Adını taşıdığı semtde; ibâdete açıkdır. Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor: “Bânisi divan kâtibi Ali Efendidir, Gedik Paşanın Hamamı yakınında olduğu için bu isimle şöhret bulmuşdur; minberini Salih Ağa adında bir hayır sahibi koymuşdur; mahallesi vardır” diyor. Tahsin Öz de “İstanbul Camileri” isimli eserinde: “XVII. Yüzyılda yaptırılmışdır; duvarları kâgir, çatısı ahşab olup son asırlarda tamirler görmüşdür..” diyor. Râşid Tarihindeki bir kayde göre hicrî 1137 deki (M. 1725) Gedikpaşa yangınında hamamla birlikde yandı, her iki binâ kısa bir zaman sonra ihya edildiler. Daha sonraları da tamirler görmüşdür. Ziyaretimizde (1972) yeri semtin pazar yerinin tam ortasına rastlıyordu; günün her saatinde kalabalık pazar boyunda toplanan halkın ihtiyacı için camiin avlusuna umumî ayakyolları yapılmış bulunuyordu. Cami avlusuna, son zamanlarda imam ve müezzin meşrûtası da yapılmışdır. Meşrûta sâkinleri tarafından yapılmış bir tavuk kümesi, zamanımızın geçim sıkıntısı karşısında zarûrî lâübâlilik görülmelidir. Son cemaat yerinin önüne ahşab ve basit bir câmekân yapılmışdır, son cemaat yerinde bir kur’an kursu dershânesi açılmış bulunuyordu. Camiin mustatil plânlı ibâdet sahnı onbir pencere ile aydınlatılmışdır. Minârenin petek kısmı ve dolayısı ile külâhı 1965 - 1966 arasında bir depremd...

Adını taşıdığı semtde; ibâdete açıkdır. Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor: “Bânisi divan kâtibi Ali Efendidir, Gedik Paşanın Hamamı yakınında olduğu için bu isimle şöhret bulmuşdur; minberini Salih Ağa adında bir hayır sahibi koymuşdur; mahallesi vardır” diyor. Tahsin Öz de “İstanbul Camileri” isimli eserinde: “XVII. Yüzyılda yaptırılmışdır; duvarları kâgir, çatısı ahşab olup son asırlarda tamirler görmüşdür..” diyor. Râşid Tarihindeki bir kayde göre hicrî 1137 deki (M. 1725) Gedikpaşa yangınında hamamla birlikde yandı, her iki binâ kısa bir zaman sonra ihya edildiler. Daha sonraları da tamirler görmüşdür. Ziyaretimizde (1972) yeri semtin pazar yerinin tam ortasına rastlıyordu; günün her saatinde kalabalık pazar boyunda toplanan halkın ihtiyacı için camiin avlusuna umumî ayakyolları yapılmış bulunuyordu. Cami avlusuna, son zamanlarda imam ve müezzin meşrûtası da yapılmışdır. Meşrûta sâkinleri tarafından yapılmış bir tavuk kümesi, zamanımızın geçim sıkıntısı karşısında zarûrî lâübâlilik görülmelidir. Son cemaat yerinin önüne ahşab ve basit bir câmekân yapılmışdır, son cemaat yerinde bir kur’an kursu dershânesi açılmış bulunuyordu. Camiin mustatil plânlı ibâdet sahnı onbir pencere ile aydınlatılmışdır. Minârenin petek kısmı ve dolayısı ile külâhı 1965 - 1966 arasında bir depremde yıikılmış, aradan şu kadar yıl geçdiği halde tâmir edilmemiş durumda idi. Erdem YÜCEL