“Ermeni asıllı Türk bestekârı, kanun ve kemence icrâkârı (çalıcısı); 1872 de Beyoğlu’nda doğdu, ticâretle iştigal eden Kirkor adında bir zâtın oğludur, anasının adı Anber Hanımdır. Küçük yaşda musikiye heves ederek kilisede ilâhici çocuklar arasına katıldı ve kilise hânendesi Rupen Efendiden dinî eserler meşk etti, Hamparsum notasını öğrendi; henüz nevhat delikanlı iken kendisini tamamen musikî ilmine verdi ve Türk musikîsini bütün incelikleri ile öğrendi. Kanun ve kemençeyi de çok iyi çalan Karnik Efendi yüzden fazla şarkı ve güzel eserleri bestelemişdir, onların arasında beş peşrevi vardır. Evinde de bir meşkhâne açmış, pek çok genc yetişdirmişdir; asıl geçimi de manifatura komisyonculuğu ve ticarethânelerde muhasebecilik ile sağlamışdı; 1947 de yetmişüç yaşlarında vefat etti ve Şişli Ermeni Mezarlığına defnedildi” (Mustafa Rona, 50 yıllık Türk Musikîsi). Hâlâ okunan en güzel eserlerinden biri 1906 da bestelemiş olduğu şu nihâvend şarkıdır: Kim olur zor ile maksûduna reyâbı zafer, Gelir elbet ki zuhûra ne ise hükmi kader, Hakka tefvîzi umûr et ne elem çek ne keder, Mihneti kendine zevk etmededir âlemde hüner, Gamu şâdîi felek böyle gelir böyle gider. Üsküdarlı Âşık Râzi’nin evrakı metrûkesi arasında görülmüş aşağıdaki manzûmede adı geçen Karnik Efendinin bu zât olduğunu tahmi...

“Ermeni asıllı Türk bestekârı, kanun ve kemence icrâkârı (çalıcısı); 1872 de Beyoğlu’nda doğdu, ticâretle iştigal eden Kirkor adında bir zâtın oğludur, anasının adı Anber Hanımdır. Küçük yaşda musikiye heves ederek kilisede ilâhici çocuklar arasına katıldı ve kilise hânendesi Rupen Efendiden dinî eserler meşk etti, Hamparsum notasını öğrendi; henüz nevhat delikanlı iken kendisini tamamen musikî ilmine verdi ve Türk musikîsini bütün incelikleri ile öğrendi. Kanun ve kemençeyi de çok iyi çalan Karnik Efendi yüzden fazla şarkı ve güzel eserleri bestelemişdir, onların arasında beş peşrevi vardır. Evinde de bir meşkhâne açmış, pek çok genc yetişdirmişdir; asıl geçimi de manifatura komisyonculuğu ve ticarethânelerde muhasebecilik ile sağlamışdı; 1947 de yetmişüç yaşlarında vefat etti ve Şişli Ermeni Mezarlığına defnedildi” (Mustafa Rona, 50 yıllık Türk Musikîsi). Hâlâ okunan en güzel eserlerinden biri 1906 da bestelemiş olduğu şu nihâvend şarkıdır: Kim olur zor ile maksûduna reyâbı zafer, Gelir elbet ki zuhûra ne ise hükmi kader, Hakka tefvîzi umûr et ne elem çek ne keder, Mihneti kendine zevk etmededir âlemde hüner, Gamu şâdîi felek böyle gelir böyle gider. Üsküdarlı Âşık Râzi’nin evrakı metrûkesi arasında görülmüş aşağıdaki manzûmede adı geçen Karnik Efendinin bu zât olduğunu tahmin ediyoruz: Üstâdı musikî Karnik Efendi, Mâcerâyı aşkın nakletti kendi, Konkordiyadaki canbazın oğlu, Çapkın ingilizi gönül beğendi. Cilve cefâsına sîne dayanmaz, Beyânı aşk itsem güler inanmaz, Sarmış etrafını rakib engeller, Ama bencileyin hiç biri yanmaz. Hayâlin karşıma alır çakarım, Mecnun kitâbından fala bakarım, Hânemde ağlaşıp bekleşir durur, Ciğerpârelerim sevgili karım. İngiliz canbazın hafiye Fehim Paşanın metresi Margaret’in kardeşi Charles Morgan olduğu bellidir (B.: Fehim Paşa, Margaret, cild 10, sayfa 563; Hidâyet, İngiliz).