Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
GAZÂLÎ (Bursalı)
Onbeşinci asır sonları ile Onaltıncı asır başında yaşamış değerli bir şâir; asıl adı Mehmed’dir, 1460 yılı etrafında Bursa’da doğdu, sağlam bir medrese tahsili gördü, İkinci Sultan Beyazıd’ın oğlu Şehzâde Korkud’a kâtib oldu, aydın bir zât olan Sultan Korkud’un yazdığı yazıların mukabeleciliğini yapdı. Şehzâde yazılarını evvelâ ona okutur, sonra bir hattata verip beyaza çektirirdi. Cömertce ihsanlarını gördüğü hâmisinin mahrem gözdesi Piyâle Bey adındaki mahbub gence âşık oldu, onun şânında açık saçık, hattâ müstehcen yerleri pek çok olan “Dâfiül Gumûm” isminde bir eser yazdı, şehzâdeyi gücendirdi ve Sultan Korkud’un kapusundan tard edildi, vatanı olan Bursa’ya gelerek Keşiş Dağı (Ulu Dağ) eteğinde Geyikli Baba Tekkesine şeyh oldu.
Çağdaşlarından Kastamonulu Lâtif’i onun için: “Lâübâli, şûh kimse idi, halk arasında Deli Birâder diye meşhurdur. Piyâle Bey nâmına yazdığı Dâfiül Gumûm isimli bir kitabda cimâ, ittisal ve içtimâ üzerine zevkaamiz ve sehvetengîz lâtîfeler ve şirin hikâyeler irâd etmişdi, ama gaayet galiz ve fâhiş fuhşiyat yazdığından Sultan Korkud onu kapusundan çıkardı diye duyduk. O zaman Deli Birâder de Bursa’ya gelmiş ve Geyikli Baba Tekkesine şeyh olmuş, ondan sonradır ki Gazâlî mahlasını almışdır” diyor.
Yine çağdaşlarından Sehî Bey de şunları yazıyor: “Divâne re...
⇓ Read more...
Onbeşinci asır sonları ile Onaltıncı asır başında yaşamış değerli bir şâir; asıl adı Mehmed’dir, 1460 yılı etrafında Bursa’da doğdu, sağlam bir medrese tahsili gördü, İkinci Sultan Beyazıd’ın oğlu Şehzâde Korkud’a kâtib oldu, aydın bir zât olan Sultan Korkud’un yazdığı yazıların mukabeleciliğini yapdı. Şehzâde yazılarını evvelâ ona okutur, sonra bir hattata verip beyaza çektirirdi. Cömertce ihsanlarını gördüğü hâmisinin mahrem gözdesi Piyâle Bey adındaki mahbub gence âşık oldu, onun şânında açık saçık, hattâ müstehcen yerleri pek çok olan “Dâfiül Gumûm” isminde bir eser yazdı, şehzâdeyi gücendirdi ve Sultan Korkud’un kapusundan tard edildi, vatanı olan Bursa’ya gelerek Keşiş Dağı (Ulu Dağ) eteğinde Geyikli Baba Tekkesine şeyh oldu.
Çağdaşlarından Kastamonulu Lâtif’i onun için: “Lâübâli, şûh kimse idi, halk arasında Deli Birâder diye meşhurdur. Piyâle Bey nâmına yazdığı Dâfiül Gumûm isimli bir kitabda cimâ, ittisal ve içtimâ üzerine zevkaamiz ve sehvetengîz lâtîfeler ve şirin hikâyeler irâd etmişdi, ama gaayet galiz ve fâhiş fuhşiyat yazdığından Sultan Korkud onu kapusundan çıkardı diye duyduk. O zaman Deli Birâder de Bursa’ya gelmiş ve Geyikli Baba Tekkesine şeyh olmuş, ondan sonradır ki Gazâlî mahlasını almışdır” diyor.
Yine çağdaşlarından Sehî Bey de şunları yazıyor: “Divâne renk ve mütelevvin adamdır. Sultan Korkud’a mukabeleci olmuşdu. Şehzâdenin has mahbubu Piyâle adındaki bir gulâm için yazdığı Dâfiül Gumûm isimli eserinde o kadar fâhiş fuhşiyat vardır ki okuyanın yüzü kızarır, eserimize onlardan bir örnek almaya edebimiz mânidir. Şehzâde Korkud kapusundan tard edildikden sonra Keşiş Dağındaki Geyikli Baba Tekkesine şeyh oldu, nice müddet orada zevku safâ idüb Gazâlî mahlasını o zaman aldı..”.
