır, sermâyeleri için erbâbı Zürefâdan aşağı inmiş kartca kadınlardır demekte idi.
Genelevlerde açıldıklarından bu yana iki türlü misâfirlik ola gelmişdir; biri beğenilen sermâye ile görüşüb gitmek, biri de gece yatısı misâfirliği; birinci belediyece konulan bir narh, ve mürüvveten verilen bahşiş karşılığı ile, ikincisi de belediye narhından maada özel bir pazarlıkla ola gelmidir. 1970 narhı 20 lira idi (B.: Abanoz Sokağı, cild 1, sayfa 6; Çiçekci Sokağı, Çiçekci Sokağı Cinayetleri, Çiçekci Sokağı Zâbıta Vak’aları, cild 7, sayfa 3963 ve 3964; Yeniçarşı; Fâhişeler, cild 10, sayfa 5478; Fuhuş, cild 11, sayfa 5855; Hamam Sokağı Evleri; Karaoğlan Sokağı; Zürefâ Sokağı; Koltuk; Fuhşi Atik, cild II, sayfa 5855; Kemeraltı; Karaoğlan Sokağı; Şeftâli Sokağı; Horos Sokağı).
Geçen asır sonlarında Galata sokaklarındaki genelevlerin misafirlerinin çoğunluğu ayak takımından, yalın ayaklı yarım pabuçlu bekâr uşakları, hammallar, kayıkcılar, hamam dellâk ve natırlar, fırın işçileri, istanbulda bekâr hayatı yaşayan askerler, bir efendi kapusunda çalışır uşaklardı. Bâzan onların içinde öylesine yakışıklı ve dilber gencler bulunrdu ki kendisi de bir bedbaht olan sermâye genç kadın ona âşık olur, delikanlıyı dost tutar, cebine para koyar ve giydirip kuşatırdı. Bâzan da aksi, bir kabadayı bir bedbaht kadının belâlı âşıkı olur, umumhânede çalışdığı halde kıskanır, kıskançlığını kadını öldürmeye kadar götürürdü. Bâzan da bir paralı genc umumhânede tanıdığı kadına âşık olur, kese gücü ile onu mamanın elinden kurtarır, tövbekâr eder, bir ev tutar, refah içinde yaşama imkânlarını sağlardı, o gibilerde erbâbı arasında “Çıkarma” denilirdi.
Genelev kadınlarının hayatı üzerine günlük gazetelerde ciddî röportajlar yayınlanmışdır. Toplum hayatı üzerinde etüdler yapan ediblerimizin eserlerinde de o yolda önemli kayıdları vardır; Salâhaddin Enis’in “Bataklık Çiçeği” o yoldaki eserler arasında ilk hatıra gelenlerden biridir, o eserde ikinci parça, “Bir Kadının Son Mektubu”, güzel bir kızın bir geneleve düşüşünün acı hikâyesidir; “Bağırsak” isimli yazıda da genelevlerin bulunduğu sokaklar ile o evlerin içini tasvir etmiş, bir sermâyenin günlük hayatının icmâlini yapmaya çalışmışdır.
Ahmed Rasimin “Fuhşi Atik” isimli eserinde de genelevler üzerine güzel parçalar vardır, edebî kıymetinin yanında tarih vesikası değeri taşırlar.
Aşağıdaki satırları günlük gazetelerden alıyoruz:
“... Fuhuşla Mücadele Komisyonunun evvelki gün uzun tartışmalardan sonra Genelevlerin, şehir dışına nakli karârını aldı. Genelev kadınlar bu kararı kendileri için Kara Talihin soncilvesi olarak karşılamışlardır.
“Bu karara uymak zorunda bulunan bütün genelev kadınları, şaşkınlık içinde bekleşmektedir. Dün, bunlardan çoğu ile konuştuk. Hepsi de düşenin dostu olmaz diyordu...
