Gece tenha semtlerde ve bilhassa geç saatlerde sokaklarda adam çevirip soyan şerirler; bu gibi vak’aların çoğunda cinsî sapık bir kötü delikanlı soyguncular tarafından yem gibi kullanılır; kötü oğlan, herhangi bir yerde rastladığı avını; gece sokak fuhşu için en uygun tenha bir yer diyerek soyguncu ayakdaşlarının pusuda beklediği yere götürür ve kolay kaçmasını imkânını önlemek için de yarı soyunuk bir duruma geldiklerinde, sözde çirkin suçun üstünde basılırlar. Kötü delikanlı kaçar, getirdiği adam da, direnirse dövülecek, soyulur, önce üstündeki bütün parası, varsa saati, yüzüğü alınır. Eğer yeni, yenice ise ayakkabıları, mevsime göre paltosu, pardüsüsü alınır. Bir don gömlekçe bırakılarak soyulanlar da olur. Şu satırlan günlük gazetelerden alıyoruz: “Taşkışla civârı soyguncuların karargâhı oldu. Hilton Otelinin arka yolu, Taksim Gezisinin altındaki saha ve Dolmabahçe’den Taksime çıkan yol ile civarı silâhsız gangsterlerin karargâhı hâline gelmiştir. Daha ziyade homoseksüel, cinsî sapıkların dolaştığı ve hemen her gece adam soyulduğu bu bölgede polis tedbir almağa başlamıştır. “İki gece önce aynı yerde yeni bir soygun daha olmuş, Ortaköyden dolmuşla Dolmabahçeye gelen ve saat 10.30 da arka yoldan Taksime çıkmakta olan Murat adında bir müteahhidin yolu üç kişi tarafından kesilmiş...

Gece tenha semtlerde ve bilhassa geç saatlerde sokaklarda adam çevirip soyan şerirler; bu gibi vak’aların çoğunda cinsî sapık bir kötü delikanlı soyguncular tarafından yem gibi kullanılır; kötü oğlan, herhangi bir yerde rastladığı avını; gece sokak fuhşu için en uygun tenha bir yer diyerek soyguncu ayakdaşlarının pusuda beklediği yere götürür ve kolay kaçmasını imkânını önlemek için de yarı soyunuk bir duruma geldiklerinde, sözde çirkin suçun üstünde basılırlar. Kötü delikanlı kaçar, getirdiği adam da, direnirse dövülecek, soyulur, önce üstündeki bütün parası, varsa saati, yüzüğü alınır. Eğer yeni, yenice ise ayakkabıları, mevsime göre paltosu, pardüsüsü alınır. Bir don gömlekçe bırakılarak soyulanlar da olur. Şu satırlan günlük gazetelerden alıyoruz: “Taşkışla civârı soyguncuların karargâhı oldu. Hilton Otelinin arka yolu, Taksim Gezisinin altındaki saha ve Dolmabahçe’den Taksime çıkan yol ile civarı silâhsız gangsterlerin karargâhı hâline gelmiştir. Daha ziyade homoseksüel, cinsî sapıkların dolaştığı ve hemen her gece adam soyulduğu bu bölgede polis tedbir almağa başlamıştır. “İki gece önce aynı yerde yeni bir soygun daha olmuş, Ortaköyden dolmuşla Dolmabahçeye gelen ve saat 10.30 da arka yoldan Taksime çıkmakta olan Murat adında bir müteahhidin yolu üç kişi tarafından kesilmiştir. Tanımadığı üç kişi ile karşılaşan Murat, kaçmak istemiş, fakat yediği yumruk ve tekme darbeleri ile bayıltılmıştır. Yol kesenler bundan sonra adamın cebinde bulunan 1150 lira parası ile kolundaki saati alıp kaçmışlardır. Bir saat sonra kendine gelebilen Murat durumu polise bildirmişdir. “Son bir ay içinde bu civarda ayrıca 4 yabancının da aynı şekilde soyulduğu polis kayıtlarından anlaşılmıştır..” (Cumhuriyet, ağustos 1963). Gece soygunculuğunu, bir kötü delikanlıyı veya erkek çocuğu yem gibi kullanmadan ve kendi pençelerine güvenerek yapan şerirler de pekçokdur; geceleri hırsızlık kasdı ile evlere veya dükkânlara girenlere “Gece İşçisi” denildiği gibi gece soyguncularına da kendi aralarında “Gecekuşu” denilmişdir, bu isim birkaç azılı serseriye lakab da olmuşdur (B.: Gecekuşu Ali). Gece soygunlarının bâzan bir cinâyete bağlandığı da görülmüşdür (B.: Gülhâne Parkı Cinâyeti). İstanbulda gece sokak soygunlarının en çok olduğu devirlerden biri de, 1918 - 1920 arası, İstanbulun meşum işgal yıllarıdır ve sokak soyguncularının hemen hepsi de rum palikarlarıdır.