Yerebatanda Peykhâne Sokağındadır, Fazlipaşasarayı Mescidinin yerine yaptırılmışdır (B.: Fazlipaşasarayı Mescidi, cild 10, sayfa 5596). Tahsin Öz “İstanbul Camileri” isimli eserinde şunları yazıyor: “Keçecizâde Fuad Paşa tarafından (Fazlıpaşa tarafından (Fazlıpaşa Mescidi, yahud Uzunşücâ Mescidi isimleri ile anılan mescidin yerine) 1848 den evvel yaptırılmışdır. Kârgir ve tek kubbeli, büyük pencereli olup belirli bir mimârî kıymeti yokdur. Hazîresinde Uzun Şücâeddin medfundur, sol tarafında da Fuad Paşanın türbesi bulunmaktadır” (1962). Peykhâne Sokağı ile Klotfarer Caddesinin kavuşağında, üçgen şeklinde bir köşe üzerindedir; her iki yoldan da girilir. Duvarla çevrili bir avlu içinde bir meşruta evi, abdest musluklarını ve bir türbeyi ihtiva eder. İbâdet sahnı köşe planlıdır. Son cemaat yeri ayrıca duvar içine alınmış olup camii dışardan bakıldığında altı köşeli bir binâ olarak görülür. Bu nıedham, son cemaat kısmında sağda minâreye girilen kapu, solda da yukarda kadınlar mahfiline çıkılan merdiven bulunmaktadır. Kadınlar mahfili, ibâdet sahnına doğru çıkmış üç ayrı ahşab balkon şeklindedir. Son cemaat yerinden ibâdet sahnına, biri ortada ikisi iki yanda üç kapu ile girilir. Camiin tek kubbesi ibâdet sahnı üzerindedir. Mihrab ve minber beyaz mermerdendir, her ikisi de usta taşçı ...

Yerebatanda Peykhâne Sokağındadır, Fazlipaşasarayı Mescidinin yerine yaptırılmışdır (B.: Fazlipaşasarayı Mescidi, cild 10, sayfa 5596). Tahsin Öz “İstanbul Camileri” isimli eserinde şunları yazıyor: “Keçecizâde Fuad Paşa tarafından (Fazlıpaşa tarafından (Fazlıpaşa Mescidi, yahud Uzunşücâ Mescidi isimleri ile anılan mescidin yerine) 1848 den evvel yaptırılmışdır. Kârgir ve tek kubbeli, büyük pencereli olup belirli bir mimârî kıymeti yokdur. Hazîresinde Uzun Şücâeddin medfundur, sol tarafında da Fuad Paşanın türbesi bulunmaktadır” (1962). Peykhâne Sokağı ile Klotfarer Caddesinin kavuşağında, üçgen şeklinde bir köşe üzerindedir; her iki yoldan da girilir. Duvarla çevrili bir avlu içinde bir meşruta evi, abdest musluklarını ve bir türbeyi ihtiva eder. İbâdet sahnı köşe planlıdır. Son cemaat yeri ayrıca duvar içine alınmış olup camii dışardan bakıldığında altı köşeli bir binâ olarak görülür. Bu nıedham, son cemaat kısmında sağda minâreye girilen kapu, solda da yukarda kadınlar mahfiline çıkılan merdiven bulunmaktadır. Kadınlar mahfili, ibâdet sahnına doğru çıkmış üç ayrı ahşab balkon şeklindedir. Son cemaat yerinden ibâdet sahnına, biri ortada ikisi iki yanda üç kapu ile girilir. Camiin tek kubbesi ibâdet sahnı üzerindedir. Mihrab ve minber beyaz mermerdendir, her ikisi de usta taşçı elinden çıkmışdır. Mihrabın üzerinde süs motifi olarak bir hilâl ile sekiz köşeli bir yıldız bulunmaktadır. Sol tarafda, iki duvar arasında bir köşede bulunan mermerden vâiz kürsüsü de güzeldir. İkisi son cemaat yerinde ve cebhede, dördü de ibâdet sahnında yan duvarlarda, camiin 6 penceresi vardır. Pencereler ortalarından diklemesine ikiye bölünmüş olup her birinin üst kısmı birer kemerle biter. Minâre kesme taşdandır. Gövdenin ortasında yıldız motifli bir süs kuşak vardır. Minârenin petek ve külâh kısmı 6 yıldan beri yıkık durmakta olup, tamiri yeni başlamış, ve 1971 de ancak petek yapılabilmişdi. Camiin içi çok bakımlıdır. Güzel bir top kandili vardır. Devamlı olarak beş namaz vaktinde 20-25 kişilik bir cemaati bulunur, cuma günleri tamamen dolar. Ziyâretimiz tarihinde Düzceli Bilâl Gündoğdu ve yüksek islâm enstitüsü mezunu Konyalı İbrahim Altay adında iki imamı bulunuyordu, müezzinliğini de Trabzonlu Salih İzcüer yapmakta idi. Cami ile Fuad Paşanın türbesi arasında parmaklıkla çevrili küçük bir hazîre bulunmaktadır, on kadar kabir vardır, esnaf tabakasından kişilerin kabirleri olup en eskisinin tarihi hicrî 1219 (1804-1805) idi. Bu mevkideki eski camiin bânisi Uzun Şücâ’ın kabri de oradadır. Kabrin boyu 4 metre uzunluğundadır, lakabı ile ilgili olduğunu sanmıyoruz, İstanbul fethinde bulunmuş bütün kişilerin kabirleri öyle yapılmışdır. Baş ve ayak taşları ustuvânî olup baş taşındaki kitabesi arabcadır, adı ve unvânı için: Fâtihi Ayasofyâyi Kebir elmerhum elmağfûr Uzun Şücâeddin...” denilmişdir. Aslı Rumelinden olup 1277 (1860-1861) de İstanbulda vefat etmiş Mehmed Şükrü Efendi adında bir hattat da bu hazîrede medfundur. (eylül 1971). Camiin avlusunda yine sekiz köşeli bir binâ olan Fuadpaşa Türbesi, Türk türbe mimârîsinden tamamen ayrı bir üslubdadır; pencere şekilleri ve çok mübalagalı dış tezyinâtı ile bir Endülüs yapısı taklidini andırır. Paşanın Sivasda idam edilmiş olan babası şâir Keçecizâde İzzet Mollanın kemikleri de paşa tarafından getirtilerek bu türbede defnedilmişdir (B.: İzzet Molla, Keçecizâde). Hâlid ERAKTAN Fuad Paşa Camii (Resim: Serpil Büyükerbil; plan: H. Eraktan) Fuadpaşa Türbesi (Resim: Serpil Büyükerbil)