“Abanoz Sokağındaki genelevler her ay 100 binden fazla erkek ziyaret eder; o sokakdaki 45 evde 300 vesikalı kadın çalışmaktadır ve çekilen türlü meşakkatler bir yana, kendi ifadelerine göre, bir genelev kadınının ayda kazandığı para, ortalama 400 – 500 lirayı pek geçmemektedir. Bu para, bir dokuma tezgâhında, bir çorap atelyesinde veya hastanelerde hastabakıcı olarak çalışmakla da kazanılabilecek bir paradır.
“En kötü isimlerle damgalanan, türlü ağır külfet altında yaşanır: haftada bir muayene mecburiyeti, çeşitli kirli işlerin tahkikatında, önce bu kadınlara el atılması ve buna benzer daha birçok tanıklıklar...
“Konuştuğumuz kadınların çoğu düştükleri batakdan kurtulma isteğini göstermişlerdir.
“Hepsinin, buraya düşme sebebi, romanlara mevzu olacak kadar derin, mânalı ve teferruatlıdır, fakat bir noktada birleşir, düğümlenir: Aldatılmak...
Meselâ 24 senedir bu sokakta yaşayan Hayal daha 16 yaşındayken, babasının onu bir kuzgunî Arapla nişanlamasına kızmış, evinden kaçmıştır. Bunun üzerine öfkeli baba, kızını evlâtlıkdan reddetmiş ve her şey böyle başlamışdır. Nesrin isimli kadın delice sevdiği bir üniversiteli tarafından on sene evvel kirletilmiş, hâmile kalınca evinden kaçmış ve Geneleve düşmüştür.” (Metin Soysal, Cumhuriyet Gazetesi, ocak 1963).
Metin Soysal bir genelev kadınının aylık kazancını 1963 de 400 - 500 lira arasında göstermişdir, aynı tarihde aynı gazetede “Şehirden Röportajlar” başlıklı imzasız bir yazıda aylık kazançlar tam on misli fazla kaydedilmişdir:
“Boy aynasının karşısında makyajını tazeleyen 23 yaşındaki genelev kadını S. E., yanımıza geldi ve hiddetle: — Herkes bizim kazandığımız parayı çok gördüğü için bu kapatma karârını aldılar... Halbuki geçen ay 5.000 liralık araba taksidimi güçlükle ödeyebildim... dedi ve ilâve etti; Bir de ırza tecavüz olaylarına idam cezası verilmesini istiyorlar... genelevler kaldırılırsa, ırza tecavüz olayları muhakkak surette artacaktır... ben bekârların durumunun ne olacağını düşünüyorum... biz nasıl olsa otellerde de çalışabiliriz, o zaman da İstanbuldaki zührevî hastalıklar hastanesinde yer bulunamayacaktır...
“Genelevlerin Beyoğlundan başka bir yere kaldırılmasını bile kabul etmiyorlardı: — Evlerimiz Beyoğlunun 3 karakoluna yakın bir yerde olduğu halde polisler, müşterilerin çıkardığı olaylara zamanında müdahele edemiyorlar... evlerimizin başkak bir yere kaldırılması halinde hayatımız her an için tehlike içinde bulunacaktır...” (ocak 1963, Cumhuriyet Gazetesi)
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM110566
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 11, sayfalar 7003-7005
Bakınız Notu
B.: Abanoz Sokağı, cild 1, sayfa 6; Çiçekci Sokağı, Çiçekci Sokağı Cinayetleri, Çiçekci Sokağı Zâbıta Vak’aları, cild 7, sayfa 3963 ve 3964; Yeniçarşı; Fâhişeler, cild 10, sayfa 5478; Fuhuş, cild 11, sayfa 5855; Hamam Sokağı Evleri; Karaoğlan Sokağı; Zürefâ Sokağı; Koltuk; Fuhşi Atik, cild II, sayfa 5855; Kemeraltı; Karaoğlan Sokağı; Şeftâli Sokağı; Horos Sokağı
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.