Her biri elli odadan fazla, biri Kasımpaşa tarafında, biri de Tophâne tarafında Kurşunlu Mahzen civârında idi, ikisi de lebi deryâda fevkaanî bekârhânelerdi. Kasımpaşa tarafındakinin altında bir sıra kayıkhâne vardı, “Kalafatcı Odaları”, “Funda Odaları” yahud “Zindanönü Odaları” diye anılırdı. “Funda” dilimize italyancadan alınmış bir kelime olup gemici ağzında “Deniz dibi” anlamında idi, gemicilere demir atma kumandası da “Funda demir!...” diye verilirdi. Denizlerde aylarca gezip dolaşdıkdan sonra karada bu odalarda bir müddet mola verildiği ve levend meclisleri kurulduğu içindir ki “Funda Odaları” denilmişdi. Sırtını, 1864 den sonra yıkdırılmış Cenevizliler yapısı kale duvarlarına dayamışdı, bekâr odalarının arkasına rastlayan bir burç için de eski Galata Zindanıdır denilirdi, odalara bundan ötürü de “Zındanönü Odaları” ismi verilmişdi. Mevkiin “Funda” ismi çok eskidir, Evliyâ Çelebi de seyahatnâmesinde kaydetmişdir, “Esnâfı hîzan dilberan” diyerek kötü gençlerden bahsederken: “... bir alay hâneberduş ulûfeci eclâfdır ki kendi kadir ve kıymetlerini bilmeyüb Fundada ve sâir fisk yerlerinde boğazı tokluğuna sayd olunup bir gün de subaşı eline düşer defterli olurlar...” diyor. Tophâne tarafındaki odaların altında da bir sıra kahvehâne vardı, o bekârhâneye de yakınındaki târihî bin...

Her biri elli odadan fazla, biri Kasımpaşa tarafında, biri de Tophâne tarafında Kurşunlu Mahzen civârında idi, ikisi de lebi deryâda fevkaanî bekârhânelerdi. Kasımpaşa tarafındakinin altında bir sıra kayıkhâne vardı, “Kalafatcı Odaları”, “Funda Odaları” yahud “Zindanönü Odaları” diye anılırdı. “Funda” dilimize italyancadan alınmış bir kelime olup gemici ağzında “Deniz dibi” anlamında idi, gemicilere demir atma kumandası da “Funda demir!...” diye verilirdi. Denizlerde aylarca gezip dolaşdıkdan sonra karada bu odalarda bir müddet mola verildiği ve levend meclisleri kurulduğu içindir ki “Funda Odaları” denilmişdi. Sırtını, 1864 den sonra yıkdırılmış Cenevizliler yapısı kale duvarlarına dayamışdı, bekâr odalarının arkasına rastlayan bir burç için de eski Galata Zindanıdır denilirdi, odalara bundan ötürü de “Zındanönü Odaları” ismi verilmişdi. Mevkiin “Funda” ismi çok eskidir, Evliyâ Çelebi de seyahatnâmesinde kaydetmişdir, “Esnâfı hîzan dilberan” diyerek kötü gençlerden bahsederken: “... bir alay hâneberduş ulûfeci eclâfdır ki kendi kadir ve kıymetlerini bilmeyüb Fundada ve sâir fisk yerlerinde boğazı tokluğuna sayd olunup bir gün de subaşı eline düşer defterli olurlar...” diyor. Tophâne tarafındaki odaların altında da bir sıra kahvehâne vardı, o bekârhâneye de yakınındaki târihî binâya nisbetle “Kurşunlumahzen Odaları”, yahud “Kaptan Odaları” denilmişdi. Geçen asrın ikinci yarısında yaşamış ünlü halk şâiri Nebil Kaptan İstanbula gelişlerinde bu odalarda otururmuş (B.: Nebil Kaptan). Bu bekâr odaları şânında Nebil Kaptanın bir manzûmesidir: Kayıkçı Kalafatcı Odaları bir âlem Sâbilsaray verseler bırakub da gidemem Nice yüz dilber fetâ mühmelânın lânesi Nice yüz kalenderler birinin divânesi Destan semâi koşma levendâne muhabbet Aşk olmazsa çekilmez türlü meşâkı gurbet Baş açık yalun ayak sineleri uryandır Görse Kerem reşk ider ciğerleri büryandır Götürüdür pazarlık bakılmaz üçe beşe Bir Mısır Hazînesi verilir bir serkeşe Kurşunlu Mahzenden tut Zındanönü Fundaya Aklın varsa postunu hemen ser bir odaya Kayıkcı Odaları 1874 yangınında, Kalafatcı Odaları da 1884 de kendi içinden çıkan bir yangında yanmış ve ihyâ edilmemişlerdir. Bekâr uşakları perakende dükkân üstü odalara dağılmışdır. Bibl.: Âşık Râzi Evrakı Metrukesi, Defter.