Geçen asrın sonlarında Unkapanı civârında Üçmihrablı Mescidde müezzin şâkirdliği yapmış bir genç; devrin kalender şâirlerinden Nebil Kaptan tarafından şu manzûme ile övülmüşdür: Gaayet nâzik pek güzelsin efendim Efendimsin efendimsin efendim. Uzun boyla salınışın ne hoşdur Şehlevendsin müheykelsin efendim. Müezzinlik biçilmiş kaftan sana Davûdîdir tatlı sesin efendim. Mescidinin mihrâbı var üç aded Tek mihrâbım Gazanfersin efendim. Hele seher vakti abdest alırken Mutâfısın sen herkesin efendim. Beş vakitde mescid dolar lebâleb Sofuluğa sebeb sensin efendim. Ayakların cevlângâhı yerlere Yüz sürmeğe cihan gelsin efendim. Şehrimizin güzelleri pâyine Kaalîçei hüsün sersin efendim. Bûsi pâye izin ver de şehbazım Kulluğuma şeref versin efendim. Akın adı karanın da tadı var Anın için sen esmersin efendim. Sâdık olur siyehçerde civanlar Nebîlin de kadre irsin efendim. Sefîne iaşka yelken açalamı Disem aceb sen ne dersin efendim. Hatmeyledi gönül kitâbı aşkı Senden alsın en son dersin efendim. İffetinle ismetinle ayrıca Sebîkei sîmü zersin efendim. Kaş çatarak celâllendiğin zaman Vallah billah bir hizbersin efendim. Oldun şehri İstanbul’un Bilâli Hak yolunda sen rehbersin efendim. “Şehlevendim Efendim”le târihdir “Efendimsin, efendimsin efendim”. 685 + 610 (Şehlevendim Ef...

Geçen asrın sonlarında Unkapanı civârında Üçmihrablı Mescidde müezzin şâkirdliği yapmış bir genç; devrin kalender şâirlerinden Nebil Kaptan tarafından şu manzûme ile övülmüşdür: Gaayet nâzik pek güzelsin efendim Efendimsin efendimsin efendim. Uzun boyla salınışın ne hoşdur Şehlevendsin müheykelsin efendim. Müezzinlik biçilmiş kaftan sana Davûdîdir tatlı sesin efendim. Mescidinin mihrâbı var üç aded Tek mihrâbım Gazanfersin efendim. Hele seher vakti abdest alırken Mutâfısın sen herkesin efendim. Beş vakitde mescid dolar lebâleb Sofuluğa sebeb sensin efendim. Ayakların cevlângâhı yerlere Yüz sürmeğe cihan gelsin efendim. Şehrimizin güzelleri pâyine Kaalîçei hüsün sersin efendim. Bûsi pâye izin ver de şehbazım Kulluğuma şeref versin efendim. Akın adı karanın da tadı var Anın için sen esmersin efendim. Sâdık olur siyehçerde civanlar Nebîlin de kadre irsin efendim. Sefîne iaşka yelken açalamı Disem aceb sen ne dersin efendim. Hatmeyledi gönül kitâbı aşkı Senden alsın en son dersin efendim. İffetinle ismetinle ayrıca Sebîkei sîmü zersin efendim. Kaş çatarak celâllendiğin zaman Vallah billah bir hizbersin efendim. Oldun şehri İstanbul’un Bilâli Hak yolunda sen rehbersin efendim. “Şehlevendim Efendim”le târihdir “Efendimsin, efendimsin efendim”. 685 + 610 (Şehlevendim Efendim) = 1295 (M. 1878) Bu gencin bir çeşme önünde, hangi çeşme olduğunu tesbit edemedik, iki gaz tenekesi ile su taşır vaziyetde kurşun kalemle yapılmış bir resmi vardır ve altında yine kurşun kalemi ile şu satırlar yazılıdır: “Saka Gazanfer, 1 cemâziyelevvel 1295, cuma (3 mayıs 1878); Refîki azîzim Nebil Kaptan Efendiye emri birâderâneleri üzere tuhfei nâçîzânemdir. Mektebi Harbiyei Şâhâne Matbaası ressamlarından Binbaşı Mahmud”. Bibl.: Âşık Râzi evrakı metrûkesi, Nabil Kaptan Defteri; Vâsıf Hiç, Not. Düzceli Gazanfer Efendi (Plân : Ekrem Hakkı Ayverdi)