Keçecizâde Mehmed Fuad Paşa Konağı; zamanımızda Bayazıd Meydanından Takvimhâne Caddesi ile Süleymaniyeye giderken sol koldaki büyük kâgir binâ, yan yüzü Dârülfünun Caddesi üzerindedir; avlu kapusunun tam karşısındaki köşede de bugün Üniversite rektörlük köşkü bulunmaktadır. Bu konağın tarihçesini vak’anüvis Abdürrahman Şeref Bey (B.: Abdürrahman Şeref Bey, cild 1, sayfa 163) şöylece anlatıyor: “Devletce bir büyük konak yapdırılarak Fuad Paşa hediye edilmesini Sultan Aziz dâima düşünürdü ve kendisine her teklifinde Fuad Paşa, hazinenin sıkıntısını ileri sürer, kabul etmez, teklifi red ederdi. Nihayet bedeli kısmen Hazînei Hassadan ödenmek üzere, Bayazıdda bir iki eski büyük ahşab konak, o arada Halil Kâmilî Paşanın konağı satın alındı, yıkdırıldı, birkaç arsa daha eklenerek Fuad Paşa Konağının inşâsına başlandı. Konağın kalfası o sırada İstanbulda bulunan Bourgeois Burjuva adında bir Fransız mimarıdır. Konak tamamlandı, Fuad Paşa içine taşınmak üzere idi ki, 2 ramazan 1284 (27 aralık 1867) cumartesi günü paşadan konağın masraf defterleri istenilerek konak müsâdere edildi ve Mâliye Nazırlığı Konağı yapıldı. “Hâdisenin sebebi şöyle anlatılır. Sultan Aziz, 1 ramazan cuma günü, cuma namazını mutad merasimle Eminönündeki Yeni Camide kılmışdı ve oradan Bayazıda çıkarak Yusuf Kâmil Paşan...

Keçecizâde Mehmed Fuad Paşa Konağı; zamanımızda Bayazıd Meydanından Takvimhâne Caddesi ile Süleymaniyeye giderken sol koldaki büyük kâgir binâ, yan yüzü Dârülfünun Caddesi üzerindedir; avlu kapusunun tam karşısındaki köşede de bugün Üniversite rektörlük köşkü bulunmaktadır. Bu konağın tarihçesini vak’anüvis Abdürrahman Şeref Bey (B.: Abdürrahman Şeref Bey, cild 1, sayfa 163) şöylece anlatıyor: “Devletce bir büyük konak yapdırılarak Fuad Paşa hediye edilmesini Sultan Aziz dâima düşünürdü ve kendisine her teklifinde Fuad Paşa, hazinenin sıkıntısını ileri sürer, kabul etmez, teklifi red ederdi. Nihayet bedeli kısmen Hazînei Hassadan ödenmek üzere, Bayazıdda bir iki eski büyük ahşab konak, o arada Halil Kâmilî Paşanın konağı satın alındı, yıkdırıldı, birkaç arsa daha eklenerek Fuad Paşa Konağının inşâsına başlandı. Konağın kalfası o sırada İstanbulda bulunan Bourgeois Burjuva adında bir Fransız mimarıdır. Konak tamamlandı, Fuad Paşa içine taşınmak üzere idi ki, 2 ramazan 1284 (27 aralık 1867) cumartesi günü paşadan konağın masraf defterleri istenilerek konak müsâdere edildi ve Mâliye Nazırlığı Konağı yapıldı. “Hâdisenin sebebi şöyle anlatılır. Sultan Aziz, 1 ramazan cuma günü, cuma namazını mutad merasimle Eminönündeki Yeni Camide kılmışdı ve oradan Bayazıda çıkarak Yusuf Kâmil Paşanın konağına iftara gitmişdi, ki o konakda Kâmil Paşanın Mısırlı bir Prenses, Kavalalı Mehmed Ali Paşanın kızı olan zevcesi Zeyneb Hanıma âid olub Zeynebhanım Konağı diye anıla gelmişdir. Bütün nâzırlar, o arada Fuad Paşa da Zeynebhanım Konağında iftara davet edilmişlerdi. İftar ziyâfeti önceden hazırlanmamışdı. Sultan Aziz habersiz gelmişdi, diğer davetlilere oradan yaverler gönderildi, bir hünkâr yaveri de Süleymaniyede bir ahşab konakda oturan Fuad Paşaya yollanmışdı. “Fuad Paşa hasta idi, yıkanıyordu, yavere paşanın hemen geleceği söylendi, fakat Fuad Paşanın gelmesi gecikdi. Pâdişah sinirlendi. Gecikmesi kötüye yoruldu, pâdişaha karşı naz ve istiğnaya verildi. Fuad Paşa Kâmil Paşa için mesleksiz adam derdi, pâdişahın öyle bir zâtin konağına iftara gitmesine kızdığını, veya Kâmil Paşaya gösterilen bu teveccühü kıskandığını sananlar oldu. Müdürdar Mehmed Efendi (sonra Müdürdar Mehmed Paşa olacakdır, Kâmil Paşa mühürdarı) gönderildi, atla giden Mehmed Efendi Fuad Paşaya yolda rastladı, hemen atından indi, Fuad Paşa kendisine tekrar adam gönderildiğini anlayarak âdetâ azarlar gibi: - Canım ne oluyorsunuz.. aceleniz ne?.. dedi. “Pâdişah o gece iftarda Fuad Paşaya soğukça davranmış, ertesi günü de yeni yapılmış konak Fuad Paşadan alınmışdı. Fuad Paşa: - Eski müsâdere usûlü devam mı ediyor?.. diyerek derhal istifa etti. “Konağı derhal iâde edildi, Fuad Paşa istifasını geri almaya mecbur kaldı, fakat konağı kabul etmedi. Bunun üzerine masraf defterindeki para kendisine ödendi, onun içinden de kesesinden sarf edileni aldı, hazîne yardımı olan parayı geri çevirdi. Zâten hasta olan Fuad Paşa bir müddet sonra tedâvi için Fransaya gitti ve orada vefat etti..”. Uzunca bir zaman mâliye nâzırlığı konağı olan binâ, devlet merkezi Cumhuriyet devrinde Ankaraya nakledilince İstanbul Erkek Lisesi oldu, o lise Cağaloğlundaki Dünyunu Umumiye binâsına nakledilince Fuad Paşa Konağı Askerî Tıbbiyenin emrine verildi. O yatılı yüksek okul da Ankaraya nakledilince konağa İstanbul Üniversitesinin Dişçilik ve Eczacılık fakülteleri yerleşdirildi. Tanzimat devrinin, ikaametgâh olarak yapılmış en büyük binâsıdır. Hüsnü KINAYLI