Yüzyıllar boyunca İstanbul’da gece hırsızlarından dâima korkulmuşdur; hepsi ‘bekâr uşağı ayak takımından, gözü pek ve pençeli genç adamlar olup, tabanca tedâriki gaayet güç ve paraya bağlı olduğundan bıçakla silâhlanmış, girdikleri evlerde veya dükkânlarda bir uyanan bulunup da fark ettiler mi istimdad eder korkusu ile hemen öldürürler, keserlerdi. 1826 dan önce, yeniçerilik devirlerinde, zâbıta âmirlerinde gece hırsızlarını girdikleri evlerde veya dükkânlarda yakalandıkları takdirde, hâkime teslim etmeden yakalandıkları yerde asarak idam etme yetkisi vardı. 1528 de Sultanselim Camii civarında bir eve giren gece hırsızları evi soymuşlar ve ev halkını da kesmişlerdi; kanlı soygun üzerine şehrin muhtelif yerlerinde bekâr uşaklarından 800 kişi idam edilerek müdhiş bir gözdağı cezası verilmişdi (B.: Gözdağı). Zamanımızda zâbıta argosunda gece hırsızlarına “Gece İşçisi” denilir. Ev veya dükkâna giren gece işçilerini, sokakda bazu kuvvetine güvenip adam soyan haydud taslakları ile, soyguncu ile karıştırmamalıdır, soyguncular ayrı bir kafiledir. 1876 Rus harbinden sonra İstanbul’da gece hırsızlığı son derecede artmışdı, fakat dikkate değer bir hâdisedir ki o gece hırsızları İstanbul’a dolan muhacirler arasından çıkmayıp hemen hepsi İstanbul rumlarının eclâf ve erâzili, İstanbul civarınd...

Yüzyıllar boyunca İstanbul’da gece hırsızlarından dâima korkulmuşdur; hepsi ‘bekâr uşağı ayak takımından, gözü pek ve pençeli genç adamlar olup, tabanca tedâriki gaayet güç ve paraya bağlı olduğundan bıçakla silâhlanmış, girdikleri evlerde veya dükkânlarda bir uyanan bulunup da fark ettiler mi istimdad eder korkusu ile hemen öldürürler, keserlerdi. 1826 dan önce, yeniçerilik devirlerinde, zâbıta âmirlerinde gece hırsızlarını girdikleri evlerde veya dükkânlarda yakalandıkları takdirde, hâkime teslim etmeden yakalandıkları yerde asarak idam etme yetkisi vardı. 1528 de Sultanselim Camii civarında bir eve giren gece hırsızları evi soymuşlar ve ev halkını da kesmişlerdi; kanlı soygun üzerine şehrin muhtelif yerlerinde bekâr uşaklarından 800 kişi idam edilerek müdhiş bir gözdağı cezası verilmişdi (B.: Gözdağı). Zamanımızda zâbıta argosunda gece hırsızlarına “Gece İşçisi” denilir. Ev veya dükkâna giren gece işçilerini, sokakda bazu kuvvetine güvenip adam soyan haydud taslakları ile, soyguncu ile karıştırmamalıdır, soyguncular ayrı bir kafiledir. 1876 Rus harbinden sonra İstanbul’da gece hırsızlığı son derecede artmışdı, fakat dikkate değer bir hâdisedir ki o gece hırsızları İstanbul’a dolan muhacirler arasından çıkmayıp hemen hepsi İstanbul rumlarının eclâf ve erâzili, İstanbul civarındaki rum köylerinden hırsızlık için şehre gelmiş şerirlerdi. Sabah Gazetesi 3 numaralı nüshasında gece hırsızlarının çoğalmasından şikâyet ederken: “25 kişilik büyük çeteler halinde dolaşıyorlar, baltalarla mücehhezdirler..” diyor. Yine o gazetenin zâbıta kayıdlarına göre bu durum 1890 yıllarına kadar sürmüşdür. Zamanımızda da gece hırsızları, tabancalı bıçaklı, tehlikeli şerirlerdir (B.: Hırsız, Hırsızlar; Gangster, cild 11, sayfa 5982).