Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
GAZİOSMANPAŞA KONAĞI
Plevne kahramanının konağı (B.: Osman Paşa, Gazi): Beşiktaş’da Serencebey yokuşunun üst başında idi; zamanımızda mevcud değildir, ölümünden az sonra yanmışdır. Aşağıdaki satırları R. E. Koçu’nun bir sohbet yazısından alıyoruz:
“Aslı Tokadlı olan Osman Paşanın baba ocağı Cihangir camiinin yanında idi. Bugün o semt çok değişmiş ve bu tarihî evden hiç bir iz kalmamıştır. Esaretten dönüşünde Osman Paşaya Çırağan sarayı sırasında bir yalı hediye edilmiş, fakat Paşanın, Sultan Murad’ın mahpesine yakın oturması her nedense hoş görülmiyerek Serencebey Yokuşunun sonunda bir konak yaptırılmış, İstanbul halkının hakkında sonsuz bir hürmet beslediği Plevne mareşali Yıldız Sarayının sıkı bir göz hapsine alınmıştı.
“Serencebeydeki konak, selâmlık ve harem dairesile birlikte 35 - 40 oda kadardı. Bugün mevcut olmayan Osman Paşa konağını ve bu konaktaki hayatı tasvir edebilenlerden biri de Göztepe’de oturan Osman Paşa ağalarından Habeşî Kerim Ağadır. Paşanın son günleri, Kerim Ağanın çocukluk devrine rastlamışdır.
“Osman Paşa bu konağın, en çok limonluğunu severmiş. Son günlerinde, şeker hastalığından muzttarip, çok ayran içer, bazan da bir bardak şerbetle küçük bir kurabiye yermiş. Kerim Ağa, bir gün yine Paşanın şerbettini vermiş, Gazi limonlukta yüzü konağa karşı imiş:
— Şu konak yansa da külf...
⇓ Devamını okuyunuz...
Plevne kahramanının konağı (B.: Osman Paşa, Gazi): Beşiktaş’da Serencebey yokuşunun üst başında idi; zamanımızda mevcud değildir, ölümünden az sonra yanmışdır. Aşağıdaki satırları R. E. Koçu’nun bir sohbet yazısından alıyoruz:
“Aslı Tokadlı olan Osman Paşanın baba ocağı Cihangir camiinin yanında idi. Bugün o semt çok değişmiş ve bu tarihî evden hiç bir iz kalmamıştır. Esaretten dönüşünde Osman Paşaya Çırağan sarayı sırasında bir yalı hediye edilmiş, fakat Paşanın, Sultan Murad’ın mahpesine yakın oturması her nedense hoş görülmiyerek Serencebey Yokuşunun sonunda bir konak yaptırılmış, İstanbul halkının hakkında sonsuz bir hürmet beslediği Plevne mareşali Yıldız Sarayının sıkı bir göz hapsine alınmıştı.
“Serencebeydeki konak, selâmlık ve harem dairesile birlikte 35 - 40 oda kadardı. Bugün mevcut olmayan Osman Paşa konağını ve bu konaktaki hayatı tasvir edebilenlerden biri de Göztepe’de oturan Osman Paşa ağalarından Habeşî Kerim Ağadır. Paşanın son günleri, Kerim Ağanın çocukluk devrine rastlamışdır.
“Osman Paşa bu konağın, en çok limonluğunu severmiş. Son günlerinde, şeker hastalığından muzttarip, çok ayran içer, bazan da bir bardak şerbetle küçük bir kurabiye yermiş. Kerim Ağa, bir gün yine Paşanın şerbettini vermiş, Gazi limonlukta yüzü konağa karşı imiş:
— Şu konak yansa da külfetinden kurtulsam! demiş. Ölümünün ellinci günü de konak yanmış ve içinden hiç bir şey kurtarılamamış, hattâ öyle ki, Paşanın veresesi bazı mücevheratın bulunması için yangın yerinde hafriyat yaptırmış.
“Konağın tam karşısında bir bakkal dükkânı varmış; bakkal da bir Rum. Civardaki askerler hep ondan alış veriş edermiş.. yaz günleri, bu bakkal, semtin ihtiyacından kat kat fazla üzüm getirir, küfeleri dükkânının önüne dizermiş.. Paşa geçerken bakkalın önündeki askerler selâma dururlar. Paşa da bakkala:
— Şu çocuklara üzüm ver! Manga başına bir küfe!.. dermiş” (1945).
Yangından konağın selâmlık kısmı kurtulmuşdu, o da bir konak yavrusu idi. Tanınmış iş adamı Nuri Demirağ’ın yakın dostlarından olmuş yazar M. Necmeddin Deliorman (B.: Dcmirağ, Nuri, cild 8, sayfa 4376; Deliorman, Mahmud Necmeddin, cild 8, sayfa 4360) bize verdiği bir notda şunları yazıyor:
“Serencebeydeki Gazi Osman Paşa konağının selâmlığını Nuri Demirağ emvâli metrûkeden satın almışdı, tamir ettirmiş, kışın orada otururdu. Konağın bağçe duvarının sokak yüzüne bir de büyük çeşme yaptırtmışdı, çeşmenin kitâbesi şudur:
Nuri Bey Çeşmesi
1932
İşte insanlık için yardımın en tatlı yolu
Bir teşebbüs ki hakikatde cömerdlikle dolu
Yine bir kevser akıttı bu güzel çeşme ile
Susayan canlara can kattı Mühürdaroğlu
“Mühürdarzâde, Nuri Beyin soyadı kanunundan önce kullandığı âile lâkabıdır. Konağın avlusunda sekiz köşeli küçük bir havuz, havuzun bir kenarında da oturmuş vaziyetde küçük bir arslan heykeli vardır, havuzun suyu o arslan heykelinin ağzından dökülürdü. 1970 heykel duruyor, havuz harab durumda idi. Mülk el değiştirmiş, konak yıktırılmış, yerine bir kahvehâne yapılmışdır..”
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM110448
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 11, sayfalar 6043-6044
Bakınız Notu
B.: Osman Paşa, Gazi; B.: Dcmirağ, Nuri, cild 8, sayfa 4376; Deliorman, Mahmud Necmeddin, cild 8, sayfa 4360
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.