Şu beyti o dağbaşı tekkesinde yazmışdı:
Hayâli çeşmi âhûlerle her bâr
Geyikli Babaya döndük be hey yâr
Ömrünün en zevkli yıllarını geçirdiği Geyikli Baba Tekkesini bir gün bilinmeyen bir sebeple terketmiş, İstanbul’a gelerek müderrislik istemiş, Gazâlî’yi Sivrihisar’da bir medreseye tâyin etmişlerdi, gitmesi ile dönmesi bir oldu, sebebini sorduklarında: “Sivri yer olduğu için rahat edemedim, bir düzce yere gönderin..” dedi. Akşehir’de bir medresede müderrislik vaad ettiler, fakat zamanın Anadolu Kadıaskeri tâyinini gecikdirdi, Kadıaskere şu kıt’ayı yazıb verdi:
Deminde yağmasa bârânı ihsan
Letâfet sebzezârı tâze olmaz
Cihanda küçük ve büyük katında
Keremden râst hiç âvâze olmaz
Efendi lûtfet ölçüb yapmağı ko
Metâi himmete endâze olmaz
Kanunhi Sultan Süleyman devrinde İstanbul’a geldi, isteği ile ve yevmiye otuz akçe ile emekliye ayrılarak İstanbul’da Beşiktaş’da yerleşdi; bir ev, bir hamam ve bir cuma mescidi yaptırdı. Ömrü boyunca evlenmemişdi, Beşiktaş’da o devre göre lüks bir hayat sürmeye başladı ki kendi hâlini şu beyit ile tasvir eder:
Çünki mîri mücerredan oldum
Bana bir yer gerek emîrâne..
Hamamına Bursa kaplıcalarında olduğu gibi bir havuz yaptırtmışdı, halkın aşırı rağbetine sebep oldu, diğer hamamcılar ile de arası açıldı; Hasköy Hamamının sâhibi Pîrîpaşazâde Mehmed Bey de onu taklid ederek hamamına bir havuz yapdırınca Gazâlî ağır ve müstehcen bir hicviye yazdı. Bunun üzerine Mehmed Bey bütün İstanbul hamamcılarını topladı, Divânı Hümayuna müşterek bir dilekçe verdiler, Gazâlî’nin hamamındaki havuzu yıkdırtıp kaldırtdılar.
Devrin iki büyük devlet adamı, sadırâzam Makbul İbrahim Paşa ile başdefterdar İskender Çelebi’nin teveccüh ve himâyelerine nâil ohnuşdu, onların cömerdce ihsanları ile, kendisinin de söylediği gibi emîrâne bir hayat sürüyordu. Sultan Süleyman’ın Irâkeyn seferinde İskender Çelebi’nin İbrahim Paşa iftirası ile Bağdad’da asılarak idamı üzerine anî bir kararla evini tekke hâline koydu, evini ve hamamını mescidine vakfetti, tekkesini Âteşî adında bir dervişe bırakıp kendisi Hicaz’a gitti, Mekke’de yerleşdi. Mekke’de bir ev, bir mescid ve bir bağçe yapdırdı, bir ev de Medine’de aldı. Mekke âyan ve eşrafından edindiği yeni dostlarına bağçesinde verdiği bir ziyâfetde evvelâ bir baygınlık geçirdi, biraz açılınca: “Elhamdülillâh.. sohbetle yaşadık, sohbete gideriz. Ülfet ve muhabbetle geçmiş kitabı ülfet ve muhabbetle hatmederiz..” dedi, tövbe ve istiğfar edip ve meclisindeki kimselerle helâlleşip öldü, Mekke’deki mescidinin önüne defnedildi (Hicrî 941 / Milâdî 1534), ölümünde yaşı yetmişin üstünde idi.
Şu kıt’ası kendi mizac ve meşrebinin ifadesidir:
Kişi kaadir olub bir dilrübâya
Koçub anı irişmezse safâya
Muhakkak bil ki ol kişi velîdir
Veyâ zencire çekmeli delidir..
Cömerd hâmisi İskender Çelebi’nin ölümüne de (B.: İskender Celebi) bir mersiye yazmışdır, asılarak idâmı çok nezih bir kalemle şöyle anlatmışdır:
. . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Çekdiler sûyi âsümana heman
Götürüb anı hâki zilletden
Gitti döne döne semâ’ iderek
Dâri inse diyârı gurbetden
Beynu bağlı kul oldu dergâha
Oldu âzâd bendi mihnetden
Ölüsü dirisi anın asla
Olmadı hâli hiç rif’atden
. . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Şu beyitler de bir gazelindendir:
İrdi hazânı ömrümün vâh ki artuk bahârı yok
Subhi sürûra irmedim gam şebinin nehârı yok
Çeşmi pür eşke dembedem aksi ruhi düşer velî
Sular içinde görünen sûretin îtibârı yok
Bir yana ilete mi aceb filki dili bu rûzigâr
Bahri gami zemânenin sâhilü kenârı yok
İstanbul zürefâsı tarafından “Deli Birâder” lâkabı ile anılırdı, bu lâkabın takılmasına sebep olarak şu beyiti gösterilir:
Mecnun ki belâ deştini geşt etti serâser
Gamhâneme geldi dedi hâlin ne birâder
Hayatını lâkabının şânına uygun olarak geçirmişdi. Mescidinden ve hamamından zamanımıza bir iz kalmamışdır, Beşiktaş’ın neresinde oldukları bile tesbit edilemedi.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM110404
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 11, pages 6020-6022
See Also Note
B.: İskender Celebi
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.